Büyük Birlik Partisi (BBP) Kırklareli İl Başkanlığı görevini tekrardan üstlenen Kemal Şar, 10 Haziran 2010 Perşembe günü saat 16.00’da Parti binasında bir basın toplantısı düzenledi.

HABER MEKREZİ
 Yeni oluşturulan teşkilatları ile Kırklareli’nin nabzını tutacaklarını belirten Şar şunları kaydetti:
“Üçüncü defa Büyük Birlik Partisi’ni kurmak yeniden oluşturmak bana nasip oldu. Bundan dolayı da bu göreve de bizi laik görenlere teşekkürlerimi sunuyorum. Bu güne kadar Büyük Birlik Partisi’ne hizmet etmiş diğer arkadaşlarımızı da yaptıkları hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.
Partimizin Yönetim Kurulu; Özay Aslın, Hulisi Özay, Soner Babiz, Mustafa Koru, Ümit Türker, Sabiha Özay, Osman Üstünel, Ramadan Solak, Abdullah Yatakçı, Nedim Cesur, Müjdat Çoklak ve Selim Demirel’den oluşuyor.
Açıkça ifade etmem gerekirse öylesine oluşturulmuş bir teşekkül, bir siyasi parti değil, Kırklareli’deki her olum veya olumsuz, hareketin arkasında onları en ince detaylarına kadar inceleyecek yolsuzluklara karşı koyacak, yapılan hayırlı işlerinde yanında olacak teşkilat olacağız. Arkadaşlarımla birlikte Kırklareli’nin nabzını tutmaya çalışacağız ve buradan bütün Kırklareli halkına bize Büyük Birlik Partisi’ne destek vermelerini, bizi önemsemelerini, bizi dikkate almalarını öneriyorum. Çünkü biz onlarız, yani halkız, kendileriyiz biz, Büyük Birlik Partisi onların kendi sesi, kendi nefesi. Bizi böyle bilmelerini kendilerinden, halkımızdan istirham ediyorum.
* “Hükümeti kusurlu buluyorum”
Bir müddet önce İHH tarafından Gazze’ye bir gemi gönderildi. 30 civarı ülkeden gelen İnsani Yardım Gönüllüleri ile birlikte fakat gemimiz maalesef İsrail Komandoları tarafından önü kesilerek baskın verildi ve 9 şehidimiz orada oldu. Bunun dışında yabancı ülkelerden gelen 3 tane şehit var. 13 şehit verildi orada. Ben şunu ifade etmek istiyorum; biz Büyük Birlik Partisi olarak hükümetin, bu konuda gerekli hassasiyetin gemi yola çıkmadan önce göstermediğine inanıyoruz. Eğer gemi yola çıkmadan önce Hükümet açıklama yapmış olsaydı böyle bir olayın önü kesilip engellenmiş olurdu. Bizce hükümet burada gerekli hassasiyeti göstermemiştir ve sorumludur. Daha sonra yapılan bütün çalışmalar hayırlı neticelere doğru gidiyor. Ancak şu da var ki 13 Nisan’ı geri getirmek mümkün değil. Suçsuz yere bir insanın öldürülmüş olmasını Kuran-i Kerim yasaklamaktadır. ‘Suçsuz yere bir insanı öldüren bütün insanları ölmüş gibidir’ demektedir. Bundan dolayı hükümeti kusurlu buluyorum.
Bunun arkasından Kırklareli’de 25 Sivil Toplum örgütüyle birlikte gerçekleştirdiğimiz bir protesto hareketi vardı. Bu hareketin başında ki arkadaşı da protesto ediyorum. Orada Büyük Birlik Partisi olarak biz bu protestoya destek vermiştik. Ancak Siyasi teşkilat olarak açıklamalarımız saklı kalmak kaydıylaydı” dedi. (e.u.)