CHP, Lüleburgaz'da Adayını Belirledi

CHP, Lüleburgaz’da Adayını Belirledi

CHP, Lüleburgaz'da Adayını Belirledi

CHP, Lüleburgaz’da Adayını Belirledi

CHP, Lüleburgaz'da Adayını Belirledi
20 Aralık 2018 - 02:00 - Güncelleme: 27 Şubat 2019 - 01:42

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi Toplantısı, 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak olan yerel seçimler öncesinde belirlediği Belediye Başkan Adaylarını açıkladı. Açıklanan listede Lüleburgaz Belediye Başkan Adayı olarak mevcut Belediye Başkanı Dr. Murat Gerenli yer aldı. Kırklareli’de yaşayan vatandaşların merakla beklediği karar CHP Parti Meclisi toplantısından çıkmadı. Yapılan toplantıda CHP Kırklareli Belediye Başkan Adayı açıklanmazken, geçtiğimiz hafta sonu Lüleburgaz’da yapılan eğilim yoklamasını açık ara farkla kazanan Lüleburgaz Belediye Başkanı Dr. Murat Gerenli, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi tarafından Lüleburgaz Belediye Başkan Adayı olarak gösterildi. Parti Meclisi toplantısının ardından açıklamalarda bulunan CHP Yerel Yönetim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun “Halkımız iktidarın toplumu kutuplaştırmasından bezdi. İnançları, mezhepleri, kültürleri birbirine düşman etmekten beslenen, intikamcı politikalarının yükünü taşımaktan bezdi. Millet, AKP'nin insanları komşusuna, okul arkadaşına, iş arkadaşına karşı kışkırtan dilinden yoruldu. Türkiye iktidarın bilgisiz ve beceriksiz ekonomi yönetiminin faturasını ödemekten bunaldı. AKP doların iniş çıkışlarından, faizlerden söz ederken, millet evine ekmek götürememekten, çocuğunu kalitesiz eğitime teslim etmekten, işsiz kalmaktan söz ediyor. Doların inişi çıkışı, faizlerin oranları AKP'lilerin ve ailelerinin zenginliğini azaltıp çoğaltıyor olabilir. Ama ekonomik kriz yoksullar için açlık demek, çalışanlar için işsizlik, yoksulluk demek. Herkes İstanbul, Ankara ve büyükşehirlerde adayımızın kim olacağını merak ediyor. Ancak bizim için isimden daha önemli bir gerçek vardı: Çünkü İstanbul da diğer kentlerimiz de saraydan atanmış bir memur değil, kendi seçeceği başkanını arıyordu. Yani asıl önemli olan İstanbulluların, Ankaralıların, Adanalıların, Antalyalıların ne istediği. Birileri her şey kendilerinin istediği gibi olsun istiyor ama bizim önceliğimiz kendimiz değil kentimiz! -Kentliler eskimiş, köhnemiş belediye yönetimlerini terk etmek istiyor -Kentliler atanmış belediye müdürü istemiyor. Seçtiği başkanın kendi rızası sorulmadan görevden alınmasını kabul etmiyor. Kentliler belediye başkanını seçmek ve kendi ne zaman isterse o zaman göndermek istiyor. -Kentliler seçtiği Başkanın kendisine karşı sorumlu olmasını istiyor. Kentliler Erdoğan gel deyince gelen, git deyince giden birini istemiyor. -Kentliler sadece başkanın değil, belediyecilik anlayışının da değişmesini istiyor. Kentliler kentleriyle ilgili kararların kendisine sorulmadan alınmasını reddediyor. -Kentliler sokaklarında hafriyat kamyonlarının cirit attığı, çocuklarını, yaşlılarını ezdiği, yandaş müteahhitler dışında kimsenin kazanmadığı işleri artık yutmuyor. Kimse kentlerin tarihini, kültürünü, mirasını yıkan, yok eden bir belediyecilik istemiyor. Herkes kadınların, çocukların, yaşlıların, engellilerin şehre güven içinde erişebildiği bir hayat istiyor Örneğin; AKP'nin İstanbul'unda kadınlar sokaklarda, otobüslerde güven içinde hissetmiyor. 6 yaşında çocuklar sabahın kör karanlığında trafik cehenneminde gözünden uyku akarak saatlerce yolculuk yapıyor. Yaşlılar, engelliler megapollerin vahşileşen hızında sokaklara çıkamıyor, hayata katılamıyor. Büyükşehirlerde herkes birazcık nefes almak, sosyalleşmek, iyi vakit geçirmek için CHP’li belediyelerin yönettiği yerlere geliyor. Çünkü kentlerimizin bostanları, bahçeleri, yeşil alanları, insanların onlarca yıldır yaşadığı mahalleleri yandaş iş adamlarına peşkeş çekiliyor, sokak hayvanları şehrin uzak kırsallarında açlığa, ölüme terk ediliyor. Kentliler okuluna, hastanesine güven içinde ve ekonomik olarak gidebildiği bir şehir istiyor. Tüm kentliler ucuz ve sağlıklı gıdaya erişebilecek çözümler istiyor. Örneğin; İstanbul'da; Türkiye'nin ve dünyanın her yerinden, her dinden, her mezhepten, her kimlikten insanlar bir arada yaşıyor. AKP İstanbulluları birbirine düşman etmek istiyor. Oysa İstanbullular komşuları ile düşman olmak istemiyor. Onlarla şehrinde, mahallesinde, sokağında, apartmanında, evinde barış içinde, dostlukla, huzur içinde yaşamak istiyor. Çünkü herkesin derdi aynı. Kentler, kendisinden başka hiçbir şey düşünmeyen yönetimlerden bunaldı, sıkıldı, bezdi. İnşaatlarınızın eziyetinden, ihtiraslı projelerinizin insanların hayatını hiçe saymasından, insanları birbirine düşman etmeye çalışmanızdan, her geçen gün hayatı daha pahalı hale getiren politikalarınızdan yoruldu. Türkiye AKP’den yoruldu. Biz kentlerimize memur atamıyoruz. Biz, başından beri ne İstanbul için ne diğer şehirler için sadece aday aramıyoruz. Biz hem İstanbul'a hem Türkiye'ye kaybettiği huzuru getirecek, artık sürdürülemez hale gelen yoksulluğu giderecek, yok ettiğiniz demokrasiyi kuracak bir kadroyu kuruyoruz. Çünkü hem Türkiye, hem İstanbul bizden huzurlu, sağlıklı, demokratik ve kendilerini yoksullaştırmayacak şehirler istiyor. Türkiye biliyor ve görüyor ki biz bunu Eskişehir'de yaptık. İzmir'de yaptık. Kadıköy'de, Çankaya'da, Seyhan’da, Konyaaltı’nda, Muratpaşa’da, Nilüfer’de ve tek tek sayamayacağımız kadar çok yerde yaptık.  Dünyanın bütün bağımsız belediye endekslerine, araştırmalarına bakın. Türkiye'nin en yaşanabilir, refahı en yüksek, hayatın en kaliteli ve en ucuz olduğu şehirler CHP'nin yönettiği şehirler. CHP’li belediyelerde yılbaşından itibaren asgari ücret 2200 lira olacak ve 31 Marttan sonra CHP’li olacak belediyelerde de bu uygulamayı sürdüreceğiz. Hiç kimse işindne ve aşından olmayacak bizim belediyelerde. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler en çok bizim şehirlerimizde mutlu hayatlar sürüyorlar. CHP'li yerel yöneticiler Türkiye'nin en iyileri olduklarını en itibarlı uluslararası zeminlerde kanıtladılar. Aynı araştırmalara AKP'li şehirler de konu oldu. Aynı yarışmalara AKP'li belediyeler de başvurdu. Ama hepsinde sınıfta kaldılar. AKP bağa, bahçeye, bostana bina diker. Biz mutlu hayatlar kurarız. Buraları gençlere, çocuklara, yaşlılara, kadınlara açarız. Bu yüzden tüm adaylarımız kutuplaştıran değil birleştiren, sorunları derinleştiren değil çözen isimler. Bizim adaylarımız atanmış değil, heyecanı, dinamizmi, tecrübesi ve liyakatiyle adaylığı hak etmiş isimler... Tüm adaylarımızın bölgelerine ve kendilerine göre farklı farklı meziyetleri var ama ortak noktaları aynı: O da kendilerinin değil kentlilerin derdine derman olmaya gelmeleri. Derman Belediyeciliği yapmak için gelmeleri. Yani Lale Devri bitti, kır çiçeklerinin devri başlıyor. Allah’ın izni ve halkımızın takdiriyle geliyoruz. Az kaldı Türkiye’m, az daha sabır Önümüz Mart. Martın sonu bahar! Tüm adaylarımıza tekrar başarılar diliyorum. Süreç ülkemize hayırlı olsun” dedi.Kaynak: Gamze ARICIOĞLU