Gadr (verdiği sözü bozmak)

Gadr (verdiği sözü bozmak)

Gadr (verdiği sözü bozmak)

Gadr (verdiği sözü bozmak)

Gadr (verdiği sözü bozmak)
25 Haziran 2011 - 09:00


Gül Bahçesi/Bayram Bıyıklı


 


 


Gadabı meydâna getiren sebeplerden birisi de (Gadr), yani ahdinde vemîsâkında durmamaktır. Bir tarafın söz vermesine (Vad) denir. İki kimsenin sözleşmelerine (Ahd) denir. Yemin ile kuvvetlendirilen vade (Mîsâk) denir.  Karşılıklı sözleşilene, önceden haber vermeden sözünü bozmak gadr olur. Devlet reisi, kâfirlerle yapmış olduğu muâhedeyi bozmak lâzım geldiğini anlarsa, onlara haber vermesi vacibedir. Haber vermeden evvel bozması caiz değildir. Hadîs-i Şerif’te, (Gadr eden kimse, kıyamet günü kötü şeklide cezasını görecektir) buyuruldu. Gadr etmek, haramdır. Kâfirlere verilen ahdi dahi korumak vaciptir. İslam ahlakı kitabı


*İman ve İslam


Peygamber Aleyhisselâm bir gün Mescid-i saadette Eshâb-ı Kirâm ile oturuyordu. Lekesiz, süt gibi beyaz elbiseli bir kimse gelip selâm verdi. Sonra, Peygamber efendimizin dizlerinin dibine oturdu. Peygamber efendimize sordu:


- İman nedir, yâ Resûlallah?- İman; Allah-ü Teâlâ’ya, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret gününe, Kadere, yani hayır ve şerrin Allah-ü Teâlâ’dan olduğuna inanmaktır.- Doğru söyledin, yâ Resûlallah! İslâm nedir?


- İslâm; günde beş vakit namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan ayında oruç tutmak, hacca gitmek, Allah-ü Teâlâ’dan başka ibâdete lâyık ve müstehak bir şey olmadığına ve Hazret-i Muhammed’in, Cenâb-ı Hakkın kulu ve Resulü olduğuna kalbi ile inanıp bunu dili ile ikrar etmektir.- Doğru söyledin yâ Resûlallah! İhsan nedir?- İhsan; Allah-ü Teâlâ’yı görür gibi ibâdet etmektir. Sen O’nu görmezsen de, O seni görür!


- Doğru söyledin, yâ Resûlallah! Kıyamet ne zamandır?- Bunu, sorulan sorandan daha fazla bilici değildir.


O zât, Peygamberimizi yine tasdik ettikten sonra gitti. Peygamberimiz bu zâtın Cebrâil Aleyhisselâm olduğunu, İman ve İslâm’ı öğretmek için geldiğini haber verdi.


CEHENNEMDEN KURTARACAK 


Allah dostlarından “Kutbüddin Bahtiyar Kâkî” hazretleri, bir gün şunu anlattı sevdiklerine: Peygamber Efendimiz; (Ey Eshâbım! Siz öyle bir zamanda geldiniz ki, Allah-ü Teâlâ’nın emirlerinden onda dokuzunu yapıp, birini yapmazsanız, helâk olursunuz!) buyurdular. Ve eklediler: (Bir zaman gelecek ki, o zamanın müminleri, emirlerin birini yapabilip, dokuzunu bıraksalar, Cehennemden kurtulurlar. O zamanda imanı olanlara müjdeler olsun!) Dinleyenler sordu:- Bu, hangi zamandır efendim?- Şu içinde bulunduğumuz zamandır.- Cehennemden kurtaracak o “bir emir” nedir efendim?- “Doğru iman”dır. Yani Ehl-i Sünnet Âlimleri’nin bildirdiği, kitaplarında yazdığı gibi bir “İman” ve “İtikat” edinen, Cehennemden kurtulacaktır.