“Kimin hesabını kimden soracaksınız?”

“Kimin hesabını kimden soracaksınız?”

“Kimin hesabını kimden soracaksınız?”

“Kimin hesabını kimden soracaksınız?”

“Kimin hesabını kimden soracaksınız?”
23 Ağustos 2010 - 11:06

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 12 Eylül 2010 Pazar günü yapılacak Anayasa Değişikli Paketi Referandumu ile ilgili olarak başlattıkları “Hayır’da Hayır Vardır” Kampanyası çerçevesinde 22 Ağustos 2010 Pazar günü saat 12.00’de Kırklareli’ye geldi.



HABER MERKEZİ

Genel Başkan Kılıçdaroğlu Kırklareli’ne gelişinde ilk olarak Kırklareli CHP Milletvekili Av. Turgut Dibek ve Kırklareli Belediye Başkanı Av. Cavit Çağlayan ile birlikte Anıt Park’ın açılış kurdelesini kesti.
Anıt Park’ın açılışının ardından miting alanına geçen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinlemek için Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran kalabalık kendisini ‘Başbakan Kemal” sloganları ile karşıladı. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mitingine; CHP Genel Başkan Yardımcısı Önder Sav, CHP Merkez Yürütme Kururlu Üyeleri, Kırklareli ve çevre illerin Milletvekilleri ile İl ve İlçe Başkanları, parti teşkilatları katıldı.
AK Parti hükümeti tarafından hazırlanan 26 maddelik Anayasa Değişiklik paketinde, işçinin, memurun, çiftçinin yararına herhangi bir maddenin bulunmadığını, AK Parti hükümeti üyelerini yargılanmaktan kurtarmaya yönelik maddelerin yer aldığını belirten Kılıçdaroğlu şunları kaydetti: 
* “İnsan Kemal aranızda”
“Recep Bey’in ezberini bozduk, Recep Bey’in kimyasını bozduk. İnşallah seçimlerde Recep Beyin düzenini de bozacağız. Recep beyin ezberi bozuldukça ne söylediğini bilemiyor. Sağ sol tartışmasına yöneliyor. Onun için insan Kemal aranızda dedim. İnsanlıktan anlıyorsa Recep Bey’in sol toplumun ne olduğunu anlasın diye söylüyorum. Ve yine Recep Bey insanlı hor görmekten memnuniyet duyuyor. Birilerini hor görecek. Çiftçiye ne diyordu; “Al Ananı da git” diyordu. Sonra ne diyor; efendim daha ağırını söyleyeceğim ama benim terbiyem müsaade etmiyor” diyor. Sevsinler senin terbiyeni, terbiyen buysa gerisini halka bırakıyorum artık. Bu ülkenin üreten, sabahın köründe tarlaya giren, 50 derece güneşin alnında çalışan, üreten, alın teri döken çiftçimiz “Hazır Başbakanı bulmuşken bir derdimi anlatayım” diyor. Sayın Başbakan kederleniyor. Külhanbeyi sanıyla “Al ananı da git” diyor.
Şimdi Kırklareli’ne söylüyorum, Trakya’ya söylüyorum 12 Eylül’de sandığa gideceğiz. Anamızı, babamızı, kardeşimizi, amcamızı, komşumuzu alacağız ve Recep Bey’e hak ettiği dersi vereceğiz.
* “Ne üzen, ne üzülen insanca halkça bir düzen sunacağız”
Onlar ülkenin rantını paylaşıyorlar. Ülkenin rantıyla besleniyorlar. Sorunlar sizde kaldı, rant onlarda kaldı. Sorunlar sizde kaldı onlar köşeyi döndüler. Buna izin vermeyeceğiz. Bu düzene Recep Beyler düzeni deniyor. Bizi efsane liderimiz Ecevit’in dediği gibi; “Ne üzen, ne üzülen insanca halkça bir düzen sunacağız” Elbette hesap verecek. Her ne kadar ben kimseye hesap vermem diyor ise de hesabını soracağız. Kul hakkı yemek günah değil mi? Yetim hakkı yemek günah değil mi? Yolsuzluk yapmak ayıp değil mi?
Yapacaksın yolsuzluğu, yolsuzluğun arkasına sineceksin kimse sana bir şey diyemeyecek. Sonra kalkacaksın milletin önünde efeleneceksin. Dokunulmazlığı kaldıracağız, sende hesap vereceksin. Benim ağrıma giden söz veriyor, dokunulmazlığı kaldıracağız diyor. Sadece televizyon ekranlarında değil, meydanlarda da söz veriyor. AKP’nin programında var dokunulmazlığı kaldıracağız diye, 8 senedir iktidardasın dokunulmazlığı niye kaldırmıyorsun. Paket en son değişikliğiyle geldi. Koysaydın ya yüreğin varsa, adam gibi adam, yiğit olan adam sözünde durur. Adam gibi adamsa koyardın anayasaya bizde derdik ki Recep Bey verdiği sözün arkasında durdu der ve alkışlardık. Şimdi alkışlamıyoruz, yiğit adamdır demiyoruz, adam gibi adamdır da demiyoruz. Sözünün arkasında durmayan adamdır diyoruz.
* “Yasayı uygulamayan, Anayasa’yı da uygulamaz”
Şimdi anayasa değişliği gelecek 12 Eylül’de referandum. Maddelerde birisi Ekonomik ve Sosyal Konsey Anayasa’ya geliyor. Ekonomik ve Sosyal Konsey’in yasayı var. Yasasına göre konseyin Başkanı Sayın Başbakan ve yine yasaya göre Ekonomik ve Sosyal Konsey’in 3 ayda bir toplanması lazım. 3 ay geçti, 6 ay geçti, 1 yıl geçti, 2 yıl geçti neredeyse 3 yıla yaklaşıyor Ekonomik ve Sosyal Konsey bir gün bile toplanmadı. Bana söyler misiniz Anayasa’ya koyuyorsun da ondan sonra mı toplanacaksın. Ekonomik ve Sosyal Konsey’in toplanması için Anayasa mı engeldir. Sen yasayı uygulamıyorsun, yasayı uygulamayan adam Anayasa’yı mı uygular.
* “Önce yasayı değil, kafayı değiştirmek lazım”
Bunların gerçek yüzü bu. Milleti kandıracaklar. Efendim bize oy verin bak ne kadar güzel düzenlemeler getiriyoruz diye. Kafaların değişmesi lazım, kafanın değil. Önce yasayı değil kafayı değiştir. Önce halktan yana bir düzen kur. Halk için çalış, halk için üret, halk için çaba harca. Şimdi size bir şey sorayım; bu anayasa değişikliği çiftçiler için, emekliler için, esnaf için, sanayici için, sanatçılar için bir şey getiriyor mu? Peki bu anayasa değişliği niye geliyor. Recep Beyi kurtarmak için geliyor. O yüzden diyoruz ‘Evet’ derseniz Recep Bey kurtulacak, ‘Hayır’ derseniz demokrasi kurtulacak.
* “Sana hesap soracağım”
Şimdi sokak sokak, cadde cadde geziyorlar. ‘Evet’ deyin diye baskı kuruyorlar. Ne getiriyor anayasa bana demokrasi diyor hangi demokrasi. Sizin cep telefonlarınla konuştuğunu biliyoruz. Bu cep telefonlarıyla konuşurken 2 yıl öncesi cep telefonumuz dinleniyor diye bir kaideye kapılıyor musunuz? Recep beyin düzeninde cep telefonları dinlenir, insanlara baskı yapılır, insanlar aç kalır, yoksulluk kurumsallaşır, herkes yoksullaşır, Recep Beyler zenginleşir. Recep bey diğer illere gidiyor diyor ki; bende sizden birisiyim. Sokak aralarında su sattım, simit sattım, çay sattım diyor. Ama onar fakirliktir diyor. Onlar anlamazlar sosyetiktir diyor. Ama Recep Bey’e sordum Kırklareli’den bir daha soruyorum; çay satarak, simit satarak ve su satarak Dolar milyoneri olan bir Başbakan dünyada nerede var. Biliyorsunuz değil mi Türkiye’de var. Recep bey geçmişte simit satmış, su satmış eyvallah. Su satmak ayıp bir şey değil alın teriyle kazanılan kaç kuruşa saygı gösterildi. Ama köşeyi dönerken, din, iman, edebiyat yaparsan fakir, fukara, garip deyip malı götürürsen bir kişi çıkar karşına derki Recep Bey orada dur bakalım. Sana hesap soracağım.
* “Yargı siyasallaşırsa bedelini toplum öder”
Arkadaşlar bir not verdiler söylemekte üzülüyorum ama anlatmaktan da kendimi alamıyorum. Uzunköprü’de bir çeltik üreticisi arkadaşımız sabah çıkarken diyor ki artık borçlardan kurtulacağız diyor ve kendisini asıyor. Adam kendini asarak borçlardan kurtarıyor. Recep beyin bir düzeni bu.
Denizli’de bir sanayicimiz intihar ediyor. Eve giden bir seyyar satıcısı eve gittiğinde karısına soruyor ne var yemekte, ne getirdin ki ne pişireyim diyor ve oda kendisini asıyor. Bu düzeni bozmak için tek umudum var oda sizlersiniz. Halktır tek umudum, sizlersiniz, ayağı kalkın artık. Size güveniyorum, sizinle beraber yolda yürümek istiyorum, sizinle beraber Türkiye’yi ayağı kaldırmak istiyorum. Beraber olalım, birlik olalım, tartışmayalım, bizi aşağılayanların iktidarını alaşağı edelim. Vatandaş yaşamından mutlu değil. Bu ülkenin işçisi mutlu değil, çiftçisi, emeklisi, üreticisi mutlu değil. Alın teriyle çalışıp acaba bir şeyler kazanabilirim diye çaba harcayan insanlık mutlu değil. Mutlu olmayan bir toplumda önümüze bir anayasa değişikliği geldi. Ben mutlu değilim gelir elde edemiyorum, alın terimin karşılığını alamıyorum. Çocuğum askerden geldi, kızım üniversiteyi bitirdi işsiz ve sen bana Recep Bey getirmişsin önüme anayasa koyuyorsun buna Evet de diyorsun. Birilerinin verecek hesabı var. Yargı siyasallaşmaz, yargı siyasallaşırsa bedelini toplum öder.
* “Kimin hesabını kimden soracaksınız?”
Şimdi Recep bey eline pergel cetvel almış artık insanların kafa tasını ölçecek şu kafaya bakın bu kafaya bakın ki 21. yüz yılda Türkiye’yi yönetiyor. Onun için diyoruz yargıyı siyasallaştırmayın, onun için diyoruz bu anayasa topluma hayır getirmez. Bu anayasa toplumu böler. Adalet duygusunu zedeler toplumun. Bu anayasa kabul edilirse bir gün bakarsınız ki sabahın beşinde altısında eviniz basılmış. Alıp sizi götürmüşler. Niye baskı yapıyorlar diye düşünüyor musunuz? Kendi dedikleri olsun diye. Önce özgürlük, önce demokrasi, baskıcı anayasaya, 12 Eylül Anayasasına, AK Parti Anayasasına hayır diyeceğiz.
Bunlar demiyorlar mıydı. 12 Eylül darbesini yapanlardan hesap soracağız. Aradan geçmiş 30 yıl kimin hesabını kimden soracaksın. Ama ben Recep Bey’e bir şey söyledim. Sen birisinden hesap mı soracaksın? Hesap sorma konusunda yürekli misin? Bak sana muhtıra veren paşa duruyor orada. Dolma bahçede iki buçuk saat konuştun. Onunla kanka oldun. Sonrada diyorsun benim konuşmam mezara gider. Ne konuş da mezara gidiyor. Biliyorsunuz sırların mezara gitmesi devlette olmaz. Mafya yönetimlerinde olur. Mafyaysa mezara gider. Saygın devletse görüşme defterinin arşivine gider. Bunlar devletinde ne olduğunu bilmiyorlar. Bunlar ne yaptılar. Önce paşanın altına bir zırhlı araba aldılar. Sonra 2008’da bakanlar kurulu kararı ile üstün hizmet madalyası verdiler. Tam bir çıkar iş birliği, sen bana muhtıra ver. Ben mağdur edebiyatına yatayım. Hemen erken seçime gideyim. Ondan sonra bende sana üstün hizmet madalyası vereyim. Hepsi oldu. Hepsi gerçekleşti. Bunların derdi halkın sorununu çözmek değil. Bunların derdi ceplerini doldurmak.
* “Her kesimin kara gün dostu olacağız”
Toprak Mahsulleri Ofisi mısır almıyor. Ama fındık alabilir. Karar çıkardılar fındık alınacak. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin üstünde şu yazar; “TMO çiftçinin kara gün dostudur” ama bunlar tam tersini yaptılar. Ama size söz veriyorum. Recep beyin sözü değil. Yurttaş Kemal’in, Esnaf Kemal’in, Emekli Kemal’in, Memur Kemal’in sözünü veriyorum. TMO’da, FİSKO Birlik’te, diğer birliklerde çiftçinin kara gün dostu olacak. Çiftçinin alın terini değerlendireceğiz. Çünkü alın teri kutsaldır. Alın terine saygı göstermek lazım. Alın teri döken bir insanı baş tacı etmemiz lazım. Bu ülkede sanayici olmak kolay mıdır? Üretmek kolay mıdır? Binlerce kişiye istihdam yaratmak kolay mıdır? Sabahın köründe dükkanını açıp, etrafı temizleyip, bir kişiyi de yanında istihdam eden esnaf olmak kolay mıdır? Toplumun her kesimini kucaklayacağız. Her kesimine şu açık çağrıyı yapacağız. Sizin sorunlarınızı halkın iktidarı yani Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı çözecek diyeceğiz. Bunun için yola çıktık bunun için buradayız.
* “Emekliler birinci sınıf vatandaş olacak”
Emekliler var aramızda, emekli kardeşlerim hayatından memnun mu? Sayın başbakan diyor ki herkes hayatından memnun. Herkes mutlu, benim bildiğim emeklilerin durumu ortada değil ki yaz tatilini kanarya adalarında geçiriyorlar. Mutlu değilsiniz öyle mi? Dokuz milyon emekli var. Eşleri ile beraber onüç, ondört milyon emekli var dokuz milyon emekliye sesleniyorum. Sizi ikinci sınıf yurttaş durumuna sokan, size milli gelir artışından pay vermeyen, sizin emekli aylıklarınızdan %10 sosyal güvenlik payı kesen, sizin beklediğiniz intibak yasasını çıkarmayan adalet ve kalkınma partisine ders vermek zorundasınız. 9 milyon emekli tek yürek olsun AKP dersini alacak. Emekliler birbirini korumazsa, emekliye üç kuruş zam yapıldı diye koşa koşa gidip Başbakan’a çiçek verilirse o zaman emeklinin durumu çok kötü olur. Size şu sözü veriyorum emekli birinci sınıf vatandaş olacak, milli gelir artışından para alacak, intibak yasası çıkacak ve emekli esnafın aylığından kesilen %10’luk sosyal güvenlik destek pirimi de kaldırılacaktır. Kamuda taşeron düzenini kaldıracağız herkes grevli toplu sözleşmeli hakka sahip olmasını sağlayacağız. Düzeni değiştireceğiz derken herkesin alın terine destek vereceğiz. Yasalar emeği koruyacak. Yasaları çalışanlar koruyacak.
Size güveniyorum size güvendiğim için buradayım. Size güvendiğim için düşüncelerimi özgürce açıklıyorum. Ama ben bu ülkenin üniversitelerine de güvenmek isterdim. Anayasa değişikliği var konuşan üniversite var mı? Her türlü düşüncenin özgürce dile getirildiği üniversiteleri ayağa kaldıracak, YÖK denen kabusu da tarihe gömeceğiz.”