Ziraat Bankası’nın önündeki ağaç

Ziraat Bankası’nın önündeki ağaç

Ziraat Bankası’nın önündeki ağaç

Ziraat Bankası’nın önündeki ağaç

Ziraat Bankası’nın önündeki ağaç
13 Ağustos 2010 - 09:09


 


Hiç kimse uyarmıyor, “Bu ağacı niye boğuyorsunuz” diye.
Şehrimizde kaldırım yaparken ağaçları boğuyoruz. Yağmur suları ağaç diplerine gelmesin, boşa akıp gitsin diye ağaç dipleri beton bariyerlerle kapatıyoruz.
Ağacın dibindeki filizler büyümüş neredeyse asfalta yetişecek.
Hemen bitişiğindeki trafoya vatandaşlar taa Lüleburgaz’dan gelmiş reklam yapıştırmış.
Ağacın yanındaki trafodan çıkan iki adet kalın elektrik kablosu ağacın kablosu ağacın dibinden gövdesine kadar uzatılmış çivilenmiş ona ELEKTRİK DİREĞİDE GÖREVİ de verilmiş.
Süper market açılışını yaptığı ana caddede Ağacı bünyesinde kanserojen barındıran kırmızı, beyaz renkli naylonla sıkıca sardırmış ki sanki son nefesini versin diye. Oda imzasını atmaktan çekinmemiş, gölgesinde barındığımız ağaca.
Ağaç yaşken değil; üzerine kapasitesinin üzerinde yük vurulunca eğilirmiş.
Bahsetmeye çalıştığım ağaç kenar mahallede değil her gün binlerce vatandaşın geçip gittiği etkili ve yetkililerin güzergahı olduğu Ziraat Bankası’nın önündeki ağaç.
“Burası Kırklareli böyle şeyler ancak burada olabilir” diyebilirsiniz.
Ancak ben öyle düşünmüyorum.