“Ölüm hak, miras helaldir”, atalar sözü özel hayatımızda geçerlidir.
Ancak siyasette de miras vardır. Bunlar miras oylardır.
Bazı partilerin miras oylarıyla uzun yıllar siyaset yaptılar. Örneğin DP’nin miras oylarını önce AP, daha sonra da DYP yıllarca peşinden sürükledi.
Dededen, babaya, babadan oğula aktarılan siyasi görüşler, yıllarca AP’yi ve DYP’yi iktidarda tuttu.
DYP’de, AP’nin devamı olarak ortaya çıktı ve 1990’lardan sonra miras oyları sayesinde bir daha iktidara geldi.
Demirel gibi bir liderin olağanüstü mücadelesi göz ardı edilemese bile, miras oyları belirleyici olmuştu.
Ancak Demirel’den yaşanan lider boşluğu miras oylarını koruyamadı. Her seçimde miras oylar, biraz daha eridi ve sonunda DYP bitti.
Şimdi DP çatısı altında toplanamaya çalışan merkez sağ, yeni bir siyasi çıkış yakalamak ve umut olmak adına çalışmalarını sürdürüyor.
Nasıl olsa oy verecek bir siyasi tabanınız varsa, bir de buna tecrübeli bir siyaset ustası lider olduğu zaman, partinizin rüzgârı, ülkenin her köşesinde eser.
Çünkü ülkemizde lider particiliği vardır.
Siyasetin evrensel doğasına lider particiliği terstir, ancak ülkemizde hala geçerlidir.
Ancak miras oylar ve hitabeti ustaca kullanan bir liderle ne kadar uzun ömürlü bir parti olabilirsiniz.
Örgütlerinizin derinliği ve kökleri ülkeyi saramıyorsa, miras oylarıyla ancak bölge partisi olursunuz.
Halka nefesinin ılıklığını hissedecek kadar sokulmuyorsanız, siyaseten bitmeye ve tükenmeye mahkûmsunuz.
Rakibinizi karalayarak, kötüleyerek ve korku üreterek, miras oylarınızı bir süre daha koruyabilirsiniz.
Ancak, halka mesafe koyarak, halkı aşağılayarak, halkçı değil “sosyete partisi” olursunuz.
Eli nasırlı emekçiye mesafe koyarak, paçası çamurlu garibana uzak durarak, sosyal demokrat olunur mu?
Halkçı olunur mu?
Miras oyları korunur mu?
Hiçbir toplum katmanına çare üretmeden, sadece karalama, kötülemeyle ve korkutmacalarla “Umut” olunur mu?
Üstüne oturduğu miras oylarının rahatlığıyla ahkâm kesip durmayı siyaset yapmak sananlar, kerameti kendilerinde sanırlar. Halka da tepeden bakarlar.
Şimdiye kadar, Keramet inatçı miras oylarındaydı. Parti gücünü kendi gücü sanalar, partileri eridiğinde acizliklerini çok iyi anlayacaklar.
Miras oylarının üstüne oturup yetki almayı kendi becerisi ve birikimine yoranlar, Altlarından miras oylarının gittiği zaman kılçığı çıkmış balığa dönerler.
Ancak ülkemizin girdiği değişim ve dönüşüm süreci, ezilen halk katmanlarına çare üretmeyen siyasetleri önünden süpürecektir.
Partilerinin gücüyle yetkili konumlarda bulunanların, partileri kaybettiğinde halk tarafından nasıl itildiğini hep beraber gördük ve bundan sonra da göreceğiz. Halka hiçbir şey vermeyenler, “Halk adına ne yaptın?” diye sorguya tutulacaklardır.
Halk adına hiçbir proje üretmeden, bitmeyecek sanılan miras oyları üzerinde oturup kurulanlar, sonun başlangıcında olduklarının henüz farkında olmasalar da önümüzdeki süreçte her gün biraz daha eridiklerini anlamaya başlayacaklar.
Siyaset toplum adına yapılır. Toplumlara yakışan rejim de gerçek demokrasidir. Vesayet rejimi değildir.
Sivilleşmeye ve demokrasiye karşı direnen zihniyetin hangi siyasetin temsilcileri olduğunu halkımız hayret ve ibretle izliyor.
Normalleşmeye karşı çıkıp, sivilleşmeden ve demokrasiden korkanlar, alıştıkları vesayet rejimine dayalı politikaları çöktükçe kaybettiklerini anlıyorlar.
İnsanı merkeze almadan, yapılan siyaset çökmeye mahkûmdur.
İnsanı merkeze alarak ezilen halk yığınlarının derdiyle dertlenenler kitle partisi olurlar. Aksi halde tabela partisi olarak kalırlar.
İnsanı merkeze almadan sözde rejim bekçiliği yapanların bitmeyecek sandıkları miras oyları değişim ve dönüşüm sürecinde erimeyecek mi?
Halkımız artık dertleriyle dertlenen siyasileri fark etmeye başladı. Yılların bıktıran siyasi söylemlerini ve sürekli seçim kaybeden siyasi liderlerini halkımız istemiyor.
Halkımız sivilleşemeyen demokrasi karşıtı siyasi anlayışların önündedir ve sağduyuludur.
Diktatör zihniyetteki parti yönetimleri önümüzdeki seçimde halkımızın önüne bir daha çıkarsa, bitmeyecek sandıkları miras oylarının bitiğini görünce mi partilerinin yakasını bırakacaklar?