TRAJİ KOZMİK!

TRAJİ KOZMİK!

TRAJİ KOZMİK!

TRAJİ KOZMİK!

TRAJİ KOZMİK!
12 Ocak 2010 - 09:16


 


“Sigara içme kavgası” sonrasında, Roman vatandaşlarla ilgili bir sürü enteresan faaliyetler geldi gündeme!
Milletvekilinin birisi, seçim bölgesindeki Roman vatandaşların mahallesinde sabah kahvaltısı yapacağını duyurdu.
Vali, Romanların sorunlarını daha yakından incelemek ve sorunların çözümünü sağlamak üzere komisyon kurulduğunu söyledi.
Meclisten birileri, Romanların sosyal yaşamlarının ve hayat kalitelerinin seviyelerinin arttırılacağını vurguladı.
İyi güzel de!
O Romanlar’ı geçen akşam birileri alıp uzaydan UFO ile filan mı indirdiler oralara?
Amerika’yı yeniden mi keşfettiler birileri?
Dersim meselesi, pardon gafından dolayı da, Tunceli’nin adının Dersim olması ve olayların yeniden tartışılması da gündeme böyle gelmemiş miydi?!
Hep orada olan olayları veya sorunları hatırlamak ve gündeme taşımak için, illa ki onlarla ilgili bazı tetiklemelerin mi olması gerekiyordu?
Yoksa bunlar, aslında suni gündemler oluşturulması meselesi miydi?
Kimsenin ayrımcılık isteyesi yoktu ama tetiklenen bazı olayların ardından memleket bölünme tehlikesi ile karşı karşıya kalmadı mı?
Kürt-Türk, Alevi-Sünni, Sağcı-Solcu karşıtlıkları yüzünden, memleketi kamplara bölme senaryolarının kokuları da mı çıkmadı ortaya?
Birileri düğmelere basıyorlar. Birileri de, deveye çevirdikleri pireleri büyüterek, memleket meseleleri haline getiriyorlar.
Edirne’de sahnelenmeye çalışılan oyun dahi bu tezgâhlardan biri değil midir?
İşin iç yüzünü bilenler seslerini çıkartmıyorlar!
Seslerini çıkartanların başlarına kötü kötü şeyler geliyor!
Kimin elinin, kimin cebinde olduğu belli olmayan bir olaylar zinciri içerisinde kendimizi kaybedip, gidiyoruz.
Medyaya bakıyoruz; Birinin AK dediğine diğerleri KARA diyorlar!
Kime ve neye inanacağımızı şaşırıyoruz.
Herkesin kendi doğruları farklı!
Her doğrunun veya yanlışın vitrininde farklı farklı haklılık veya farklılık sebepleri var.
Kozmik odalarla, komik olaylarla, traji komik yansımalarla ve yaşananlarla ömür birer ikişer kayan günlerle akıp gidiyor avuçlarımızın içinden.
Tam, bir şeyleri anlayacakken, bir bakıyorsun yolun sonuna gelinmiş.
“Nasıl bilirdiniz merhumu?” soruları sorulmaya başlanmış peşimizden!
Hayırlı yolculuklar!
Allah sonumuzu hayır eylesin…