Kırklareli Demokratik Kadın Platformu’nun etkinliği beğeni topladı

Kırklareli Demokratik Kadın Platformu’nun etkinliği beğeni topladı

Kırklareli Demokratik Kadın Platformu’nun etkinliği beğeni topladı

Kırklareli Demokratik Kadın Platformu’nun etkinliği beğeni topladı

Kırklareli Demokratik Kadın Platformu’nun etkinliği beğeni topladı
10 Mart 2010 - 09:17

* Kırklareli Demokratik Kadın Platformu’nun düzenlemiş olduğu 8 Mart etkinliği 8 Mart 2010 Pazartesi günü saat 19.30’da Kırklareli TMMOB Lokali’nde yapıldı. Bu etkinliğe Bayramdere Köyü’nden, Üsküp Beldesi’nden ve Kırklareli Merkezden emekçi kadınlar katıldı.


HABER MERKEZİ
Kırklareli Demokratik Kadın Platformu’nun düzenlemiş olduğu 8 Mart etkinliğe Bayramdere Köyü’nden, Üsküp Beldesi’nden ve Kırklareli Merkezden emekçi kadınların katılımı ile 08 Mart 2010 Pazartesi günü saat 19.30’da Kırklareli TMMOB Lokali’nde yapıldı. Etkinlikte koro ile müzik ziyafeti sırasında elektrik kesinti yaşanmasına rağmen devam etkinlikte emekçi kadınlar bir kez daha yılmadı.
Kırklareli Demokratik Kadın Platformu’nun düzenlemiş olduğu 8 Mart etkinliğinde konuşma yapan Nermin Başkaya şunları kaydetti; “Kırklareli Demokratik Kadın Platformu’nun düzenlemiş olduğu 8 Mart etkinliğine hoş geldiniz. Bu yılki misafirlerimiz olan Bayramdere’nin güzel kadınları sizleri de ayrıca selamlıyorum, hoş geldiniz. Bu seneki etkinliğimizin konusu kadın ve barış olarak belirledik. Fransa’da 1848 devrimi sırasında yayınlanan kadınların sesi gazetesi kadınların özlemlerini şöyle ifade ediyordu. “biz barışın ve doğruluğun hakim olduğu yeni dünyayı sizinle birlikte kurmak istiyoruz. Biz her yurtta adalet her yürekte sevgi olsun istiyoruz. Kadınların barış, adalet ve sevgi anlayışı çok anlamlıydı. Çünkü tarihsel süreç içinde egemenler barışı yok ederken, en çok adaleti ve sevgiyi zedelemişlerdir. İşte bu nedenle ezilenlerin mücadelesinde en fazla barış, adalet ve sevgi gündeme gelmektedir. Emekçiler barış ve adalet olmazsa ekmeği, özgürlük olmazsa sevginin mümkün olmayacağını da çok iyi kavramış. Bu nedenle ekmeği, adaleti, sevgiyi, barışı ve özgürlüğü birbirinden ayırmamıştır” dedi.
Açılış konuşmasını yapan Nevin Başkaya şunları kaydetti; “8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York Kenti’nde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı. 26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi. 1975 yılında Dünya Kadınlar Yılı'nı ilan eden Birleşmiş Milletler Örgütü, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ı tüm kadınlar için Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı.
Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Emekçi kadınlar Günü" kutlanmaya başlandı Dünya Emekçi Kadınlar Günü, özel günler bakımından değerlendirildiğinde, bayanlara olan sevgi ve saygının ifade edilmesi bakımından Anneler Günü ve Sevgililer Günü ile benzer noktalar taşıyor gibi değerlendirilse de yapısı itibariyle biraz daha siyasi ve insan haklarına yönelik bir duruşa sahiptir.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kadınlara narin bir çiçek gibi, kırılmaması gereken bir biblo gibi davranılan, (zaten bu da sadece bir gün için ya!) çiçek çikolata hediye edilen bir gün değil, emeğin ve alın terinin damla damla süzüldüğü, gözyaşının sel gibi döküldüğü annelerimizin, kız kardeşlerimizin günüdür. Bu gün, dişi doğmuş olmanın meziyet sayıldığı küflü bilinçlerden ve onların yaptıklarından apayrı, onların düşlerinde bile görülemeyecek bir yaşam sevincini simgeler.
Bu gün, dişiliğini şefkat ve emeğiyle yüceltmiş, yoz ve hoyrat ellerin, dillerin altında yaşama direnmiş ve direnmekte olan kadınlarımızın günüdür” dedi. Barış üstüne söylenmiş sözlerden bazılarını okuyarak konuşmasını bitirdi.
Sonrasında Müşerref Balcı, Adnan Yüce’nin Yürek adlı şiiri ve Kıymet Gölgüt okuduğu şiirler, salonda bulunan herkesi mest etti.
Cevahir Özdağ Kadınlar için yaptığı konuşmasında;
“Bu sene Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün 100. yılı. Bu 100 yılda sömürü, hak ve özgürlükler açısından neler değişmiş bir göz atalım: 8 Mart 1857, kapitalizmin bazı işkollarında günlük çalışma saatinin 18 saati bulabildiği ilk dönemleri... ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi, daha iyi çalışma koşulları ve 10 saatlik iş günü talebiyle greve başladı. Ancak polis işçilere saldırdı ve onları fabrikaya kilitledi. Arkasından çıkan yangında işçiler fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamadılar ve çoğu kadın 129 işçi diri diri yakıldı. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.
8 Mart 1886; tekstil işçisi kadınların "eşit işe eşit ücret", sendikalaşma ve oy hakkı için başlattıkları mücadele kana boğuldu. Yüzlerce işçi öldü, birçoğu da tutuklandı. 8 Mart 1908; yürüyüşe geçen Amerikalı kadın işçiler bu kez 8 saatlik iş günü, oy hakkı ve sendikalaşma hakkı için alanlara çıktılar. Polisin açtığı ateş sonucu 140 kadın işçi öldü, birçoğu da tutuklandı. 2005 yılı; Bursa Özay Tekstil'de kapılar üstlerine kilitli olduğu için 5 kadın işçi yanarak öldü. Eylül 2006; İnsana yakışır çalışma ve yaşam koşulları için 81 Novamed'li kadın greve çıktı. Şubat 2007; Urfa Ceylanpınar'da 10 tane tarım işçisi kadın sabahın kör karanlığında tıkıştırıldıkları kamyonla giderken Çırpı deresi üzerinde köprünün devrilmesi ile suya gömüldü. Eylül 2009; Kapalı kasa bir servis minibüsünün arkasında bulunan 7 kadın işçi, sel sularında boğularak hayatını kaybetti. Aralık 2009: "Tıpkı geçmişte New York'ta olduğu gibi bugün de kadınlar TEKEL direnişinde erkek sınıf kardeşleriyle ön saflarda kararlı ve militan duruşları ile tüm işçi sınıfına da yol gösteriyorlar.
Son dönemlerde yaşanan çarpıcı örneklerden birisi de tekstil ve konfeksiyon işkollarının yeni bir düzenlemeyle birlikte tehlikeli iş kolları kapsamına girmesiyle bu iş kollarında çalışan kadın işçilere her ay 5 gün regl izni uygulamasını reddeden SANKO holding patronunun yaptığı açıklamaydı. Patron "Ben kadın işçilerimin aybaşını mı takip edeceğim" diyerek 4 bin kadın işçiyi işten atmakla tehdit etme pervasızlığını gösterebilmişti. Görüldüğü gibi işçi ve emekçi kıyımları, sömürü, hak gaspları, çalışma ve yaşam koşulları açısından pek de bir şey değişmemiş” dedi.
Kırklareli Kadın Platformu Türk Halk Müziği Koro Şefi Nermin Kahraman önderliğinde Gamze Demirer, Birsen Özden, Hatice Camcıalan, Nermin Türkgeldi, Mehtap Sever, Seval Koba, Nevin Başkaya, Nuray Kaya, Nebiye Büyükbakar, Fevziye Canlı, Nazmiye Göl, Saniye Tolman, Didem Cebeci ve Klarnette Eşref Gök  Ritimde Ömer Darcanlı, Bağlamalarda Mehmet Budak, Ali Balı ve Soner Şener’den oluşan koronun müzik ziyafeti sırasında elektriklerin kesilmesine rağmen durmadan devam ettiler. (ue)