Askerde meşhurdur!
Eğer, bir ağaca, askerin birisi kendini asarsa, o ağaca ceza kesilir ve başına da nöbetçi dikilirmiş!
Ben görmedim.
Ama anlatılırdı.
Parti kapatma meselesi gündeme gelince de, aklıma bu askeri ceza hadisesi geliverdi!
Parti, teröre çanak tutmuştu ve kapatılmıştı!
Parti, yani o kurumsal yapı, terör örgütü ile işbirliği yapmış, memleketin bölünmesi için var gücüyle çalışmıştı!
Gülmeyin yahu!
Gelinen nokta şu ki; partiler, kurum veya kuruluşlar, kendi başlarına suç işlemez veya işleyemezler.
Bunların üyeleri, sözü geçen suçları yapabilirler.
Yani, bu demek oluyor ki, partiye ceza vermek veya kapatmak, olsa olsa kendimizi kandırmak olur!
Öyle de olmadı mı sonuçta?
Kapanının yerine bir yenisini, daha kapatılma olmadan kurmadılar mı?
Fermuarlı partiler dönemi oldu biraz da bu.
Bakıyorsunuz; parti kapatılmış. Bilmem kaç üyesine siyasal yasak getirilmiş. Ama mesela o üyelerin bağımsız milletvekili adayı olmaları önlenememiş.
Partileri kapatırsanız, ağaca ceza vermekten öte geçemezsiniz!
Yapmamız gereken; o partiyi o duruma getirip, kirletenleri, başkalarına da örnek ve caydırıcı olacak şekilde cezalandırmak olmalıdır.
Yoksa birileri fermuarları açıp-kapamaya, demokrasi ve halkları ile dalga geçmeye devam ederler.