Ülkemizin değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini yaşadığımız şu günlerde, çok hızlı bir alt üst oluşla taşlar yerinden oynamaya başladı.
Değişimi kabul etmeyenler ne kadar direnseler de geri dönülmez süreç çalışıyor.
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü ruh bulmaya başladı.
“Seçimle gelen, seçimle gider” mantığı halkımızın bilincine yerleşmesine rağmen; demokrasiye şiddetle karşı olan bir siyasi partimizin lideri ve üst yöneticileri cuntacı anlayışları ve söylemlerine ısrarla devam ediyorlar.
Aslında silahlı kuvvetlerimiz demokrasiye bağlıdır. Ancak bir siyasi partimizin lideri ve onun üst yöneticilerinin cunta isteyen kışkırtıcı söylemleri ve felaket üreten demeçleri de bazı kesimler üzerinde nasıl etkili olduğunu yaşayarak gördük.
Üniversite hocalarının yıllar önce cübbelerini giyerek “ORDU GÖREVE” yazılı dövizlerle yürüyüşe geçmelerini halkımız unutmadı.
Koca koca Profesörler halkımıza demokrasiyi çok görüp de, orduyu göreve çağırmadılar mı?
En cahil insanımız bile darbelerin zararlarının bilincindeyken, aydın diye gördüğümüz ve çocuklarımızı teslim ettiğimiz dekanlar, profesörler cunta istemek üzere yollara döküldüler.
“En kötü demokrasi bile, en iyi cuntadan daha iyidir.” Ancak bunu bir siyasi partinin başkanı ve üst yöneticileri bir türlü içine sindiremiyorlar. Fakat; halka giderek demokratik yollarla seçime de giriyorlar.
Halkımız da bunlara, demokrasiyi algılama bakımından çok ilerde olduğu için hiçbir zaman iktidar şansı vermiyor.
Son günlerde yaşanan gözaltılar konusunda yargıyı etkilemek adına hırçınlıkla bağırıp çağıran bir siyasi kişiliğin çırpınışları, halkımıza ne düşündürüyor?
Ergenekon’un avukatlığına soyunan bu siyasi kişilik gerçekler ortaya çıkmaya başladıkça o konuda artık pek konuşmuyor. “Saygın insanlar suç işler miymiş” manasına gelen demeçler vermekten çekinilmiyor. Hukuk saygınlığa ve rütbeye göre işlemez, “Hukuk suça göre işler”, bu nasıl bir siyasi ifadedir?
“Guguk devleti değiliz, hukuk devletiyiz” 
Halkımız hiç merak etmesin, bu cuntacı anlayışın ve bu demokrasi karşıtı düşüncelilerin bütün çırpınışları boşa gidecektir.
Tarih; bu yılların bozguncu ve yıkıcı siyasetçilerini, demokrasinin gelişmesine engel olanlar ve cuntayı davet eden söylemleriyle kara sayfalarına alacaktır.