Şehitlerimizi rağmet, minnet ve şakranla andık

Şehitlerimizi rağmet, minnet ve şakranla andık

Şehitlerimizi rağmet, minnet ve şakranla andık

Şehitlerimizi rağmet, minnet ve şakranla andık

Şehitlerimizi rağmet, minnet ve şakranla andık
19 Mart 2012 - 09:32





* “18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 97. Yıldönümü” Anma Programı tüm Şehitlerimiz Kırklareli Şehitliği’nde ve Külmtür Merkezi’nde  düzenlenen tören ile gurur ve minnettarlıkla anıldı.  





HABER MERKEZİ


Kırklareli Valiliği Anma Komitesi tarafından düzenlenen “18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 97. Yıldönümü” Anma Programı’nın ilki dün saat 09.30’da Kırklareli Şehitliği’nde yapıldı. Çelenk Sunma Töreni’ni TOBB Lisesi Beden Eğitimi Öğretmeni Önder Köse yönetti.


Törene; Kırklareli Valisi Mustafa Yaman, 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Sinan Yayla, Belediye Başkanı Cavit Çağlayan, Cumhuriyet Başsavcısı Oğuz Aydın, Şehit ve Gazi Aileleri, siyasi Partilerin İl Başkanları ve Temsilcileri, askeri ve mülki erkan, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, merkezdeki orta dereceli okullardan 10'ar kişilik öğrenci grupları ile vatandaşlar katıldı.


Kırklareli Valisi Mustafa Yaman, 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Sinan Yayla, Belediye Başkanı Cavit Çağlayan ve Şehit Ailelerini temsilen bir şehit ailesi tarafından Şehitliğe çelenk konuldu. Müteakiben Saygı Duruşu ve Saygı Atışı yapıldı. İstiklal İlköğretim Okulu Müzik Öğretmeni Mete Deniz Karabacak yönetiminde İstiklal Marşı söylenedi ve Şanlı Bayrağımız göndere çekildi. Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan Piyade Binbaşı Ergin Karakaş yaptı.


Kırklareli Valisi Mustafa Yaman Şehitlik Defteri’ne;  “Aziz Şehitlerimiz bugün sizleri milletçe rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Uğruna kanlarını akıttığımız bu toprakları bizlere vatan yaptınız. Sizleri asla unutmayacağız. Yücelttiğiniz tüm değerlere sahip çıkacağımıza söz veriyor, aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyoruz. Ruhlarınız şad olsun” diye yazdı.   


Kırklareli Valisi Mustafa Yaman’ın Şehitlik Defteri’ni imzalamasının ardından törene katılanlar Kırklareli Şehitliği’ndeki Şehit Mezarları’nı gezerek karanfil bıraktılar. Tek tek Şehit Mezarları’nı gezerek karanfil bırakan Kırklareli Valisi Mustafa Yaman, burada şehit aileleri ile görüşerek bir isteklerinin olup olmadığını sordu. Her türlü sorunlarında yanlarında olacağını belirtti.


Kırklareli Şehitliği’ndeki törenin ardından Kırklareli Valisi Mustafa Yaman başta olmak üzere tüm katılımcılar Kırkşehitler Anıtı’na geçti. Buradaki Şehitlik Defteri’ni de imzalayan Vali Yaman, beraberindekilerle birlikte Kırkşehitler Anıtı’nı anıtı gezerek karanfil bıraktı.


* Kız Teknik ve Meslek Lisesi’nden duygu yüklü bir program


Kırklareli Kız Teknik  Meslek Lisesi tarafından hazırlanan “18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 97. Yıldönümü” Anma Programı Kırklareli Kültür Merkezi’nde saat 10.30’da başladı.


Burada düzenlenen programa; Kırklareli Valisi Mustafa Yaman, 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Sinan Yayla, Belediye Başkanı Cavit Çağlayan, Cumhuriyet Başsavcısı Oğuz Aydın, İl Jandarma Alay Komutanı Kd. Albay Ömer Lütfi Mor, Şehit ve Gazi Aileleri, siyasi Partilerin İl Başkanları ve Temsilcileri, askeri ve mülki erkan, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.


Çanakkale’de Balkanlar’da, Kore’da, Kıbrıs’ta ve Güneydoğu’da vatanımızı korurken şehit ve gazi olanlar ile Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve tüm silah arkadaşları adına Saygı Duruşu’nda bulunulmasının ardından İstiklal İlköğretim Okulu Müzik Öğretmeni Mete Deniz Karabacak yönetiminde İstiklal Marşımızı okundu.


* “Çanakkale Zaferi, Türk Milleti’nin neleri başarabileceğinin en güzel kanıtıdır”


Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan Kız Teknik ve Meslek Lisesi Tarih Öğretmeni ve Müdür Yardımcısı Erol Cırcır şunları kaydetti: 


“Bugün; Türk savaş tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi’nin 97. Yıldönümü’nü kutlamanın ve kutsal vatanımız için canlarını feda eden şehitlerimizin Şehitler Günü’nü idrak etmenin onurunu yaşamaktayız.


Çanakkale Zaferi; dünya tarihinde bir dönüm noktasının yaşandığı, güç dengelerinin değiştiği, olayların akışı üzerinde Türk Ulusunun belirleyici bir rol oynadığı, Kurtuluş Savaşımızın ilk meşalesinin tutuşturulduğu, yüce Türk ulusunun kahramanlık ve fedakarlığının doruk noktasına ulaştığı bir prestij ve azmin mücadelesi olmuştur.


Çanakkale Zaferi, kahraman askerlerimizin, cihanı hayrete düşüren bir iman ve kahramanlık destanıdır. Bu zafer, milletimizin, iman ve azminin, metanet ve gücünün açık bir göstergesidir.


Türk Ordusu’nun Çanakkale’de vermiş olduğu bu büyük mücadele; sadece dünya tarihi üzerinde yarattığı büyük etkiyle değil, Türk savaş sanatının uygulanış tarzı, başta Büyük Önder Mustafa Kemal" Atatürk olmak üzere, kanlı mücadelede ön plana çıkardığı kahramanlar ve askeri dehalar, Türk askerinin doğasında bulunan insani değerlerin savaş sahasında tezahürü bakımlarından da Dünya Savaş Tarihi’nde örneği olmayan bir olaydır.


Çanakkale Zaferi, vatanın bütünlüğü ve ulusun bağımsızlığı söz konusu olduğunda, Türk Milleti’nin neleri başarabileceğinin en güzel kanıtıdır. Türk Ulusu bu zaferle, arka arkaya gelen acı olayların etkisiyle kaybettiği özgüvenini yeniden kazanmıştır.


Diğer taraftan Çanakkale Zaferi ile birlikte, Şehitler Günü olarak da andığımız bu anlamlı zafer gününde, kutsal vatan topraklarını canları pahasına koruyarak şehitlik onuruna erişen aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla hatırlıyoruz. Aziz şehitlerimiz yattıkları yerlerde şunu hissetmelidirler ki; temiz kanlarıyla suladıkları kutsal vatan toprakları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türk Silahlı Kuvvetleri ve tüm Türk ulusu tarafından en kutsal emanet olarak muhafaza edilecektir.


Bu duygularla, bizlere bu büyük zaferin gururunu armağan eden, başta Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere; bu mücadeleye iştirak eden Türk ordusunun kahraman mensuplarını, onu her şeyiyle destekleyen aziz Türk ulusunu ve vatanları uğruna hayatlarını feda eden bütün şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla anıyor, ruhlarınız şad olsun diyorum.”


* Jandarma Uzman Çavuş Halil Durap’a “Devlet Övünç Madalyası” verildi


Konuşmanın ardından Van Jandarma Komando Özel Harekat Tabur Komutanlığı’nda görev yaptığı sorada 27 Ağustos 2005 yılında malülen emekli olan, 16 Ağustos 1973 Lüleburgaz doğumlu Jandarma Uzman Çavuş Halil Durap’a “Devlet Övünç Madalyası” Kırklareli Valisi Mustafa Yaman ve 55. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Sinan Yayla tarafından verildi. 


Jandarma Uzman Çavuş Halil Durap’a “Devlet Övünç Madalyası” verilmesinin ardından Şehit Aileleri Mensupları adına İrem Nur Kalenci tarafından Şiir okundu.


* “Tüm danyaya Çanakkale’nin Geçilemeyeceğini öğrettik”


55. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’nda görevli Piyade Binbaşı Göksel Çaylı’ “18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Savaşları” ile ilgili olarak slayt sunumu eşliğinde gerçekleştirdiği sunumunda şunları kaydetti:


“Bugün; Türk Harp Tarihi’ne altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi'nin 97. Yıldönümü’nü kutlamanın büyük kıvancını üzerinde güvenle yaşadığımız kutsal vatanımız için canlarını feda eden şehitlerimizin şehitler gününü idrak etmenin onurunu yaşamaktayız.


Çanakkale Zaferi; Dünya Tarihi’nde bir dönüm noktasıdır. Güç dengelerinin değişmiş kurtuluş savaşımızın ilk meşalesinin tutuşturulmuştur. Yüce Türk Ulusu'nun kahramanlık ve fedakârlığının doruk noktasına ulaşarak makûs talihini yendiği ve tarihin akışını değiştirdiği bir olaydır. 1. Dünya Savaşı, itilaf devletleri olan İngiltere, Fransa ve Rusya ile ittifak devletleri olan Almanya ve Avusturya- Macaristan İmparatorluğu arasında devam eden sömürgecilik ve dünyada söz sahibi olma mücadelesinin sonucudur. Osmanlı İmparatorluğu ise aynı dönemde yüzyıllardır devam eden savaşlarla yorgun düşmüş ve ümidini kaybetmiş olarak var oluş mücadelesi vermekteydi. Her iki taraf da kendi çıkarları açısından Osmanlı İmparatorluğunun savaşa girmesini istemişti. O dönemin Osmanlı yönetimi savaşa Almanya yanında girmeyi uygun bulmuştu. Alman savaş gemileri "Göben" ve "Breslau", "Yavuz" ve "Midilli” isimleriyle ve Osmanlı Bayrağı altında Rus Sivastopol limanını bombalayınca, hem ittifak,hem de itilaf devletleri, Osmanlı İmparatorluğunun bir oldu, bitti ile savaşa sokulması mutluluğunu ortaklaşa yaşadılar. Egemen güç olma mücadelesinde Almaya ile tarihten gelen rekabeti olan Fransa ve  sıcak  denizlere   boğazlar  yoluyla  inmeyi planlayan Rusya ile müttefik olan İngiltere'de savaş rüzgârları siyasetle  iç  içe esiyordu. Yaşlı kıtada yakılan savaş ateşi ise kısa zamanda Çanakkale önlerine dayandı. Çanakkale Savaşı; Kumkale ve Sedd-ül Bahir Tabyalarına ilk bombardımanın yapıldığı 3 kasım 1914 ile İngiliz ordusunun Sedd-ül bahir'den çekildiği 9 Ocak 1916 tarihine kadar aralıklarla ve bir yıl iki ay altı gün süresince devam eden, deniz savaşları Çanakkale Boğazında, kara savaşları ise ağırlıklı olarak Gelibolu yarımadasında geçen muharebelerin bütününe verilen isimdir. Çanakkale Savaşı’na katılan itilaf devletlerinin tarihte eşi görülmeyen müşterek ordusunun kuvvetleri bu tarihin en güçlü birleşik donanmasıydı Osmanlı donanması ise.1.Dünya Savaşına girildiğinde nitelik ve nicelik bakımından kifayetsizdi.


Osmanlı İmparatorluğu Kuvvetleri; alman mareşal liman Von Sanders komutasında, boğaz girişini topçu ateşiyle savunmayı, boğazı gemilere karşı elde mevcut mayınları döşeyerek kapatmayı düşmanın kıyılara çıkmasını müteakip derinlikte savunma yapmayı öngörmüştü. Bu maksatla Almanlardan alınan toplar ile Muin-i Zafer, Asar-i Tevfik, Mesudiye, Berk-i Satvet ve Ertuğrul isimli Osmanlı Savaş gemilerindeki toplar sökülerek kıyıya yerleştirilmiş, Selanik, İntibah, Sivrihisar ve Nusrat Mayın gemileriyle boğaz girişine 403 adet deniz mayını yerleştirilmişti.


İtilaf Devletlerinin planı ise: Winston Churchill tarafindan şu şekilde açıklanmıştır; “Denizden girişilecek bir zorlama ile, önce boğazların ve hemen ardından da başkent İstanbul'un ele geçirilmesi, müttefikler açısından çok geniş fırsat ve sonuçlar yaratacak, doğu sorunu kalıcı olarak çözülecektir.”


Çanakkale Deniz Muharebeleri 25 Şubat 1915 tarihinde boğazı dolduran İngiliz ve Fransız gemilerinin Osmanlı kıyı tabyalarına yoğun topçu ateşi açmasıyla başladı. Deniz savaşının gidişatını değiştiren olaylar ise 18 mart 1915te yaşandı. Nusret mayın gemisinin 7-8 Mart tarihinde gizlice Erenköy açıklarına döşediği son 26 mayının İngiliz İrresistible ve Ocean gemilerini batırması, arkadaşlarının şahadetinin verdiği güçle üç adet 276 kg.lık top mermisini sırtlayıp topa yerleştiren ve top atışlarıyla gemilere ağır hasar veren seyit ali onbaşı, eski model kısa menzilli toplarla yoğun bombardıman altında son erine kadar savaşan top tabyaları bu olaylardan sadece birkaçıdır. Düşman Çanakkale'nin denizden geçilemeyeceğini acı şekilde öğrenmiştir. Karadan boğazın her iki tarafına da Saldırarak boğazı geçmeye çalışan İngiltere ve Fransa istilacı emellerine alet ettikleri Kuzey Afrikalı, Senegalli, Avusturalyalı,Yeni Zelandalı, Hindistanlı Askerler ile takviye ettikleri ordularının karşısında Mustafa Kemal gibi askeri bir deha ile son erine kadar ölüme koşarak giden Mehmetçiği buldular.


Anafartalar, Conk Bayırı, Kocaçimen Tepe, Arı Burnu, Kaba Tepe ve daha niceleri Türk'ün vatanına saldırıldığında gösterdiği kuvvetin ve çelikleşmiş iradenin tarih yapraklarına düşülmüş notudur.


‘Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum. biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olabilir. kazandığımız an bu andır.’ Savaşın bilançosu iki taraf için de acıdır. 500 bin askerimizden 57 bin 263'ü şehit olmak üzere 251 bin 309 kaybımız olmuştur. Düşmanın kaybı ise 489 bin askerden 252 bindir. Eğitimli bir neslin tamamen kaybına yol açan ve bu yönüyle ülkemizin gelişimini uzun yıllar etkileyen bu kaybın dünyaya öğrettiği şudur: "Çanakkale Geçilmez!"


Savaşta Türk Askerlerinin tutumu ile esir ve yaralılara yaptığı iyi muamele savaşın ‘Centilmenler Savaşı’ olarak anılmasına yol açmıştır. Atatürk'ün savaştan sonra söylediği şu söz ise yaşanan savaşın tarihi bir düşmanlığa değil ebedi bir dostluğa dönüşmesini sağlamıştır.


Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar. Burada bir dost vatanin toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız.


Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar. Göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artik bizim evlatlarımız olmuşlardır.”


Yapılan sunumun ardından Kız Teknik ve Meslek Lisesi öğrencisi Şeyma Demirbaş “Mehmet Toprak Oldu” isimli şiiri okudu. Şiirin ardından Kore Gazisi Emekli Astsubay Ahmet İlhan Coşkunvardar’ın eşliğinde Kız Teknik ve Meslek Lisesi öğrencileri tarafından hazırlanan “Vatan Sağolsun” isimli Oratorya sahnelendi. Öğrencilerin başarı ile sunduğu program sonrasında Vali Yaman ve beraberindekiler okul yöneticilerini ve öğrencileri sahneye çıkarak tebrik etmeleri ile program sona erdi. (s)