SES; “Sağlıkta masal bitti”

SES; “Sağlıkta masal bitti”

SES; “Sağlıkta masal bitti”

SES; “Sağlıkta masal bitti”

SES; “Sağlıkta masal bitti”
03 Ekim 2009 - 10:33

SES; “Sağlıkta masal bitti” Sosyal Güvenlik konusunda yaşananları sert bir dille eleştiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Birliği Sendikası Kırklareli Şubesi, bir basın açıklaması yayımlayarak, bu konudaki düzensizliğe dikkat çekti. Hükümetin bu konudaki tutum ve uygulamalarını da eleştiren SES, açıklamasında şunları kaydetti: “Sağlık ve sosyal güvenlik alanlarını özelleştirmeyi programına koymuş, daha doğrusu iktidar olmak için bu alanlarda IMF ve DB’na taahhütte bulunmuş AKP Hükümeti, yaklaşık 5 yıldır Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortasıyla (SS ve GSS) yatıp kalkıyor.    Para babalarının isteklerini emir telakki ederek koca bir toplumun sağlık ve sosyal güvenlik hakkını gasp ediyor. Bizlerin ve çocuklarımızın geleceğini karartıyor. Bugün bu yasanın uygulamaya girişinin birinci yılı. Bir yıl içinde sağlık ve sosyal güvenlik alanında yaşananları paylaşmak, deyim yerindeyse bu yasayı çıkaranların kirli çamaşırlarını teşhir etmek, yalanlarını yüzlerine çarpmak için burada toplandık. Hatırlayalım! Bizler, bu yasanın mezarda emekliliği dayatarak, emekliliği olanaksız hale getireceğini, sağlık hizmeti almak için ödediğimiz vergilerin üstüne prim, katkı-katılım payı ve ilave ücret getirerek sağlık hizmetlerine ulaşımı ve eşitsizlikleri artıracağını söylüyorduk. Peki ya onlar? Onlar, herkesin sağlık ve sosyal güvenlik kapsamına alınacağını, aktif-pasif dengesinin kurulacağını, prim ödeyebilenden prim alınacağını, ödeyemeyenlerin priminin devletçe ödeneceğini, mevcut sigortalılara ek bir yük getirilmeyeceğini, kazanılmış hakların korunacağını, 18 yaş altındaki çocukların tüm sağlık hizmetlerinden koşulsuzca yararlanacağını söylüyorlardı. Işte yaşanan gerçekler; Kayıt dışı, sigortasız çalışanların oranı daha da arttı. Herkesi kapsayacağı iddia edilen SS ve GSS sistemi herkesi kapsamıyor. Muayene ücretleri son zamlarla birlikte %650 artırıldı. Herkes ek yük altında. Hastaneye yatan, ameliyat olan hastalara da katılım payı zorunluluğu getirildi. Ilaçta devletin ödediği pay düşürülürken, hastaların payı sürekli artırıldı. Başlangıçta özendirilen özel hastaneler artık ateş pahası. Milyonlarca yurttaşımız hala sağlık güvencesinden yoksun. Kriz bahanesiyle işten    atılanlar, sadece işini ve aşını kaybetmedi, hizmetlerinden de mahrum kaldılar. Anne babaları GSS primi ödeyemeyen 18 yaş altındaki çocuklar için kısıtlamalar, engeller getirildi. Muhtaç diye yeşil kart verilen vatandaşlardan muayene ücreti alınıyor. Gözlükte katılım payı isteniyor. 10 Temmuz’da yürürlüğe giren torba yasayla, hastane katılım paylarının 10 kata kadar artırılma yetkisi Maliye Bakanlığı’na verildi. Bu listeyi daha da uzatabiliriz. Ancak bu kadarı bile söylenenle yapılanın aynı olmadığını göstermektedir. Daha fazlasını ise hem sağlık emekçileri, hem de sağlık hizmeti alanlar yaşayarak görmektedir. Aradan geçen bir yıllık süre gerçeklerin ayan beyan ortaya çıkmasına yetti. Süslü sözlerin birer yalandan ibaret olduğu anlaşıldı. Kısacası “Masal bitti.”   Halka “Sağlıkta reform” olarak sundukları bu yasadan ilk kaçanlar iktidardakiler olmuş ve yasa hazırlanırken kendileri için farklı düzenleme yaptırmışlardır. Çünkü kendi yalanlarına kendileri inanmamıştı. Şimdi de, herhangi bir ticari malı sergileyen firmalar gibi televizyonlara verdikleri reklamlarla Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) olarak halktan aldıkları paraları gizleyerek herkese ne kadar iyi (!) sağlık ve sosyal güvenlik hizmeti verdiklerini anlatmaktadırlar. Çünkü çok övündükleri SGK, 2009 yılının ilk 7 ayında milyonlarca liralık açık vermiş durumdadır.  Nüfusunun 10 milyonunu kapsamayan, 60 milyonuna yeterli ve gerekli hizmet sunamayan sistemin sigortası atmıştır. Ülkemizin sağlık sistemi karanlıktadır. 15 milyonun işsiz olduğu, emeklilerin ölüm sınırında yaşayacak kadar, çalışanların açlık sınırında ücret aldığı bir ülkede sosyal güvenlikten söz edilebilir mi? Sosyal Güvenlikte karanlıktadır. Bizler biliyoruz ki, birinci yılını dolduran SS ve GSS yasası tam anlamıyla bir yıkımdır. Insanca bir yaşam ve güvenli bir gelecek ancak ve ancak toplumun tüm mağdur kesimlerinin sabırla ve kararlılıkla mücadelesi ile mümkündür. Bizler her zaman bu mücadelenin en önünde yerimizi alacağız. Herkese sağlık ve güvenli gelecek için mücadelemizi yükselteceğiz.”