Basit şeyler üzerine

Basit şeyler üzerine

Basit şeyler üzerine

Basit şeyler üzerine

 Basit şeyler üzerine
03 Ocak 2011 - 19:03

Satır Arası


Merve Cankurt

Basit olan, daha zordur aslında.
Basit olanda kabullenilmişlik ve sorgulamamışlık vardır.
Basit olan üzerinde çok düşünmez insan, fazla sorgulamaz. Kendinizi hiç “Aslında her şey bu kadar basit” derken bulmadınız mı?
İşte burada kullandığımız “aslında”, basit olan şeyleri engellediğimizi ve bunu yeni fark ettiğimizi gösteriyor.
Şimdi sıra basit olanı düşünmekte.
Bırakın her şeyi olduğu gibi aksın gitsin, demek isterdim ama her şeyi akışına bırakmanın dozunu ayarlayamıyoruz sanırım.
Düşünmenin “Cılkı”nı çıkarmak dedikleri olay sorgulamayı bilmemekten kaynaklanıyor. Bir şeyleri sorgularken dahi bunu başkalarından öğrendiğimiz şekilde yapmıyor muyuz?
Bırakın basit şeyleri, sorgulamayalım derken aslında ne büyük acılar çekmişizdir. Çünkü çözüm bulunamayan şeyler genelde “Basit” şeylerden çıkar ve biz bunları sorgulayıp düşünmedikçe de can yakmaya devam ederler…
Her ne kadar birçok kararı ‘İşte bu kadar basit’ diye sonuca bağlasak da; o basit dediklerimizi aslında çoğu kez uygulayamamışızdır. Boş vermek en basiti, kalıp mücadele etmek ise zor.
 Şu devirde de en zorlarından biri kalıp, düşünüp, sorgulayıp, mücadele etmek. Herkesin düşündüğünün üzerine bir şeyler düşünmek…
Albert Lipmann’ın “Herkes aynı şeyi düşünüyorsa, hiç kimse fazla bir şey düşünmüyor demektir” sözünün muhatabı oluyoruz istemeden…