Demokrasi Sindirimi

Demokrasi Sindirimi

Demokrasi Sindirimi

Demokrasi Sindirimi

Demokrasi Sindirimi
09 Haziran 2010 - 09:22


 


İçinden geçtiğimiz kritik süreç, ülkemizi kaçınılmaz olarak gerçek Demokrasi’ye taşıyor.
Tabuların yıkıldığı, olmazların olduğu bir dönemde hızla ilerliyoruz.
Demokrasi bedel ödenerek elde edilen rejimidir.
Egemenler, ayrıcalıklarını kaybetmemek için Demokrasi’ye karşı direnirler.
Bu yaz Anayasa Referandumu ile ısınacak siyaset, Genel Seçim ile sonlanacak.
Anayasa Oylaması’nın ardından Erken Genel Seçim ile karşılaşabiliriz.
Ülkemiz halkı yol ayırımında.
Önümüzdeki süreçte halkımız, ya gerçek demokrasiye oy verecek, ya da Cumhuriyet kılıfına saklanmış sözde demokrasiye oy verecek.
Cumhuriyetler içinde demokrasiyi barındırmayabilir.
İran İslam Cumhuriyeti’nde Demokrasi var mı?
Çin Halk Cumhuriyeti’nde Demokrasi var mı?
Demek ki; Cumhuriyetlerde demokrasi olmayabiliyor.
Ülkemiz Halkı’nın Önümüzdeki bir yıl içinde Demokrasiyi sindirip sindiremediğini göstereceği iki sandık önüne geliyor.
Laik Cumhuriyet diyenler bir tarafta toplanacaklar.
Gerçek Demokrasi diyenler bir yanda toplanacaklar.
Dikkat ediniz Laik Cumhuriyet diyenlere. Laik Demokratik Cumhuriyet demeye dilleri varmıyor.
Sadece, Laik Cumhuriyet diyorlar.
Neden Demokrasiyi Cumhuriyete yakıştıramıyorlar?
Nasıl ki; Türban’a başörtü diyerek, Türban’ı partilerinin simgesi haline getirenler, siyasi rant sağlıyorlarsa.
Laik Cumhuriyet diyenler de, bu söylemle vesayet rejiminin mesajını yayıyorlar. Kurumların arkasından kolaycı bir siyaset yapıyorlar.
Halkımızın önüne iki sandık geliyor.
Yüzdük yüzdük artık kuyruğuna geldik.
Halkımızın önünde çok önemli bir dönemeç var.
Ya Demokrasi.
Ya Laik Cumhuriyet.
Göreceksiniz; Anayasa Oylaması’nın da, Genel Seçimin de ana konusu CUMHURİYET ve DEMOKRASİ olacak.
Halkımız demokrasiyi içine sindirdiyse, oyunu Demokrasiye verecek.
İkisi birada olmaz mı?
Hem Demokrasi, hem Cumhuriyet kaynaşamaz mı?
Hayır, bir arada olamaz. Buna izin vermediler, vermezler.
Cumhuriyet kurulduğundan beri gerçek demokrasi var mıydı?
Hiçbir zaman yoktu.
Sözde Demokrasi uygulandı. O da darbelerle kesintiye uğradı.
Halk her darbeden sonra sandığa gittiğinde darbecilere tokadı oylarıyla vurdu.
Ama halktan korktular. Demokrasiden korktular.
Halkı cahil gördüler. Halkı bidon kafalı gördüler. Halkı Göbeğini kaşıyan adam olarak nitelediler. Halkı aşağıladılar.
Çünkü “Laik Cumhuriyet” diyenler kendilerini ülkenin sahibi görüyorlardı.
Rejim onlara iktidarı bütün kurumlarıyla zaten vermişti.
Onların Demokrasiyle işleri yok tu ki. Onlara demokrasi lazım değildi ki.
Nasıl olsa bürokratik oligarşi iktidardaydı.
Onlar kendilerini halktan üstün görüyorlardı.
Demokrasiye de düşman oldular. Her seçim halktan şamarı yiyenler Demokrasi’ye dost olur mu?
Demokrasiyi içine sindirebilir mi?
Artık bu kokuşmuş ve rejim elden gidiyor korkusunu içeren sloganları bırakma zamanı geldi.
Kılıçdaroğlu rüzgârı eserken; CHP tercihini Sol’dan ve Sosyal Demokrasi’den yana kullanırsa iktidar olma şansı yüksektir.
Çünkü Şimdi gerçek Demokrasi zamanı. Şimdi sol zamanı, Şimdi Sosyal Demokrasi zamanı.