“Taş Ocağı konusunda sona yaklaşıldı”

“Taş Ocağı konusunda sona yaklaşıldı”

“Taş Ocağı konusunda sona yaklaşıldı”

“Taş Ocağı konusunda sona yaklaşıldı”

“Taş Ocağı konusunda sona yaklaşıldı”
16 Ağustos 2011 - 10:31

* Kırklareli’nin Vize Belediye Başkanı Selçuk Yılmaz, ilçe sınırları içerisinde faaliyet gösteren taş Ocağı Firması ile ilgili olarak açılan davada sona gelindiğini açıkladı.  







HABER MERKEZİ


Kırklareli’nin Vize ilçesi ile 8 köyünün suyunun kaybolmasına neden olabilecek çalışmalarından dolayı mahkemeye verilen Özarslan İnş. Madencilik Ltd. Şti.’ne ait Mıcır Üretim Sahası’nı inceleyen Bilirkişi Heyeti raporunu hazırladı. Raporda, Taş Ocağı faaliyetlerinin su kaynaklarını olumsuz etkileme riskinin bulunduğu belirtildi. 


Bilirkişi raporunun açıklanmasının ardından Vize Belediye Başkanı Selçuk Yılmaz, Bilirkişi Raporu’nun ilçe için oldukça önemli bir rapor olduğunu belirterek yaptığı açıklamada şunları söyledi:


“Daha önce Pazarlı Köyü Muhtarlığı’nın Edirne İdare Mahkemesi’ne açtığı ve Belediye’nin de müdahil olduğu dava sonucu, Sit Alanları’nı da kapsadığı için ruhsatı iptal edilen Özarslan İnş. Madencilik Ltd. Şti., kısa süre içerisinde ruhsattan Sit Alanı olan bölümleri çıkartarak ruhsat yenilemiş ve yeniden faaliyete geçmişti. Bu gelişme üzerine bu defada biz Vize Belediyesi olarak, Taş Ocağı’nın içme suyu kaynaklarına zarar vereceğini belirterek Edirne İdare Mahkemesi’ne yeniden dava açtık. Açılan davada belediye, öncelikli olarak çalışmaların durdurulmasını ve sonrasında da bu çalışma izninin iptalini istemişti.


Davanın açılmasının ardından Pazarlı köyü muhtarlığı, Çövenli Köyü Muhtarlığı, Gazi Mahallesi Muhtarlığı, Vize Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi ve Vize Ziraat Odası davaya müdahil olmuşlardı. Edirne İdare Mahkemesi, davanın açılmasının ardından bir Bilirkişi Heyeti görevlendirerek Nisan ayı ortalarında Taş Ocağı’nda incelemeler yaptırmıştı. İşte bu incelemelerin ardından raporlarını hazırlayan Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Hasan Yazıcıgil, Hacettepe Üniversitesi’nden Çevre Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Gülen Güllü ve Maden Mühendisi Prof. Dr. Bahtiyar Ünver hazırladıkları raporu mahkemeye sundular” dedi.


Belediye Başkanı Sayın Selçuk Yılmaz, Bilirkişi Raporu’nda su kaynaklarının risk altında olduğunun belirtildiğine de işaret etti. Her iki davanın da avukatlığını yapan Avukat Sezgin Çakan ise yaptığı açıklamasında;


“Biz, Vize Belediyesi adına maden şirketi tarafından işletilmekte olan mıcır işletme ruhsat sahası ile ilgili olarak verilen işletme izni ile ilgili öncelikli olarak yürütmenin durdurulması ve sonrasında da işletme izninin iptali istemiyle dava açtık. Bu dava çerçevesinde, Nisan ayı içinde görevlendirilen bilirkişi heyeti ilçemize gelerek Taş Ocağı’nda bir takım incelemelerde bulundular. Bu heyet hazırladıkları raporu da Temmuz ayı başında Edirne İdare Mahkemesi’ne sunmuştur. Yapılan incelemelerin ardından hazırlanan raporda proje tanıtım dosyasındaki eksiklerden, ÇED gerekli değildir kararına kadar birçok konuya değinilmiştir” dedi.


Avukat Sezgin Çakan açıklamasında, bilirkişi raporunda şu bilgilere yer verildiğini dile getirdi;


 “Hidrojeolojik bir çalışma ve değerlendirme yapılmamıştır. Sahada su tablasının derinliği hakkında bilgi bulunmamaktadır. Ortalama cevher kalınlığı 25 metre alınmıştır. Sahada yeraltı suyu seviyesini belirlemeye yönelik bir çalışma yapılmadığı için ocak taban kotunun yeraltı suyu tablasına kadar inip inmeyeceği konusunda dosyada bilgi bulunmamaktadır. Proje Tanıtım Dosyası’nın Bölüm ll. b'de (Sayfa 49) Mevcut Su Kaynaklarına Etkiler Bölümü’nde ruhsat alanının içerisinde ya da yakın çevresinde göl, baraj, akarsu veya sulak alan bulunmadığı belirtilmiştir. Ancak, ruhsat alanının 660 m batısından akmakta olan Ayazma Deresi ve ruhsat alanının yaklaşık 1 kilometre mansabında bulunan kaynaklar, ya su kaynağı olarak değerlendirilmemiş, ya da ruhsat alanının yakın çevresi olarak kabul edilmeyip, PTD'de hiç bahis edilmemiştir.


Proje Tanıtım Dosyası’nda proje faaliyetleri nedeniyle yeraltı suyu sistemine ve su kaynaklarına oluşacak etkiler değerlendirilmemiş olup, sadece ülkenin yeraltı ve yerüstü  su kaynakları potansiyelinin korunması ve en iyi biçimde kullanımının sağlanması için 31.12.204 tarih ve 25687 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin tüm hükümlerine uyulacağı taahhüdünde bulunulmuştur. Ancak, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nin Madde 22 Yeraltı suları ile ilgili kirletme yasakları ve düzenlemeler, (o) bendinde Yeraltı suyu rezervlerine haiz akifer karakterindeki her türlü formasyonlardan malzeme temini yasaktır. Ancak Yeraltı Suyu Beslenme Havzaları’ndan malzeme teminine Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün uygun görüşü alınarak izin verilebilir' denilmektedir. Kalker Ocağı’nın işletme ruhsatlı alanı 24.08.2009 tarihinde onaylanan '1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı'nda 'Kullanım Sınırlaması Getirilen Alanlar' kategorisinde Yeraltı Suları Beslenme Alanı (YAS) olarak lekelenmiştir. Bu alanlarda yeraltı sularını kirletecek türde yapılaşmadan kaçınılmalıdır açıklaması getirilmektedir. 200703840 İşletme Ruhsat nolu sahada 08.06.2007 tarihinde Kerem İnş. Uluslararası Taş. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilen "Kalker Ocağı ve Kırma-Eleme Tesisi" projesinin Özarslan İnş. ve Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne devredilmesi ile daha önce verilen "ÇED Gerekli Değildir" Kararı Özarslan İnş. Ve Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. için de geçerli olmuştur. Davalı tarafın iddia ettiği DSİ XI. Bölge Müdürlüğü’nden alınan 10.12.2008 tarih ve 462-12809 sayılı Kerem İnş. Uluslararası Taş. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin dilekçelerine hitaben yazılmış yazıda İlgi dilekçede, Kırklareli ili, Vize ilçesinde bulunan AR.200703840 ruhsat numaralı 96,66 ha. saha üzerinde "Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi" kurulması planlandığı belirtilerek söz konusu alan hakkında kendisinden istenilen, Patlatma Yapmadan Malzeme çıkarılacağı yönünde noter taahhüdü getirmiştir. Anılan saha hakkında Bölge Müdürlüğümüz görüşü istenmektedir" denilmekte olup bunlara uyulması kaydıyla faaliyetinize başlamanızda herhangi bir sakınca bulunmamaktadır" denilmektedir. Dolayısıyla, DSİ'nin 10.12.2008 tarihli uygun görüş yazısının, 08.06.2007 tarihli "ÇED Gerekli Değildir" kararından sonra ve Patlatma Yapılmadan Malzeme Çıkarılacağı taahhüdüne istinaden verildiği görülmektedir.


Sonuçta, DSİ XI Bölge Müdürlüğü'nün kalker ocağı faaliyeti için vermiş olduğu 'uygun görüş' yazıları faaliyet için verilen 'ÇED Gerekli Değildir' kararından sonradır. İşletme ruhsat alanının yaklaşık 1 km mansabında yer alan ve yöre halkı tarafından kullanılan çok sayıdaki kaynak nedeniyle belirtilen faaliyet için 'ÇED Gereklidir' kararı verilmeliydi. ÇED raporu hazırlama sırasında yapılacak ayrıntılı hidrojeoloji, hidrojeokimya ve izotop çalışmaları sonucunda kaynakların beştenim kotları ve sahadaki su tablasının konumu belirlenerek faaliyetin kaynaklar üzerindeki etkileri analiz edilmeliydi. Bilimsel çalışmalar yapılmadan faaliyetin kaynaklar üzerindeki etkilerini değerlendirmek mümkün değildir.


Netice itibariyle, söz konusu kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi'nin "ÇED Gerekli Değildir" Kararı verilen Proje Tanıtım Dosyasında, faaliyetin yörede bulunan su kaynaklarına  olası etkilerinin yeterli düzeyde veri ve bilgiye dayalı, kapsamlı bilimsel çalışmalar sonucu değerlendirilmediği, su kaynaklarının işletme sahasından beslenme olasılığının bulunduğu ve dolayısıyla faaliyetten olumsuz etkilenme riskinin olduğu tespit edilmiştir” denilmektedir.


Avukat Sezgin Çakan açıklamasının sonunda; “Bu Bilirkişi Raporu’nun ardından mahkemenin kısa süre içerisinde kararını açıklamasını beklemekteyiz” dedi. (s)