Kırklareli’nin tansiyonu ölçüldü

Kırklareli’nin tansiyonu ölçüldü

Kırklareli’nin tansiyonu ölçüldü

Kırklareli’nin tansiyonu ölçüldü

Kırklareli’nin tansiyonu ölçüldü
10 Mayıs 2012 - 09:28

* “Türkiye’nin Tansiyonu’nu Ölçüyoruz” Kampanyası kapsamında Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin TIR’ında Kırklareli’nin tansiyonu ölçüydü.







HABER MERKEZİ


Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Oktay Karatan; “Kan basıncı yüksekliği birçok kötü sonuçlara sebep oluyor. Başta kalp, böbrek, beyin hastalıklarına sebep olurken ölümcül sonuçlar doğurabiliyor” dedi.


“Türkiye’nin Tansiyonu’nu Ölçüyoruz” Kampanyası kapsamında Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin TIR’ı Kırklareli’ne geldi.


Bu yıl 5. düzenlenen “Türkiye’nin Tansiyonu’nu Ölçüyoruz” Kampanyası’na Kırklareli’den başladıklarını ifade eden Karatan, Türkiye’de her 3 kişiden birinin tansiyon hastası olduğunu söyledi.


Gazetemizi ziyaret eden Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Oktay Karatan, Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Elmas Cankurt, Yazı İşleri Müdürümüz Savaş Eskici ve Haber Muhabirimiz Ufuk Ertop ile görüştü.


Toplumun “Tansiyon Ölçümleri” ve “Tansiyon Hastalığı” konusunda duyarlı olmaları gerektiğini belirten Karatan, kadınların tansiyon hastalığı konusunda erkeklere nazaran daha dikkatli olduklarını anlattı.


Hamile bayanlarda sıklıkla tansiyon yüksekliği ya da düşüklüğü gözlemlendiği takdirde, hamilelik sürecinin yakından takip edilmesi gerektiği konusuna dikkat çeken Karatan, tansiyon hastalığının hem bebeğe hem de anneye büyük zararlar verebileceğini ifade etti.


Dünya’da tuz kullanımı yüksek olan ülkelerin başında Türkiye geldiği söyleyen Karatan; artık sofralardan tuzu kaldıralım” diyerek yaptığı konuşmasında şunları anlattı;


“Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneğinin bir aktivasyonu ile Kırklareli’deyiz. Türkiye’nin tansiyonunu ölçüyoruz kampanyasına Kırklareli’den başladık ve kampanya bu yıl 5. yılını tamamlıyor. Tüm Türkiye’yi bu kampanya çerçevesinde gezmeyi ve böyle hipertansiyonun önemini korunma yollarını tüm halkımıza anlatmak ve göstermek için bu kampanyayı düzenledik. Hipertansiyon bir toplum sorunudur ve önemli bir hastalık. Çünkü Türkiye’de derneğimizin yapmış olduğu bir çalışma var ve bu çalışma ile toplumumuzdaki tuz kullanım yaygınlığı yüzde 31.8 oranındadır. Yani yetişkin nüfusta 3 kişiden biri tansiyon hastası. Bu ancak tansiyonunuzu ölçtürdüğünüz zaman ortaya çıkar. Toplumda kişilerin tansiyonunu ölçtürmesi gerekiyor. Bizim kampanyamızı topluma bu bilinci sağlamak için düzenledik. Kan basıncı yüksekliği birçok kötü sonuçlara sebep oluyor. Başta kalp, böbrek, beyin hastalıklarına sebep olurken ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Aslında tedavisi ve korunması da kolay. Fakat bilinmesi şartı ile. İnsanlar kendi kan basınçlarının yüksek mi ya da düşük mü olduğunu bildikten sonra bilinçli duruma gelebilir. En basitinden tuz çok önemlidir. Biz ayrıca yine derneğimiz vasıtasıyla bir çalışma yaptık ve dünyada tuz tüketimini en çok yapan ülkeyiz. Bizden sonra Çinliler geliyor ve günlük tuz tüketimimiz kişi başı 18 gramdır. Günde ihtiyacımız 6 gramdır. Bunun üzerine çıktığımız zaman maalesef bir sürü hastalıklara sebep verebiliyoruz. Tuz tansiyona karşı kişiyi hassas duruma getiriyor. Bundan dolayı sofralarımızda tuz olmasın. Biz bunu her yerde vurguluyoruz.


* “Türkiye’de insanlar tuzu çok seviyor”


Anne sütünde tuz çok az miktardadır. Bebeklik yaşlarında tuz tadını çocuklara vermemek için doğada böyle bir durum var. Biz tuzsuz bir hayata alışmışsak sonrası da o şekilde geliyor. Ancak Türkiye’de maalesef tuza karşı bir yatkınlık var. Pastırmamız, peynirimiz, salamuramız ve sucuğumuz tuzlu. Ama bunların öncesinde tuzsuz bir yaşam nasıl olur bu da önemli bir olay. Tuz, sigara ve alkol kan basıncı üzerinde etki yapan faktörlerdir.


Yemeklerde aldığımız kaloriyi yaptığımız hareketler ile yakmamız gerekiyor. Bunun da en güzel yolu günde 20 dakika yürürsek kan basıncı ve dolaşım sistemi olumlu etkilenecektir. Kan basıncı yürüyen kişilerde daha kolay düzene girer. Yeme alışkanlıkları, şişmanlık bizim için önemlidir. Aşırı kilolu kişiler kan basıncına karşı bir risk faktörleri taşırlar. Tüm bunlardan kendimizi korumamız lazım.


Kendimizi tansiyon yüksekliğinden korursak uzun yaşamanın birinci sırasını elde ederiz. Tuz tüketimini daha da aşağı çektiğimiz de bu bize yaşamımızın uzaması şeklinde geri dönecektir.


* “Doğru tansiyon dinlenmenin ardından ölçülen tansiyondur”


Tansiyon ölçtürmenin de bir yolu var. Yorgunluk ile ölçülecek tansiyon doğru bir tansiyon ölçümü değildir. Bunun en az 15 dakika bekleme ve dinlenme süresi var. Ondan sonra tansiyon yüksekliğine bakılmalıdır. Tansiyon aslında evde kişilerin kendileri ölçmeleri durumunda çıkan sonuç doğru sonuçtur. Çünkü beyaz önlük dediğimiz bir tabir var. Kişiler doktor ya da hemşire karşısına geçtiği zaman tansiyonları düşük ya da fazla çıkabiliyor. Ev tansiyonunda bu durum en az seviyelere inebiliyor. Tansiyon her yerde ölçülebilir ama gidip de ölçtürmemiz gerekiyor.


* “Türkiye’de; ‘ben kendime iyi bakmalıyım’ fikri oluşmaya başladı”


Diğer ülkelerde belli dönemlerde sağlık kontrolleri yapılıyor ancak bizim ülkemizde sağlık kontrolleri askere giderken, işe girerken yapılıyor ama onunda tam anlamıyla yapıldığını sanmıyorum. Ama son zamanlarda ‘ben kendime iyi bakmalıyım’ fikri oluşmaya başladı. Sigara tansiyonun yükselmesinde çok önemli bir rol oynuyor. Sigara ve tansiyon arasında büyük bir bağ var. Onun için tansiyonda sigara ve tuz büyük önem taşır. Tuzun ve sigaranın kullanılmaması gerekiyor.


* “Tansiyon düştü ‘tuzlu ayran içelim’ demek çok yanlış”


Tabi öncelikle tansiyonun düşme sebebi nedir ona bakılması lazım. Tansiyon düştüğünde hemen çıkartmak için çaba göstermeyelim. Tansiyon düştü ‘tuzlu ayran içelim’ demek çok yanlış. Bu çok yanlış bir hareket olur. Tansiyonu düşen bir kişinin müsait bir ortamda yatmasını sağlamak ve ayaklarının başından yüksek olmasını sağlamayız. Yaklaşık 10 yada 20 dakika içerisinde normale dönmediği durumlarda en yakın sağlık kuruluşlarına hastayı ulaştırmalıyız.


* “Çocuk veya hamile bayan yönünden riskler oluşabilir”


Hamilelikte bütün vücut fonksiyonları değişiyor. Hormonel fonksiyon değişiyor. Hamilelikte salınan hormonlar dolayısıyla tuz vücutta tutuluyor. Hamile bayanların bacakları şişebilir, tansiyonları yükselebilir. Bu daha çok düşüklükten ziyade yükseklikte ortaya çıkıyor. Hamilelikte tansiyon yüksekliğiyle sıklıkla karşılanıyorsa bu hamilelik yakından takip edilmelidir. Çocuk veya hamile bayan yönünden riskler oluşabilir. Bu çok yakından takip edilmesi gereken bir durumdur. 


* “Kadınlar tansiyona daha çok önem gösteriyor”


Tansiyon kadında yada erkekte herkeste aynıdır. Yaptığımız bu çalışma da biz kadınlardaki kan basıncı yüksekliğini erkeklerden daha fazla olduğunu tespit ettik. Ama kadınların tansiyona göstermiş olduğu önem erkeklerden daha fazla. İlaçlarını daha iyi alıyorlar, rejimlerine daha iyi uyuyorlar. Erkekler bu konuda daha dikkatsizler. Ama tansiyon herkeste 14.9’un üzerine çıktığı zaman yüksek olarak gözlemlenir. En güzel optimum rakam 12.8’dir. ancak sınır değer 14.9’dur.” (ue)