Babaeski tahlili

Babaeski tahlili

Babaeski tahlili

Babaeski tahlili

Babaeski tahlili
18 Kasım 2011 - 08:26


Ortak Akıl





Özkan Başaran





Trakya’nın tam ortasında yer alan geri kalmış bir ilçedir, Babaeski’miz. 


Dışardan gelen misafirlerin bakış açısıyla; Ekonomisi çökmüş, insanları huzursuz ve umutsuz bir koca köyü andırır Babaeski’miz.


“Emekliler Kasabası” diye de dillendirilen Babaeski’miz insanında, siyaseten değişim arzuları belirgin bir şekilde gelişmeye başladığını gözlemliyorum.


Etrafına bakan Babaeski insanı, her konuda ne kadar geride olduğunu gitgide algılamaya başlayınca, bir çıkış yolu bulmaya çalışıyor.


Tatile çıktığında gördüğü yerlerin gelişmesinden gözleri kamaşan Babaeski’liler kasabasının neden bu kadar geri kaldığını artık ısrarla sorguluyor.


Türkiye’nin her hangi bir yerine geziye gittiğinde, gördüğü olağanüstü gelişmeler; Babaeski insanında şok etkisi yapıyor.


Kendisini çağdaş, Anadolu insanını çok geri sanan Babaeskililer, aslında kendi kasabalarının ne kadar geri kaldığını gördükçe isyan ediyorlar.


Sadece kale yıkılmasın mantığıyla yerel iktidarı kaybetmeyi dünyanın sonu sanan Babaeski İnsanı; “Biz de artık hizmeti hak ediyoruz” diyen bir sessiz çığlığı içlerinden geçiriyorlar.


Para verirsiniz mal alırsınız. Hizmet yaparsanız oy alırsınız.


Peki hizmet yapmadan oy alınır mı? 


Sorgulamadan ve ezbere oy verilirse, hizmet üretmeden de oy alınır.


Takım tutar gibi oy verenler çoğunluktaysa, çalışmanıza gerek yoktur. 


Tutucu insanların kenetlendiği yerlerde, oylar hizmete değil, partiye verilir.


İşte o zaman da, ne kadar başarısız olursanız; o kadar oylarınız artar.


Oylarınız o kadar artar ki; seçimlerde çekişme bile olamaz.


Ensesinde rakibin nefesini hissetmeyenler çalışırlar mı hiç?


Nasıl olsa seçim kazanacağını bilenler, yan gelip yatmazlar mı?  


Bu noktada eksikliği nerde arayacağız?


Makam ve mevki sahibi olanların seçmeni uyutmasında mı aramalı?


Yerel iktidardan nemalananların etrafındaki insanları parti sevdasıyla etkilemesinde mi aramalı?


Yoksa “Ya partim kaybederse, sokaklarda gezemem” ürküntüsünde mi aramalı?


Ya da, “Yarın birileri gelir de, 45 senede yapılmayan hizmetleri, 5 yıla sığdırırsa; insanların yüzüne bakamayız” korkusunda mı aramalı?


Babaeski’mizin birçok bakımdan geri kalmışlığı ortada.


 O zaman Bir yerlerde bir eksiklik olduğu kesin. Peki, biz nerelerde arayacağız bu eksikliği?


Seçenlerde mi? Yoksa seçilenler de mi?