ORTAK AKIL- Sıfır beklenti, sonsuz huzur

ORTAK AKIL- Sıfır beklenti, sonsuz huzur

ORTAK AKIL- Sıfır beklenti, sonsuz huzur

ORTAK AKIL- Sıfır beklenti, sonsuz huzur

13 Kasım 2013 - 09:54

Özkan Başaran
















Karşılık beklemeden yapılan her şeye “İyilik” denir. 


Sıkıntı da burada zaten.


Hepimizin bu güne kadar bazı sevdiklerimize çeşitli iyilikleri olmuştur.


“İnsanoğlu hilekârdır bulamazsın fendini, kime iyilik yaptıysan ondan kolla kendini”


Yukarıdaki cümlenin doğruluk yönleri yok değil. Bu sözler, Beklenti ile yapılan iyiliklere güzel bir örnektir. 


Kırk kere sırtında taşırsın da, bir kere belim ağırdı” dediğin zaman senden kötüsü yoktur. Bu düşünce, toplum arasında yaygın bir kanaat halindedir.


“İyilik yapma, görev haline gelir” dersek yanlış bir şey mi söylemiş oluruz?


Bir arkadaşınızın sıkıştığı bir anda isteğini yerine getirirsiniz. Örneğin, hastası olan bir dostunuza aracınızı acilen verdiniz. Dostunuzun her hastası olduğunda aklına sizin aracınız gelecektir. Dolayısıyla artık aracınızı dostunuza vermek sizin göreviniz olacaktır. 


“Yap bir iyilik at denize, balık bilmezse halik bilir” bu sözün de toplumda karşılığı oldukça yüksektir. 


“İyilik gariptir unutulur, Kötülük unutulmaz” noktasından baktığınız zaman hiç kimseye yardım etmemeniz gerekecektir.


Toplumsal yaşayıştaki değerler kişiye ve zamana göre değişim gösterir.


Sosyal yaşamın en önemli değeri yardımlaşmalardır. 


Yardımlaşmanın en önemli öğesi de karşılıklı iyiliklerdir. 


Kim ne derse desin İyilik iyiliktir. Kötülükten bir şey çıkmaz.


Yardımlaşmanın olmadığı toplumlar birbirine yabancılaşırlar. 


Birbirine  yabancılaşan toplumlarda da her türlü kötülük ürer. 


Hırsızlık, fuhuş, gasp,cinayet ve buna benzeyen kötülüklerin üremesi toplumsal çürümenin başladığını gösterir.


Yardımlaşmanın olduğu toplumlarda ise, bir kişi birçok dernek veya kuruluşa üyedir. 


Fayda üreten derneklere üye olan insanların yaşadığı toplumlarda kötülük düşünmeye zaman kalır mı?


Örneğin, İsveç’te bir kişi tam 8 farklı Derneğin üyesi. 


Hafta’da 7 gün var. 8 Farklı Derneğe üye olan bir insanın her ayrı gün bir toplantısı olsa, ona gün yetmez.


Örgütlü halde yaşayan toplumlarda hırsızlık, fuhuş, gasp, cinayet gibi suçları bırakın işlemeyi de, düşünmeye bile zaman bulunmaz.


Bizim ülkemizde yaşayan insanların yüzde kaçı herhangi bir derneğin veya kuruluşun üyesi?


Kahvehane kültürünün oldukça yaygın bir toplumun fertleri olarak boş dedikodularla gün öldürüyoruz.


Onu bunu çekiştirmeyi sohbet sanan insanlarımız kahve köşelerini dolduruyor.


Herhangi bir meşgalesi olmayan insanlar ne düşünebilir? 


Ya, al kızı ver papazı deyip oyun kuracak, ya cam kenarında oturup dedikodu yapacak, ya da aklından bir sürü kötülük geçirecek.


Bir de işi gücü yoksa, topluma zarar veren bir sürü kötü örgütlenmenin içine girecek.


Düşündüğünüz zaman dernekleşen toplumlarda bir kişi, birçok kuruluşa üye oluyor.


Fayda üreten dernek ve kuruluşlar o topluma katkı sağlar.


Örgütlenmeyen toplumlarda ise kötüler örgütlenip çeteleşirler.


Bizim gibi toplumlarda insanlarda örgütlenme kültürü pek yaygın olmadığı için, boşta gezenler her türlü kötülüğe meyillenirler.


Onun için bireysel yardımlaşmalar öne çıkar. İnsanlarımız genelde merhametlidirler. Böylece birçok toplumsal patlama önlenmiş olur.


Tok açın halinden anlamayacak. Bu da toplumun huzurunu bozacak. 


O zaman bizler yine imkanlarımız ölçüsünde karşılıksız iyilik yapmaya devam edelim.


Edelim ki, örgütsüz toplum olarak bir sürü boş insanın saldırısına hedef olmayalım.


En azından Toplumumuzu herhangi bir derneğe, kuruluşa veya bir siyasi partiye katılım sağlaması için ikna edene kadar.


İyilik yapacağız ama hiç karşılık beklemeyeceğiz.


Bu durumda Kendimizi “Sıfır Beklenti Sonsuz Huzur” diyerek iyilik yapmaya formatlamamız gerekecek.