"Tarihimizde elveda Rumeli dedik ama elveda Türkiye dedirtmeyeceğiz"

"Tarihimizde elveda Rumeli dedik ama elveda Türkiye dedirtmeyeceğiz"

"Tarihimizde elveda Rumeli dedik ama elveda Türkiye dedirtmeyeceğiz"

"Tarihimizde elveda Rumeli dedik ama elveda Türkiye dedirtmeyeceğiz"

02 Şubat 2010 - 10:45

"Tarihimizde elveda Rumeli dedik ama elveda Türkiye dedirtmeyeceğiz"MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Izmir Milletvekili Oktay Vural, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın önceki günkü konuşmasına atıfta bulunarak; "Başbakan konuşmasında oligarşik diktadan bahsediyor. Daha büyük diktatörlük var mı? 7 yıldan bu yana ümüğümüzü sıktılar Türkiye'de" dedi. MHP Kırklareli teşkilatı ve partililerle buluşan Vural, "Trakya ile buluşmamız biraz geç oldu ama Trakya tuttu mu da bırakmaz. Trakya'nın güzel insanları olduğunu biliyoruz. Sizlere kendimizi anlatacağız. Tarihimizde elveda Rumeli dedik ama elveda Türkiye dedirtmeyeceğiz" diye konuştu. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Izmir Milletvekili Oktay Vural, parti çalışmaları ve konferans için geldiği Kırklareli'nde Akkuşkaya Otel'de düzenlenen sabah kahvaltısında, il ve ilçe teşkilatı ile partililer ve muhtarlarla bir araya geldi. Burada davetlilere bir konuşma yapan Vural, Türkiye'nin belirsiz bir sürece doğru sürüklendiğini, halkın bu süreci endişe içinde izlediğini belirtti. Vural, "Sizleri buraya getiren Türkiye'dir. Sizleri endişelendiren kafanızda bir takım sorular var. 'Türkiye'de ne oluyor nereye gideceğiz' diye. Gerçekten bugün maalesef Türk Milleti ve Türk Devleti açıkçası nereye doğru yol alındığı bilinmeyen bir meçhule sürüklenmektedir ve bu meçhule sürüklenen bir Türkiye de insanlarımızda endişe içindeler. Bugün öyle bir Türkiye'de yaşıyoruz ki kimliğimizi tartışıyoruz. Öyle bir Türkiye'de yaşıyoruz ki Cumhuriyeti tartışıyoruz. Bütün bunlar aslında bu coğrafyada bizi var kılan ve bu coğrafyayı vatan kılan değerlerin tartışmaya sokulması, gevşetilmesi ve aşındırılmasıdır. Öyle bir Türkiye'de yaşıyoruz ki aşındırılmadık milli bir değerimiz kalmadı. Her bir değerimiz ve kurumumuzu ayaklar altına alan, tarihine ve emanetlerine hıyanet ettirilen bir süreç var. Ben bundan bahsederken tarih yapmış Türk Milletinden bahsediyorum. Emaneti aldığımız Türkiye'de ne acıdır ki emanetlerimize el uzatılıyorlar, dil uzatıyorlar. Geleceğimizi konuşacağımıza geçmişimizden kopartılıyoruz. Geçmişi olmayanın geleceği olmaz" dedi. "Bir sindirme operasyonu var" Bir sindirme ve korkutma politikasının yürütüldüğünü öne süren Vural, "demokrasi" adı altında insanların "baskıya" maruz kaldığını iddia etti. Vural, "Bireysel yalnızlaşma, korku ve sindirme Türkiye'nin her yerine hakim oldu. Demokrasi adı altında yapılanlarla aslında insanların görüş ve düşüncelerini açıklamada önemli ölçüde bir korkuya bir baskıya hatta şiddete maruz kalmaktadırlar. Bu gün gazetelerimiz vatandaşların sorunlarını dile getirmekten korkuyor. Kırklareli'nde vatandaşın dertleri konuşulmuyor. Çözüm aranmıyor. Bir kişi bir şey demeye kalktığı zaman 'acaba bir şey yaparlar mı' diye düşünüyor. Gerçekten bir sindirme operasyonu var. Oysa biz Cumhuriyeti birinci sınıf vatandaş olmak için kurduk. Hakkımız var, sorumluluğumuz da var. Ama bizim hakkımızı koruyan hakkımızın peşinde koşmamız gereken insanlar olarak görmek yerine bizi kula kulluk etmesi gereken insanlar olarak görüyorlar. Bizi adeta istediği zaman kullanılan istediği zaman iradesi alınan aldatılan kandırılan insan yerine koyuyorlar. Koca koca gazeteler televizyonlar hepsi. Medya bölünüyor medya satın alınıyor. Kurumlar birbiri ile çatıştırılıyor, kurumlara güven kalmıyor. Soruyorum; bugün geldiğimiz çatışmacı ortam içinde yargıya güven sıfırlanıyor, orduya güven sıfırlanıyor. Bugün geldiğimiz Türkiye’de maalesef Ankara kendi ürettiği senaryolarla toplumun kafasını karıştırıyor, toplumu tehdit ediyor. Bugün TEKEL işçileri hakkını ararken Bakan kalkıyor 'tek suçumuz merhametli olmak' diyor. Biz kimseden merhamet beklemiyoruz. Insanların hakkı hukuku vardır. Beni yöneten adamların karşında ben kul değilim. Senin görevin bu millete hizmet etmek, minnettar olmak. Ama gelin görün ki bütün bu ortam içinde her bir kesim aşağılanmakta horlanmaktadır" diye konuştu. "Bizi köle gören bir zihniyet var" Ülkenin geldiği noktada tarımla uğraşan kesimin tarımdan, sanayideki üretici kesimin üretimden uzaklaşmaya başladığını, hazır tüketen bir toplum yapısının doğduğunu ifade eden MHP'li Vural, Cumhuriyet tarihinin en büyük krizinin yaşandığını savundu. Vural, şöyle konuştu; "Tarladaki ürüne el atılmıştır. Tarlada üretim yapmak açıkçası insanı fakirleştirmektedir. Çünkü ektiği, biçtiği yerde maliyetler artmış, ürün para etmiyor. Üretici sanayici üretmekten vazgeçiyor 'ucuz ithalat yapayımda biraz para kazanayım' diye düşünüyor. Esnaf siftahsız kepenk kapatıyor. Emeklinin son 4 yılda yüzde 30 gerçek manada satın alma gücü azalmıştır. Cumhuriyet tarihinin en büyük krizini yaşıyoruz şu anda. Bir ekonominin amacı insana iş bulmaktır aş bulmaktır. Ancak bu ekonomi modelinde maalesef insanlar işini kaybetmiştir, aşını kaybetmiştir. Bugün Türkiye'de Devletin yerine milletin borç krizi var. Bu milletimiz gelecekteki gelirlerini şimdiden harcadı. Umut yok. Maalesef umutta kalmadı. Umutta tüketildi, pembe tabloları hatırlayın 'iyi olacak iyi olacak' denildi. Ama bu kadar borçlandırdıkları milletimiz maalesef ciddi bir kriz içine girdi. Toprak bizi doyurmuyorsa, üretim kaynaklarımızı işletemiyorsak biz Kırklareli’de insanlarımıza nasıl iş bulacağız? Eğer sen halen 1.5 milyon genci üniversite kapılarında bekletiyorsan eğitimli genci üretime aktaramıyorsan nereye gideceğiz? Biz bu ülkenin şerefli birer Türk vatandaşı olarak bu insanlarımıza sadece asgari ücretle geçinmeyi zihniyet olarak mı göstereceğiz. 500-600 lira ile iş bulduk diye sevinmeli miyiz? Biz buna mahkum muyuz? Mecburmuyuz? 'Torba torba dağıtıyoruz daha ne istiyorsunuz' diyor. Bakıyorsunuz üç paket makarna... Lütfetmiş adamlar. Soğanı ekiyorsunuz para etmiyor, patates ekiyorsunuz para etmiyor. Ankara varoşlarında soğan patates dağıtıyorlar oy alıyorlar. 'Bakın size soğan patates dağıtıyoruz' diyorlar. 2 torba kömür dağıtıyorlar 'daha ne olsun size kömür getirdik' diyorlar. Bu bizi köle gören bir zihniyet. Ben bir milliyetçi olarak insanlarımızın iradesinin bu şekilde açıkça baskı ile yoksullukla her şeyle yönetilmesi ve hakimiyet altına alınmasını kabul edemiyorum. Demokrasi doğru tercihlerle, hür tercihlerle belirlenen yönetilenin belirlediği bir sistemdir. Ama nerede? Kömüre muhtaç insan 'kömür gelmezse ne olacak' diye düşünüyor. Kalem kullanan adam 'acaba şunu yazsam başıma ne gelir' diye düşünüyor." "Askeri yıpratmanın bir faydası yok" Toplumun sindirildiği ve korkutulduğu bir ortamda demokrasiden bahsedildiğini ifade eden MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, AK Parti Hükümetini "diktatörlükle" suçladı. Milletin tehdit edildiğini, askerin yıpratılmaya çalışıldığını söyleyen Vural, Hükümetin "mağduru" oynadığını savundu. Vural, "Bugün kalkmışlar demokrasiden bahsediyor. Başbakan dünkü konuşmasında oligarşik diktadan bahsediyor. Daha büyük diktatörlük var mı? 7 yıldan bu yana ümüğümüzü sıktılar Türkiye'de. Tozlu raflardan çıkardıkları bir takım planlarla milleti tehdit ediyorlar. 7 yıldan bu yana tek başına iktidar olarak Türkiye'yi yönetiyorsunuz. Bir taraftan yönetiyorlar bir taraftan 'oy müdahale ediyorlar' diyorlar. Ben bir tane müdahale edeni görmedim. Maşallah gül gibi geçinip gidiyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı söylüyor 'hiçbir zaman olmadığı kadar devletin zirvesinde uyum var' diyor. Bir taraftan 'uyum var' diyorlar bir taraftan saldırıp duruyorlar. Askerimizi, ordumuzu yıpratmanın kime ne faydası var? Ordunun müdahalesini istemeyiz ama orduyu yıpratmanın ne faydası var? Bunların üzerinden siyaset yürütüyorsunuz. Bunlara kargalar güler. Her şey onların elinde değil mi? Medyanın yüzde 80'i onların elinde değil mi daha ne istiyorlar? Ne yapacaklar bizi bilmiyorum. Hapishaneye mi attıracaklar, idam mı ettirecekler ne istiyorlar gerçekten bilmiyorum. 7 yıldan bu yana ülkeyi tek başınıza kral gibi yönetiyorsunuz. Bu millete reva görülmeyecek ifadelerle saldırıyorsunuz. Insanların Trakya’da bu endişeleri yaşadığını biliyorum. Ama umutluyum bunlara pabuç bırakacak değiliz" dedi. "Artık milletin seçimi olmalı" Ülkenin sorunlarının zamanla çözüleceğine inandığını kaydeden Vural, ancak seçim yapma vaktinin geldiğini ifade etti. Vatandaşın sandık başına geldiğinde doğru kararı vermesi gerektiğini belirten Vural, süreç içinde AK Parti Hükümeti'nin oy için "başka yollar" uyguladığını iddia etti. Vural sözlerini şöyle sürdürdü; "Hiçbir ayrımız gayrımız yok. Biz bir çınarız. Kökümüz var. Yapraklarımız var. Ama kökten koparılırsak bu yaprakları bir rüzgar gelir götürür. Benim asıl endişem bu. Beni Cumhuriyetimden, tarihimden, köklerimden kopardıkları zaman istedikleri gibi oynayabilirler. Bunda siyaset olmaması lazım. Siyasal tercih yok bu konuda. Hepsi bizim. Değerler bizim. Cumhuriyet bizim. O bakımdan bu süreç ve bundan sonraki seçimin milletin seçimi olması lazım. Türkiye büyük bir potansiyele sahip. Türkiye bu tip kimlik tartışmaları ile enerjisini içine akıtmaz, bu tartışmalar neticesinde siyaset şekillenmez ise bence Türkiye'nin geleceği çok parlaktır. Ama endişemiz bu enerjinin Türkiye'nin içine akması ile bedelini milletin ödeyeceği bir sürece gidilmesidir. Bu gibi oyunların bitirilmesi gereklidir. Bir takım planlarla bizi tehdit ediyorlar. Bu noktada bu planlar üzerinden de medet umuyorlar. Asker-sivil gerilimi üzerinden siyaset yapıyorlar. Insanları bu konularda tartıştırmak istiyorlar. Demokrasi dediğimiz bu süreç içinde sorarlar adama 28 Şubat'ta 'ben görüşümü değiştirdim' diyen kim? Bunu seçimlerde kullanan kim? Sensin. Şimdi de acımasızca asker üzerinden siyaset götürüyorlar. Bu acımasızlıktır yanlıştır. Arınç'a suikastla ilgili şeyler vardı. Ne oldu? 'Bana geçmiş olsun demediler' diyor. Sen Manisa'dasın adamlar Ankara da. Bizim aklımıza hakaret ediyorlar. Görünen o ki size bir şey veremeyenler bu gün başka yerlerden medet umuyorlar. Artık milletin seçimi olmalı. Sandık önümüze gelecektir. Bu seçim sandığında bir karar anı olacaktır. O aşamada hiçbir şey işlemeyecektir. Seçim olacaktır. Trakya ile buluşmamız biraz geç oldu ama Trakya tuttu mu da bırakmaz. Trakya'nın güzel insanları olduğunu biliyoruz. Sizlere kendimizi anlatacağız. Tarihimizde elveda Rumeli dedik ama elveda Türkiye dedirtmeyeceğiz." MHP'li Vural konuşmasının ardından partililer ile birlikte Kırklareli sokaklarında esnafla görüşmelerde bulundu. Daha sonra Babaeski Ilçe Teşkilatı tarafından Belediye Düğün Sarayı'nda düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan Vural Kavaklı Beldesi'ne geçerek Park Kahvesi'nde kahve toplantısına katıldı. Vural, akşamda Kırklareli Üniversitesi Rektörlük Binası Kültür Merkezi Konferans Salonu'na gelerek "Ya Teslimiyet Ya Milliyetçilik" konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.