“Sen vur ben kazanayım”

“Sen vur ben kazanayım”

“Sen vur ben kazanayım”

“Sen vur ben kazanayım”

“Sen vur ben kazanayım”
18 Şubat 2012 - 09:46


ORTAK AKIL





Özkan Başaran





Eğitimsiz toplumların en önemli eksikliği örgütsüz isteklerdir. Kültür düzeyi düşük toplumlarda sivil kitle örgütleri oluşamaz.


İnsanlar sıkıntılarını bireysel çabalarla ne denli çözebilirler? 


Kahve köşelerinde bağırıp çağırmakla sizi kim duyabilir? 


Toplu direnişlerin etkisi ile birçok problemlerin çözüldüğünü hepimiz biliriz. Ama hep birilerinin bizim sorunlarımızı çözmesini bekleriz. Taşın altına başkalarının elini sokmasını isteriz. “Birileri yırtınırken biz de kazanalım” deriz.


Bizim toplumumuzun önemli hastalıklarından biri de; kendi sıkıntılarını çözmeye cesaret edemediği durumlarda, başkalarını ateşe itme kurnazlığıdır.


Kendisi sütre arkasına saklanıp, “Sen vur, ben kazanayım” kolaycığıyla birilerini ortaya sürenler kendilerini bayağı da akıllı sanırlar.


Aslında, haklı olduğu davada cesurca tavır koyanlar, hep kazanmışlardır.


“Cesurlar bir kere ölürler, korkaklar ise her gün ölürler”


Hem ateşe başkasını iteceksiniz, hem de bedel ödemeden sorunlarınızı çözdüreceksiniz. 


Yok böyle bir şey.


Dünyanın en akıllı insanı siz misiniz?


Ne yazık ki, bizim toplumumuzda, saçak altında söylediklerini kişinin yüzüne söyleme cesareti gösterecek onurlu insanlar çok az bulunuyor.


Bu bağlamda kendimden bir örnek vereyim.


Yazmaya başladığımdan bu yana; “Özkan kalemini sivrilt” diyenlerden sokakta yürüyemiyorum. Kimileri Emniyetçi yerine koyar, bazıları, Zabıta yerine koyar ve bir kısmı da Müfettiş yerine koyarlar. Beni yoldan çevirip;  “Şu sorunumu çöz”, “Bunu da git çöz” diyenler. Bana çeşitli şekillerde ulaşarak bir nevi ayaklı kütüphane yerine koyarak aklına gelen her türlü şeyi de danışırlar.


Bu tür isteklerden şikayetçi değilim ama ben adam yokluğunda gazetecilik yapmaya çalışan biriyim. Etim ne, budum ne? Devlet bile yerine göre birçok şeyi yerine getirme anlamında yetersiz kalıyor.


Neyin,  kimden ve nasıl isteneceğinin bilindiği günleri görecek miyiz?


Söylenemeyenleri söyleyip, dokunulmayanlara dokununca insanlar doğal olarak, “Bunu Özkan Çözer” diye akılından geçiriyorlar sanırım.


Yazılamayanları yazdığım zaman da; tebrik yağmuruyla ödüllendiriliyorum.


Tebrikler, aferinler ve teşekkür dolu mesajlar esasında benim yazılarımı çok beğenildiği için değil. Bazılarının söylemeye cesaret edemediği şeyleri dillendirdiğim için ve bazılarının benim kalemimle kendi siyasi rakibini dövdüğünü sandığı için yazılarımı beğeniyorlar bunu biliyorum. 


Perde arkasına saklanıp; “Kalemini daha daha fazla sivrilt”  şeklinde talimatlar verenler de, sadece kendilerini aldatırlar.


Ben halkımızın derdiyle derlenmeye devam ederim.  “Ortak Akıl” Köşemizle ve servis ettiğim haberlerle kim yaparsa yapsın yanlışları en acımasızca eleştirir, hizmetleri de en çarpıcı biçimde ödüllendirmesini bilirim.


Hiç kimseye benim arkama saklanıp kendimi de kullandırtmam. Bilendikleri kişileri yazılarımla döverek, hiç kimseye de siyasi intikam alma fırsatını vermem.


Ben sadece Halk adına ve halk için yazarım. 


“Sen vur Özkan, ben kazanayım” diye içinden geçirenlerin bu düşüncelerimi bilmelerini isterim.