ORTAK AKIL











Özkan Başaran





Ülkemiz kritik bir eşikten geçiyor. Gezi Eylemleri’nden her toplum katmanı kendine göre dersler çıkardı mı? 


O kadarını bilemem amma, ödenilen bedeller dersi de aştı da öteye bile geçti.


Tahammülsüzlüğün öfkesi mi, yoksa biriken sıkıntıların taşması mı insanları sokağa döktü?  


Bu konuda çeşitli tartışmalar yapılıyor. 


Bir kesim insanımız çoğunluğun azınlığa tahakkümü altında ezildiğini söylüyor.


“Demokrasi, sadece sandıktan ibaret değildir” diyor.


Sokağa dökülenlerin bir kısmı da seçimle devrilmeyen iktidarı, ayaklanmayla kargaşayla devirme hevesi içinde olduğunu saklamıyor.


Gezi Olayları’na karşı diğer kesim ise, seçimle iktidar olamayan seçkinci kesimin kalkışması olarak algılıyor. 


Eylemlerde geçim sıkıntısını dile getiren bir pankart ve slogan yok.


AK Parti’ye oy veren çoğunluk Gezi Eylemleri’ni, sadece rejim kaygısı ve yaşam şeklinin değişeceğinin korkusuyla sokağa dökülen varlıklı insanların şımarık çocuklarının eylemleri olarak yorumluyor.


Kısacası, AK Parti’ye oy verenlerin çoğu sokak eylemlerini “Kemalist Ayaklanma” olarak düşünüyor. 


Böyle olunca da %50’lik bu kitle bir birine sımsıkı kenetleniyor.


Her şeyin naklen yayınlarla gerçekleştiği bu çağda, Mısır’daki Darbe’yi gözümüzün önünde saniye saniye izledik. 


“Keşke Türkiye’de de böyle bir darbe olsa, da bu iktidar devrilse” diye bekleyen bir toplum katmanı olduğunu hiç unutmamak gerekir.


Demokratmış gibi gözüken ve Darbe severliğini dillendirmeye çekinen bu kesim, Askeri Cunta için yanıp tutuşuyor. Darbeciliği de sevimli göstermeye çalışıyor.


Üstelik Büyük sermaye’nin de desteğiyle kalkışma ve kargaşadan Mısır’dakine benzer bir Darbe çıkarır mıyız? Şeklindeki düşüncelerini saklamayan Milletvekillerimiz bile var.


Bir de, Bu Milletvekili’nin Darbe çığırtkanlığına sessiz kalan parti yönetimi de var. Bu talihsiz söylemlerin kınanıp, disiplinle cezalandırılacağı yerde. Susularak, sanki onaylanıyormuş algısı oluşturuluyor. 


2013 yılını yarıladığımız şu çağda akademik unvanı olan bir bilim insanı Milletvekili’nin, Mısır’daki Darbe’nin partisi tarafından savunulmasını istemesi ne çağdaşlığa sığar, ne de Atatürkçülüğe.


Ama kafalar asker olduktan sonra, sivil siyasetin çatısı TBMM’de Darbe isteklerinin dillendirilmesi garip karşılanmamalı.


Demokrasi’nin ne olduğunu bir bilim insanı hazmedemediyse, cahil kitleler nasıl hazmetsin?


“Mısırdaki Darbe desteklenmelidir, Çünkü bu klasik darbe değildir” çağrısıyla gündem oluşturan CHP İzmir Milletvekili Prof. Bir gün Ayman Güler, Solcu ve Sosyal Demokrat CHP’lilerin görüşlerini yansıtmıyor.


Ben de, CHP’liyim. Amma,  Darbe’ye son derece karşıyım. En Kötü Demokrasi, En İyi Darbe Yönetimi’nden çok daha iyidir” düşüncesindeyim.


CHP çatısı altında hizmet veren birçok Sosyal Demokrat dostum da, Darbe’ye karşı. Bir Vekil’in bu talihsiz sözlerinin CHP’nin genel görüşüymüş gibi sunulmasından da çok rahatsız olan partililer yok mu?


Elbette ki var. 


Prof. Birgül Ayman Güler’in Mısırdaki darbeye öykünen sözleri kendini bağlar. CHP’yi bağlamaz. En yakın zamanda yetkili mercilerden bu doğrultuda açıklamalar gelecektir diye düşünüyorum.


Prof. Birgül Ayman Güler gibi düşünen CHP’liler de olabilir. 


Amma, onun gibi düşünmeyen Sosyal Demokrat CHP’liler de var.


CHP yönetimlerine de duyarlı Demokrat gençler hâkim olacaklardır. 


Bundan hiç kuşkum yok.


Çünkü, CHP’de bir değişim ve dönüşüm sürecine girdi


En azından parti üst yönetiminde değişime dönüşüme kararlı yürekler olduğunu biliyorum. Doğru olan da, Demokrasiden yana olanların karar mercilerine yerleşmesidir. Nitekim Partinin üst yönetiminde bu unsurların kararları belirginleşmeye ve Örgütlere de yayılmaya başladı.


Yerel seçimlerde üyelerin iradesiyle adayların belirleneme kararı, CHP’deki değişim ve dönüşümün önemli işaretidir.


Vekil Kesimoğlu’nun da gazetemize verdiği açıklamada dediği gibi” Yerel Seçimlerde üyelerimizin iradesi, adaylarımızı daha da güçlü kılacaktır”


Vekil Kesimoğlu’nun bu sözlerine çok katılıyorum. 


Ve bu anlamlı sözlere de; “CHP’de üyelerin iradesi sadece adayları değil, CHP’yi de daha güçlü kılacaktır” şeklinde katkı yapmaktan kendimi alamıyorum.