ORTAK AKIL





Özkan Başaran





Bilgisi olmayanların, fikirleri de olamaz. Bilmemek ayıp değildir, öğrenmemek ayıptır. Yeter ki insan bilmediğini bir kabul etsin. Püf noktası da budur zaten.


Bir şey bilmediğini kabul edenlerden zarar gelmez. Çünkü bilmediğinin farkına varanlar, öğrenmenin yollarını aramaya başlarlar.  


Ama bilmediğini bilmeyenler var ya; işte onlar çok tehlikeli ve zararlıdırlar.


Bilmediklerinin bir türlü farkına varamadıkları için, öğrenmeye de ihtiyaç duymazlar. Her şeyi bildiklerini sandıkları için, gülünç durumlara düşerler.


Peki, bu bilmediği, bilemeyenler nasıl olur da çok tehlikeli ve zararlı olabilirler? 


Eğitimsiz toplumlar kural bilmezler. Kuralsız yaşayan toplumlar da giderek vahşileşirler. Vahşileştikçe toplumda bazı can ve mal kayıplarına sebep olurlar.


Yaz geliyor. Eğitimsiz gençlerimizin nasıl da vahşileştiğini hep beraber göreceğiz.


Araçlarının egzozlarını bağırtarak şımaran genç jenerasyon, havaların ısınmasını sabırsızlıkla bekliyor. Ortalığı önce sese, sonra da dumana boğacaklar.


Motosikletlerinin egzozlarının susturucularını özellikle bozdurup, gecenin sessizliğinde ortalığı yırtarcasına gaza basan şımarık gençliğe dur diyen mi var?


İki tane bira içtikten sonra, sağa sola salya sümük saldıran cahil insanlardan nasıl korunacağız?  “Sarhoştan deli kaçmış” derler. 


Durduk yerde insanlara saldıran psikopatlar alınıyor. Bakıyorsunuz yine sokakta.


Uyuşturucu madde bağımlısı veyahutta akli dengesi bozuk avare gezen, cezai müeyyidesi olmayan raporlu insanların işleyeceği suçları kim dizginleyecek?


Sokak aralarında babasının aldığı arabasıyla son sürat cirit atan şımarık çocukların edepsizliğini kim durduracak?


Huzur içinde toplu yaşam, uygar insanların işidir. 


Çağdaş toplumlarda kurallara uymayanlar için; her yurttaş yerine göre Fahri Polis, yerine göre Fahri Zabıta ve yerine göre de Fahri Vergi Memuru oluyor.


Çağdaş ülkelerde, yere tüküren biri için, onlarca şikâyet telefonu gidiyor. Kurallara uymayanları görüp de şikâyet etmeyenler de, kabahatli olarak yargılanıyor. Toplum oto kontrolle bir birini denetliyor.


Avrupa ülkelerinin gelirinin %20’sini toplumsal kurallara uymayanlara kesilen cezalar oluşturuyor. 


Bizim ülkemizde Avrupa’dan fazla kanun ve kural var.


Bütün bu olumsuzluklardan yakınan insanlarımız bu konularla ilgili makamlara şu soruyu sormamı istiyorlar.


Kanunlar ve kurallar neden yeterince uygulanmıyor? 


Kanunlar ve kurallar mı yetersiz, yoksa uygulayıcılar mı dirayetsiz?