ORTAK AKIL











Özkan Başaran





Her geçen gün barışa doğru yol alıyoruz. Halkımızın desteğinin giderek artması da çözüm sürecini engellenemez hale getiriyor.


Teröre ödediğimiz bedeller saymakla bitmez.


30 yıldır dökülen kanlar ve verilen canlar toplumumuza kâbus dolu günler yaşatmıştı. Teröre, dolaylı yoldan 1 Trilyon doların harcandığı söyleniyor. 


Aslında bulunduğumuz coğrafyanın önemini, barış gerçekleştiği zaman çok daha iyi anlayacağız. Dokunulmamış yeraltı kaynaklarımızla ve birçok eski medeniyetin yattığı, tarih kokan Güneydoğumuz barış gerçekleştiğinde ülkemizin göz bebeği olacaktır.


Daha barış gerçekleşmeden Diyarbakır’a turistik geziler başlamış bile.


Terör belasının kuşattığı güneydoğu bölgemiz insanı barışa susamış.


Akil insanlar heyetini davul zurnayla kucaklayan güneydoğu insanı, “Her gün Bayram olsa” pankartlarıyla karşılayarak sevinç gözyaşlarıyla coşuyor.


Barış’a %90’lara varan halk desteği Güneydoğu Anadolu bölgemizden çıkıyor.


Kürt kökenli insanlarımızın yaşadığı duygu selinden akan gözyaşları, Akil İnsanlarımızı gözyaşlarıyla birleşerek çağıldayan bir şelale haline  geliyor...


Terörün ezdiği onurlarıyla, Barış çığlıkları atan Güneydoğulu yurttaşlarımızın tek isteği de, normal bir hayat.


Sadece Normal bir hayat istiyorlar? Çok şey mi istiyorlar?


En kutsal hak; yaşama hakkıdır. Bu Anayasal bir hak’tır. Dolayısıyla Güneydoğulu yurttaşlarımız en doğal insan haklarını istiyorlar.


Ötekileştirilmekten yılgınlaşan Güneydoğu Anadolu İnsanı, Barış’a susamış.


Çözüm sürecinin yaydığı huzur, dalga dalga yurdumuzu sarıyor.


Bahar çiçekleri açarken içimizde kıpırdayan sevinç, barış ile bütünleştikçe Millet olarak birbirimize daha çok kenetleneceğiz.


Bazı kaygılarla çözüm sürecine mesafeli bakan insanlarımızı da anlamamız gerekir. Onlara da Barış ikliminin kazançlarını iyice anlatmamız gerekir.


En kötü Barış’ın, En iyi Savaş’tan çok daha hayırlı olduğunu algılatmamız gerekir.


Terör, sadece Güneydoğu Anadolu Bölge insanımızın meselesi midir?


Toplum olarak hepimizi ilgilendiren çok çok önemli bir meseledir.


Bu konuda hepimize acil görevler düşüyor. Çözüm sürecine karşı duran insanlarımızın hangi kaygıları taşıdıklarını öğrenip, onlara da barışın kazanımlarını  sindire sindire anlatmamız gerekir.


Aslında ,Her yurttaş, Barış’a katkı yapmak adına kendine görev çıkarmalıdır.


Çünkü; 63 Akil insan her yere ulaşamaz. Toplum içinde de birçok akil insanımız var. Etrafını aydınlatacak bilgi birikimine sahip bu insanlarımız çözüm sürecinde kanaat önderi görevi üstlenmelidirler.


Barış sevdalısı her duyarlı demokrat’ın çözüm sürecine katkı yapma görevi vardır.Çünkü; Demokrasisi ilerlemiş toplumlar, sivil dinamiklerle aydınlanmışlardır. Demokrasisi ileri ülkelerde, Cesur siyasetçilerinin kararlı tutumlarıyla krizler çözülmüştür.


Bizim Siyasilerimize bakıyorum da, CHP Kurucu parti olarak çözüm sürecine katkı vermiyor.


Ağzından barış lafı çıkan CHP’den aforoz ediliyor. MYK üyesi Gülseren Onanç’ın “ CHP’ye oy verdim diyenlerin %65’i barış istiyor” sözleri yüzünden istifa ettirildiği iddia ediliyor. Çünkü bu sözlerden sonra Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile görüşen, Halk ve İlişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç’ın istifa etmişti. Gülseren Onanç’ın istifasıyla CHP-MYK’da Yenilikçiler, fire vermiş oldular.


İzmir Büyükşehir Başkanı Aziz Kocaoğlu, Çözüm sürecine destek için Diyarbakır’a gideceğini açıkladı. Göreceksiniz, Ulusalcılar Aziz Kocaoğlu’nun Adaylığını engelleyeceklerdir.


Barış süreci CHP’deki çatlağı büyütecektir. Tabanı Barış isteyen CHP’nin, Barış sürecine destek vermemesi parti içindeki yenilikçilerin ayrılmalarını engelleyemeyecektir. CHP’de ört bas edilmeye çalışılan Ulusalcı-Yenilikçi ayrışması giderek çok daha büyük boyutlara ulaşacaktır.


Ulusalcılar,”Resmi ideoloji Barış sürecine engelmiş” gibi bir çıkmazın içindeler.


Ama Çözüm süreci başarıyla devam ettikçe, CHP’deki çatlak büyümeye devam edecektir. Doğum sancıları artacak ve sonuçta, CHP’nin nur topu gibi bir Sosyal Demokrat bebeği olacaktır. Bu Sosyal Demokrat Bebek de, çarçabuk büyüyecek ve İktidara gelerek Ülkemizi Barış içinde yönetecektir.