Gölgelere yumruk sıkmak!

Gölgelere yumruk sıkmak!

Gölgelere yumruk sıkmak!

Gölgelere yumruk sıkmak!

Gölgelere yumruk sıkmak!
14 Ağustos 2012 - 11:51

Lüleburgaz İlçe Emniyet Müdürlüğü binası yapılırken de tepkiler vardı!







Şenol Goncagül








-Bu bina sadece günü kurtarır- demiştik.


Öyle de oldu.


Tasarruf tedbirlerine takılan üst kat için bugün önemli bir sıkıntı söz konusu.


Şöylece bir araştırınca ortaya çıkıyor ki, bu sıkıntının çözümü aslında hiçte büyük meblağlara çözülmüyor!


50 bin TL. ile bile önemli mesafeler alınacak durumda.


Lüleburgaz, nüfusu sürekli artan ve gelişen bir kent.


Güvenlik ise kentin olmazsa olmazları arasında olmalı.


Başka bir izahı yok bunun.


İster devlet, isterse İMECE Usulü ile en kısa zamanda binanın büyütülmesi elzem hale gelmiş.


El atılması gerekiyor özetle.


Haydi bakalım hayırlısı…


x x x x x


Seçimlerin her an 6 ay yakına alınması söz konusu.


Önümüzde, bol çatırtılı bir yerel seçim takvimi olacağına dair işaretler var.


Bu seçimler son derece çetin geçecek belli ki.


Politikacıların, teşkilatların ve adayların hedef kitlelerine ulaşma taktiklerine baktıkça kafam karışmıyor da değil!


Kendilerini anlatma ve hedef kitlelerini bilgilendirme şekilleri sosyal medya üzerine kurulu şekilde!


Yerel medya bir nevi göz ardı edilmiş gibi sanki!


Bana göre bu sosyal medya -a sosyal- bir olay!


Çünkü, burada bir bilgilendirmeden öte bir şey yok!


Kısa bir mesaj ile birkaç ta foto.


Soru yok. Sorgu yok. Tek taraflı ve hep karşıdakine –iteleme- bilgilendirme türü.


Ona da ihtiyaç var elbette ki.


Yerine ve zamanına göre…


x x x x x


Köyleri gezdim geçenlerde.


Vekillerin, parti teşkilatlarının filan, yaptıkları gezi ve çalışmalarını tweetlerden veya facelerinden izleyip izlemediklerini sordum kahvedekilere.


Bir bön bön bakış sezdim anında!


Mesajı hemencecik alıverdim oracıkta.


Umarım ki, oralara gittiklerinde, bahse konu kişiler de alırlar mesajlarını!


Almazlarsa ne ala…


x x x x x


Siyasette asıl hedef; bir fazla kişiye ulaşmak değil midir?


E, öyleyse, tüm kanalları ve yolları kullanacaksın demektir.


Yerel basınını dışlar, görmezden gelir, yok sayarsan, bir yerin eksik kalmış demektir.


Ha, olsun! Olduğu kadarı da yeterlidir diyorsan, ona da kimsenin diyeceği yoktur.


Tarz meselesidir.


Yoğurt yeme meselesidir.


Sonuçlarına katlanacak kişi siz olduğunuza göre, başkalarına da söz hakkı düşmez.


Hayırlısı olsun…


x x x x x


Hep merak etmişimdir;


Belediye başkanları, spor kulüp başkanları, politikacılar, vekiller filan, haklarında daha çok haber ve bilgi aktarmak isteyen gazeteciden neden kaçarlar?!


Uzak kalırlar?


Soğuk dururlar?


İşin makul kısmından bakıldığında -kendi kendine yumruk atmak- gibidir olay!


Hadi, birine kızıp gücendin de, hepsine aynı tarifeyi uygulamak niye?


Hem, kavganın kazananı da olmaz.


Herkes, az veya çok, bir hasar alır sonuçta.


İdeal olanı ise; dostluk, barış, karşılıklı hoşgörü köprülerini yıkmamaktır.


Elden geldiğince elbette ki…


x x x x x


Politikacı ve parti teşkilatlarının, yerel basınına haber konusunda destek olmak üzere, mutlaka ve mutlaka işe yatkın, olayı bilen fahri veya profesyonel kişileri görevlendirerek, bültenler yoluyla bunları bölge basınına aktarmaları ideal olanıdır.


Bunun, bir sürü de güzel örnekleri var.


Kırklareli ve Babaeski Belediyesi gibi…


Milletvekilleri Kesimoğlu ve Dibek gibi…


Siz, üzerinize düşeni yapın da, olay sizden çıkmış olsun.


Bence, bu konuda gerekli adımların atılması için zaman geldi de geçiyor bile.


Zaman, -keşke-leri ömürleri boyunca unutamayan nice politikacıları tarih sayfalarına gömmüş durumda.


İbret almak lazım diyorum…