LİAD "Küresel Ekonomi ve Türkiye Ekonomisinin Geleceği” Konferansı düzenledi

LİAD "Küresel Ekonomi ve Türkiye Ekonomisinin Geleceği” Konferansı düzenledi

LİAD "Küresel Ekonomi ve Türkiye Ekonomisinin Geleceği” Konferansı düzenledi

LİAD "Küresel Ekonomi ve Türkiye Ekonomisinin Geleceği” Konferansı düzenledi

LİAD
25 Şubat 2014 - 09:29

Lüleburgaz İş Adamları Derneği (LİAD) Dünya ve Türkiye ekonomisinin geleceği konulu konferans düzenledi.

HABER MERKEZİ
Lüleburgaz İş Adamları Derneği (LİAD) Dünya ve Türkiye ekonomisinin geleceği konulu konferans düzenledi. Konuşmacı olarak Bugün Gazetesi Ekonomi Müdürü Gazeteci-Yazar Zafer Özcan’ın katıldığı programa çok sayıda LİAD Üyesi iş adamı katıldı. LİAD Başkanı Talat Yılmaz’ın yaptığı konuşmayla başlayan program sonunda derneğe yeni üye olan iş adamlarına üyelik beratları verildi.
2013’de yaşanmış ekonomiyi etkileyen önemli olaylardan bahseden Özcan; “22 Mayıs 2013’de o zamana kadar söylenti olarak ortada dolaşan “Fed’in tahvil alımlarını Eylül ayından başlayarak azaltabileceği” söylentisi ilk kez Fed Başkanı’nın ağzından onaylanarak resmiyet kazanmış oldu. O tarihten başlayarak piyasalar büyük ölçüde Fed’in yaklaşımlarına, açıklamalarına, toplantılarına kilitlendi. Piyasalar Fed’in yaklaşım ve açıklamalarına göre biçim almaya başladı. Buna ek olarak dış siyasal olaylar ve iç siyasal olaylar ekonomi ve piyasalar üzerinde ciddi etkiler oluşturdu. 
Bu döneme ilişkin piyasaları etkileyen olayların kronolojisini şöyle özetleyebiliriz:
22 Mayıs: Fed, tahvil alımlarını Eylül’den başlayarak azaltabileceğini açıkladı. Açıklamanın etkisi 23 Mayıs işgününde görüldü (piyasalara olumsuz etki.) 21 Ağustos: Fed toplantısından tahvil alımlarıyla ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar çıkmadı. Fed’in politika değişikliği işsizlik oranının yüzde 6,5 dolayına düşmesine bağlandı (piyasalara olumlu etki.) 26 Ağustos: Suriye’de kimyasal silahların varlığının saptandığı doğrulandı. Suriye’ye askeri müdahale olasılığı artmaya başladı (piyasalara olumsuz etki.) 18 Eylül: Fed, tahvil alımını azaltma yönünde herhangi bir karar almadı. Böylece Eylül ayında beklenen azaltma operasyonu gerçekleşmedi (piyasalara olumlu etki.) 30 Eylül: ABD Kongresi Başkan Obama’nın 2014 yılı bütçesini onaylamadı. ABD’de zorunlu olmayan harcamalar yapılamaz hale geldi (ABD için olumsuz olan bu gelişme Fed’in tahvil alımlarını azaltmasına engel oluşturduğu için piyasalarca olumlu karşılandı.) 31 Ekim: Başta istihdam verileri olmak üzere Euro bölgesi verileri kötü geldi (piyasalara olumsuz etki yaptı.) 07 Kasım: Avrupa Merkez Bankası faizi yüzde 0,50’den yüzde 0,25’e indirdi (piyasalardaki etkisi olumlu oldu.) 27 Kasım: Çin ile Japonya arasında gerginliğe neden olan Çin Denizi anlaşmazlığı konusunda ABD, Çin’i uyardı (piyasalarda kısa süreli bir olumsuzluk oluştu.) 06 Aralık: ABD tarım dışı istihdam verileri beklenenden daha iyi geldi ve işsizlik oranı uzun bir aradan sonra yüzde 7’ye geriledi (ABD'ye olumlu, piyasalara olumsuz etki yaptı.) 18 Aralık: Fed, 2014 yılının Ocak ayında tahvil alımlarını 10 milyar dolar azaltacağını açıkladı (piyasalar ve özellikle de yükselen ekonomilerin piyasaları olumsuz etkilendi.) 23 Aralık: Yolsuzluk iddiaları giderek genişlemeye ve hükümetten emniyet teşkilatına yönelik operasyonlar yapılmaya başlandı. Hükümet, emniyet teşkilatı ve yargı arasında kavga başladı (Türk piyasası negatif ayrışmaya devam etti.) 24 Aralık: Yolsuzluk suçlamasında çocuklarının ve kendilerinin adı geçen 4 bakan istifa etti (piyasada fazlaca bir etki yaratmadı.)  25 Aralık: 10 yeni bakanın yer aldığı yeni hükümet açıklandı (piyasada fazlaca bir etki yaratmadı.) 31 Aralık: TCMB, dövize müdahaleye 600 milyon dolarlık satışla devam etti (kuralara olumlu etkisi oldu.) İç ve dış borçlanma faizlerinin artması ve kurların yükselmesiyle borçlanma maliyetlerinin ve kamu kesimi harcamalarının artması kamu kesimine maliyet olarak yansıdı. Borçlanmanın ortalama vadesi 2 yıl dolayında olduğu için, faiz artışının bütçeye yansımasının etkilerini izleyen yıllarda göreceğiz. Etkilerin özel kesime yansıması ise; faizlerdeki ve kurlardaki artış nedeniyle hem borçlanma hem de girdi maliyetlerinin yükselmesi biçiminde gerçekleşti. Buna karşılık Euro’daki artışın USD’deki artıştan fazla olması (yani USD Euro kurunun Euro lehine yükselmesi) asıl ihracatını Euro bölgesine yapan ihracatçının durumu dengelemesine yardım etti.  2013 yılının 22 Mayıs gününe gelinceye kadar Türkiye ekonomisi daha çok dış olaylara ve dış ekonomik gelişmelere göre biçimleniyordu. 2013 yılında iç olaylar, dış olaylar kadar etkili olmaya başladı.
* 2014 yılı Nasıl geçecek?
2014 yılı, Türkiye açısından, 2013 yılının son çeyreğine benzeyecek gibi görünüyor. Türkiye ekonomisi 2014’de, ABD ve AB ekonomilerindeki gelişmelere ve belki biraz daha ağırlıklı olarak iç olaylara göre biçimlenecek.
Fed’in tahvil alımlarını azaltma (QE tapering) kararı yükselen ekonomilerin çok büyük çoğunluğunu olumsuz etkiledi. Bundan kurtulmak bizim elimizde değildi. Bu, bir anlamda “elle gelen düğün bayram” gibi kabul edilebilecek bir olumsuzluktu. Ne var ki bizde bunun üzerine Gezi olayları, yolsuzluk meseleleri ve yükselen siyasal tansiyon da bindi ve Türkiye’nin, benzerlerinden negatif olarak ayrışmasına yol açtı. Girilecek olan seçimler ve sonuçları 2014 yılında ekonominin seyrini değiştirecek gibi görünüyor” dedi. (Savaş Eskici)