Karakaya; “18 yaşın altındaki her insan çocuk sayılır”

Karakaya; “18 yaşın altındaki her insan çocuk sayılır”

Karakaya; “18 yaşın altındaki her insan çocuk sayılır”

Karakaya; “18 yaşın altındaki her insan çocuk sayılır”

Karakaya; “18 yaşın altındaki her insan çocuk sayılır”
20 Mart 2014 - 12:39

14 Mart 2014 Cuma günü Eğitim ve Öğretim gördüğü Atatürk Ortaokulu’ndan çıktıktan sonra ortadan kaybolan, uğradığı hunharca ve haince saldırı sonucu hayatını kaybeden Halil İbrahim Aktaş için Kırklareli Eğitim-Sen Kırklareli Şubesi bir basın açıklaması yaptı.

HABER MERKEZİ
14 Mart 2014 Cuma günü Eğitim ve Öğretim gördüğü Atatürk Ortaokulu’ndan çıktıktan sonra ortadan kaybolan, uğradığı hunharca ve haince saldırı sonucu hayatını kaybeden Halil İbrahim Aktaş için Kırklareli Eğitim-Sen Kırklareli Şubesi bir basın açıklaması yaptı.
18 Mart 2014 Salı günü saat 17.30’da Eğitim-Sen Kırklareli Şubesi Bürosu’nda yapılan basın açıklamasında Eğitim-Sen Kırklareli Şube Sekreteri İsmail Karakaya şunları kaydetti;  “Kırklareli Atatürk İlkokulu 4.sınıf öğrencisi Halil İbrahim Aktaş" ı insanlık dışı bir cinayet sonucu kaybettik. Kırklareli Halkının ve insanlığın başı sağ olsun.
Bu cinayeti sözcüklerle ifade etmemiz mümkün olmadığı gibi; nefretimizi ve öfkemizi de sözcüklerle tarif etmemiz mümkün değildir. Bu olay sağlıksız bir toplum yapısının göstergesi olduğu gibi çocuklarımızın bu ve buna benzer olaylara karşı da korunmasız olduğunu göstermektedir. İlimizde yaşanan vahşet, ülkemiz genelinde kız ve erkek çocuklarımıza reva görülen kırımdan farklı düşünülemez. 9-12 yaş aralığındaki kız çocuklarımızın zorla evlendirilmesi, kendisi çocukken anne olmak zorunda bırakılması ve bu anlayışı dinsel öğelerle meşrulaştırılarak doğruymuş gibi halka sunulması daha az bir vahşet değildir. Daha birkaç gün önce 12 yaşında 2. Çocuğunu dünyaya getirdikten sonra kocası tarafından acımasızca katledilen kızımız ve bu yazgıya ortak edilen çocuklarımızla birlikte yavrumuz İbrahim için de yüreğimiz kanamaktadır. Yaşamakta olduğumuz eğitimde 4-4-4 süreci ile liselerde devam zorunluluğu kaldırılıp açık liseler örgütlendikten sonra. 530 bin çocuğumuz örgün eğitimin dışına çıkarılmıştır. Bunun sonuçlarından biri erkek çocuklarımızın küçük yaşta çırak edilerek emekleri sömürülürken; kız çocuklarımız için de küçük yaşta evliliğin yolu açılmaktadır. Tüm bunlar devlet eliyle çocuklarımız için biçilen yaşam tarzıdır. Devlet eliyle açılan bu yolların yaşanan vahşetleri gerçekleştiren hastalıklı beyinlere ilham kaynağı olduğu apaçık ortadadır. "ÇOCUK" kavramı tarihte toplumun yapılarına, kültürlerine, inançlarına, ekonomilerine göre değişen bir kavramdır. Çocuk Haklan Sözleşmesi'ne göre ise "Ulusal yasalarca daha genç bir yaşta reşit sayılma hariç, 18 yaşın altındaki her insan çocuk sayılır". Çocuğun ihmal ve istismarı ise. Çocuğun duygusal yaşantısını ve kişiliğini direkt olarak etkilemekte, çocuğun ilerideki yaşantısında sağlıksız bir kişilik geliştirmesine neden olabilmektedir. Geçmişte ve günümüzde yaşanan benzer durumların yargılama sürecinde mağdurdan yana en sert tedbirlerin alınması gerekirken, saldırganlara ve bu saldırılara eğilimli olanlara cesaret verici kararların çıkması, çocukların yeterince cinsel sömürüye karşı korunmaması ve ilgisiz kalınması, eğitimde cinsel gelişime gereken önemin verilmemesi, cinsel ihmal olarak ifade edilmektedir. Cinsel istismar, cinsel doyum için çocuğu kullanmak ya da bir başkasının, çocuğu bu amaçla kullanmasına izin vermektir. Bu durum da suç sayılmaktadır. Hiç bir çocuk cinsel tacizle başa çıkabilmek üzere psikolojik açıdan hazır olamaz. "Çocuk İhmal ve İstismarının Önlenmesi" için gerekli olan koruyucu ve önleyici çalışmaların planlanması, organize edilmesi ve uygulanması;   sosyal devletin en önemli görevlerinden olmalıdır. Özellikle cinsel, fiziksel veya ağır ihmal sonucu travmaya maruz kalan çocuklar ile bu çocukların ailelerine yönelik, 1. derecede çocuğun ve 2. derecede ailenin örselenmesini önleyecek tedbirlerin alınmasının sağlanması aciliyet gerektiren çalışmadır.
Bu düşüncelerimizle dün kaybettiğimiz Halil İbrahim Aktaş'ın ailesine baş sağlığı diliyor, ilimizde bir daha bu tür olayların yaşanmamasını temenni ediyoruz.” (Kadir Sinici)