6 Aralık 2007 tarihli makalemde;
- Kırklareli’de çok sayıda kamuya ait bina var. Bu binaların depreme dayanıklı olup olmadığını,
-  Deprem kuşağında tanımlanan ilimizde bir deprem için hangi hazırlıkların yapıldığını?
-  Toplum olarak bir depreme hazırlanıyor musunuz?
-  Bu konuda eğitici ve öğretici bir çalışmalar yapılıyor mu?
-  İlimizde bir bir inşaatlar yükselirken, yapı denetim mekanizmaları işletiliyor mu?
-  Bu konuda neler yapıldı? vs. vs.
Bu konuda bilgi istediğimi, toplumunda bilgilendirilmesini istemiş ilimizde konutlarımızda, korkusuz ve güven içinde yaşamak istediğimi yazmıştım…
Aradan uzun zaman geçmesine rağmen yetkililerin bu konulara uzman kişilerin nezdinde Kırklareli halkına bütün detayları ile amelî olarak anlatılması, sorulan sorulara ilmî bir şekilde cevap vermeleri beni mutlu etti.
Her şeyden önce, Deprem Tırı’nın içini bende gördüm ve yetkililerden aldığım cevaplarla tatmin oldum. Bu gibi hassas konulara yetkililerin el atması beni sevindirdi.
Çünkü Benim bir yaşam hakkım vardır. Bu bir vatandaşlık hakkıdır. Yaşama hakkımın güvenceye alınması, yöneticilerin sorumluluğu altındadır diye düşünüyorum.
İlimizde hava kirliliği had safhada bunun nedeni de kaçak ve kalitesiz kullanılan kömürden geldiğine inanıyorum.
13 Ocak 2007 tarihli makalemde Kırklareli’de son 10 yıl içinde yetkililerin yaptıkları denetimlerde ne kadar kalitesiz kömür yakalandı. İlgili merceklerden bunu bir vatandaş olarak sormuştum.
Bu soruyu tekrar soruyorum?