Sosyal Demokrasi, Barış İklimi’nde gelişir

Sosyal Demokrasi, Barış İklimi’nde gelişir

Sosyal Demokrasi, Barış İklimi’nde gelişir

Sosyal Demokrasi, Barış İklimi’nde gelişir

Sosyal Demokrasi, Barış İklimi’nde gelişir
10 Nisan 2013 - 09:18


ORTAK AKIL











Özkan Başaran








Ülkemiz kritik bir eşikten geçiyor. Bir yanda çözüm süreci ile Barış aranırken, öte yanda ise, Sivil Anayasa çalışmaları hızla devam ediyor.


Barış ve huzur içinde yaşamak hepimizin hakkıdır. “Teröre verdiğimiz canlar bitsin artık. Dökülen kanlar dursun artık” diyen Halkımızdan Barış Süreci’ne destek her geçen gün artıyor.


“Yeter artık” denilen noktadayız.


Bir tarafta Barış, öte yanda Terör.


Terör’ün devam etmesi istenebilir mi? 


Sorduğunuz zaman hiçbir siyasi parti terörün devam etmesini istemiyor.


İstemiyor ama çözüme gereken katkıyı da yapmıyor.  


Gönülsüz istemlerle yapılan açıklamalar, destek değil çözüme köstek olur.


Ülkemiz iki büyük siyasi kamp arasında sıkıştı.


Bir yanda Ulusalcılar, öte yanda Muhafazakârlar.


Aradaki renkler neredeyse yok olmak üzere.


Dünya Siyaseti’nin ana unsurları olan, Sosyal Demokrasi ve Liberal Siyaset bizim ülkemizde ara renk haline geldi.


Ülkemizde Ulusalcılık ve Muhafazakârlık Ana Siyaset, Sosyal Demokrasi ve Liberalizm de ara siyaset haline geldi.


Ana siyaset ara siyaseti eziyor. 


Şimdilik eziyor.


Ama gün gelecek, her şey aslına dönecek.


Bir yanda Sol siyaset, öte yanda Sağ siyaset. İşin doğası böyle. 


Barış’tan, Emek’ten ve Ezilen’den yana olanlar Sol da yer alacaklar. 


O, özlenen Sol Ülkemize de gelecek. Halkta karşılığı olan da Sol ve Sosyal Demokrat Siyasettir zaten.


Ulusalcılık ile Solculuk bir arada yaşam şansı bulamaz.


Ülkemizin geçtiği kritik süreç, şimdilik Ulusalcılığa prim vermiş olabilir. Ama süreç Barış ile sonlandığında Ulusalcıların öngörülerinin doğru olmadığı ortaya çıkacaktır. Böylece Ulusalcılık marjinalleşecektir. Zaten Dünya konjektürü bunu gerektiriyor. Ülkemiz dünyadan kopuk mu ki, kendine özgü yanlış kurgulanmış bir siyasi yelpaze süregitsin?


Bu bağlamda CHP çok önemli.


CHP, Ülkemizin en kurumsal partisi. CHP Örgütü, Ülkemizin en büyük sivil hareketi. CHP, Ulu Önder Atatürk’ün eseri. 


Şu anki, CHP’nin durumu nedir?


Bugünlerde CHP’de Ulusalcılar, partiye iyice hakim oldu. CHP içindeki Solcu ve Sosyal Demokrat renkler iyiden iyiye cılızlaştı. Ulusalcıların keskinleşmesi partiyi hızla sağa doğru kaydırıyor. Her fırsatta Çözüm Süreci’ne karşı söylemler üreten Ulusalcılar, Parti içindeki Barış isteyenlerin sesini kesebiliyorlar.


CHP’nin kendi yaptığı araştırmada, kendi tabanının %50’sinin Barış’tan yana tavır koyduğunu kendi sözcüleri açıkladı.


Ulusalcıların bu gerçeği iyice anlaması gerekir.


Çünkü; Barıştan yana tavır koyanlar, bu sürecin kazananı olacaktır.


Baktığınız zaman CHP içinde Barışı istemeyen yok gibi görünüyor.


Ancak Gönülsüz istekler, çözüme katkı yapmaz. Tam tersi çözüme koyulan tatlı engeller olarak hafızalarda yer alır.


Barış için taşın altına elini koyanlara hakaret edenler, Terör’ün bitmesi adına çözüm planı sunamıyorlar. Sadece korkular pompalıyorlar.


Ne kadar engellenmeye çalışılırsa çalışılsın, Barış’ın önünde kimse duramayacaktır. 


Buna zaman gerek. Sabır gerek. Çözüm sürecinde kimin ne dediğini ve nasıl davrandığını tarih yazıyor.


Sonuçta çözüm süreci başarıyla sonlanacak ve  kazanan da “BARIŞ” olacaktır. 


BARIŞ’tan sonra da, Yeni bir Türkiye Kurulucaktır. Her şey o zaman gerçek mecrasında akmaya başlayacaktır. Siyasetin Ara Renkleri de, Ana renkler olacaktır. Liberal siyaset ve onun karşısında Evrensel Sol ve Sosyal Demokrasi.


İşte,  özlediğimiz o Sol ve Sosyal Demokrat iktidarda  BARIŞ ile gelecektir. 


Çünkü Sosyal Demokrasi Barış İklimi’nde gelişir.