“Astım’ın tedavisinde erken tanı çok önemlidir”

“Astım’ın tedavisinde erken tanı çok önemlidir”

“Astım’ın tedavisinde erken tanı çok önemlidir”

“Astım’ın tedavisinde erken tanı çok önemlidir”

“Astım’ın tedavisinde erken tanı çok önemlidir”
03 Mayıs 2012 - 09:25

“3 Mayıs Dünya Astım Günü” dolayısıyla açıklamada bulunan Kırklareli Halk Sağlığı Müdürü Uzm. Dr. Nihat Kutluay şunları kaydetti:




HABER MERKEZİ





“Astım, tüm dünyada yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği tahmin edilen ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Ülkemizde yaklaşık her 100 erişkinden 5-7’sinde, her 100 çocuktan 13-15’inde görülmektedir. Her yaştan bireyi etkileyebilen, doğru tedavi ile kontrol altına alınabilen, kontrol altına alınamadığında ise günlük aktiviteleri ciddi olarak kısıtlayabilen kronik (müzmin) bir hastalıktır.


Astım, hava yollarının daralması ile kendini gösteren ve ataklar (krizler) halinde gelen bir hastalıktır. Astımda hava yolu duvarı şiş ve ödemlidir. Bu durum akciğerlerin toz, duman, koku gibi uyaranlara aşırı duyarlı olmasına, ardından öksürük, nefes darlığı ve göğüste baskı hissi gibi yakınmalar ortaya çıkmasına neden olur. Eğer kişinin ailesinde astım varsa çocuklarında bu hastalığın görülme oranı neredeyse üçte bir oranında artar. Erkeklerde görülme sıklığı daha fazladır ve maalesef şişmanlarda astımın daha kolay gelişeceği bilinmelidir.


 Krizde hava yollarını saran kaslar kasılır, ödem ve şişlik artar, ilerleyen iltihapla birlikte hava yolu duvarı kalınlaşır. Hava yollarındaki salgı bezlerinden kıvamlı bir mukus yani balgam salınır. Tüm bunlar hava yollarını önemli ölçüde daraltır. Hava yollarında daralma başladığında bu durum kendini öksürük ve nefes darlığı ile belli eder. Hastalık ilerlediğinde genellikle gece ve sabaha karşı öksürük ve nefes darlığı şeklinde ortaya çıkan nöbetlere dönüşür. Havanın akciğerlere girip çıkması engellenir. Bu durum, artan öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum ile kendini belli eder.


Çevremizde bulunan ve sık karşılaştığımız bazı etkenler, genetik olarak yatkın olan kişilerde astımın ortaya çıkmasında ve hastalığın ağırlığı üzerinde önemli rol oynarlar. Bunlar arasında ev tozları, polenler, küf mantarları gibi hava yoluyla gelen allerjenler, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları, mesleksel uyaranlar, sigara dumanı, ilaçlar, hava kirliliği ve beslenme sayılabilir.


• Çiftçilik ve ziraat işleri, boyacılık (sprey kullanılarak yapılan boyacılık dahil), temizleme işleri ve plastik üretimi gibi iş kollarında astım sık görülür. Mesleksel astım, maruziyet başladıktan aylar ya da yıllar sonra ortaya çıkar. Özellikle allerjik bireylerde ve sigara içenlerde ortaya çıkma riski daha fazladır.


• Gebelikte sigara içen annelerin çocuklarında ilk bir yıl içinde hışıltılı solunum ile seyreden hastalık gelişme riski 4 kat fazladır. Anne sütü alan çocukların inek sütü veya soya proteini alan çocuklara göre daha az hışıltılı solunum yolu hastalığına yakalandığı ortaya konmuştur. 


Doğru tedavi ile astımlı hastaların hemen hiç yakınması olmaz, ancak zaman zaman, karşılaştıkları bazı çevresel etkenler; nefes darlığı, öksürük, hışıltılı solunum gibi belirtilerin tekrar ortaya çıkmasına neden olur. Bazen bu yakınmaların şiddeti o kadar çok olur ki hasta acil servise başvurmak zorunda kalabilir. İşte belirtileri ortaya çıkaran bu etkenlere tetikleyiciler denir. Bu tetikleyicilerden bazıları şunlardır:


Allerjenler; çevremizde bol miktarda bulunan, genellikle zararsız olan, ancak duyarlı kişilerde sorunlara neden olabilen maddelerdir. Astımı olan herkesin allerjik, allerjisi olan herkesin de astımlı olması gerekmez. Çocuklarda astımın %80’i allerjik iken, erişkinlerde bu oran %50 civarındadır. Evde ya da dışarıda birçok allerjen astım atağını başlatabilir.                   


 Polenler, ev tozu akarları, küf mantarı sporları, hamamböceği, hayvan tüyleri, bazı besinler: süt, yumurta, fıstık, balık, buğday, soya gibi...


 Gerek çocukluk çağında gerekse erişkin dönemde sigara dumanına maruziyetin astım belirtilerinin ortaya çıkmasını tetiklediği bilinmektedir. Astımlıların %20 kadarının sigara içtiği gözlenmiştir. Bu hastalarda sigara içimi tedavinin etkisini azaltır; kalıcı değişikliklere neden olur.


Astım atakları, hava kirliliği artışı ile birlikte artmaktadır. Sadece dış ortam hava kirliliği değil, ev içi hava kirliliğine yol açan maddeler (sigara dumanı, ısıtma veya soğutma için kullanılan yakıtların dumanı, küf, hamamböceği) için de aynı durum söz konusudur.


• Allerjik bireylerde allerjen özellikteki bazı besin maddeleri (balık, kabuklu deniz ürünleri, kuruyemiş, yumurta, süt, muz vb), diğer allerjik belirtiler yanı sıra astım ataklarını da tetikleyebilmektedirler. Aşırı hassas bireylerde besin maddesinin kokusu bile astım atağını uyarabilir. Erişkinlerde besin maddelerinin astımı tetiklemesi daha nadirdir.


Hastalığın tedavisinde erken tanı çok önemlidir. Astımın erken tanısı konulduğunda kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Tedavisinin amacı; hava yollarındaki mikrobik olmayan iltihaba bağlı daralmanın giderilmesi ve hastanın rahat nefes almasının sağlanmasıdır. Hekim ve hasta/aile arasındaki işbirliği hastalığın kontrolünü sağlamada en önemli etkendir.” (s)