“ÖZGÜR BASIN SUSTURULAMAZ”

“ÖZGÜR BASIN SUSTURULAMAZ”

“ÖZGÜR BASIN SUSTURULAMAZ”

“ÖZGÜR BASIN SUSTURULAMAZ”

“ÖZGÜR BASIN SUSTURULAMAZ”
24 Mayıs 2015 - 13:43





* Kırklareli merkez ilçede görev yapmakta olan Anadolu Ajansı (AA) Muhabirleri Özgün Tiran ile Ufuk Ertop’a gittikleri yangını fotoğraflarlarken yapılan saldırıyı kınamak üzere, Kırklareli’de görev yapan tüm Basın Mensupları’nın katılımı ile “BASINA SAYGI YÜRÜYÜŞÜ” düzenlendi. Yürüyüşte basın mensupları attıkları sloganları ile görevleri sadece kamuoyunu bilgilendirmek olan basın mensuplarına karşı saygı duyulmasını isterlerken, hain saldırıyı gerçekleştiren şehir eşkıyalarının da gerekli cezaları almalarını yetkililerden talep ettiler.








HABER MERKEZİ


Kırklareli 22 Mayıs 2015 Cuma günü Basın Camiası açısından tarihi bir güne tanıklık etti. Geçtiğimiz günlerde görevleri gereği yangın olayını görüntülemek üzere gittikleri yerde, yangının çıktığı deponun sahibinin ve adamlarının haince saldırısına uğrayan Anadolu Ajansı (AA) Muhabirleri Özgün Tiran ile Ufuk Ertop’a yapılan saldırı “BASINA SAYGI YÜRÜYÜŞÜ” ile tüm basın mahsuplarının katılımıyla bir kez daha Şiddet ve Nefretle kınandı.


Kırklareli Gazeteciler Cemiyeti binası önünde saat 12.00’den itibaren toplanan Basın Mensupları ve onlara destek vermeye gelen duyarlı Sivil Toplumu Örgütü (STK) Temsilcileri ellerinde pankartlar ağızlarında sloganlar eşliğinde Karaumur Caddesi üzerinden yürüyüşe geçtiler. “Basına Uzanan Eller Kırılsın”, “Özgür Basın Susturulamaz”, “Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek”, “Basın Burada Eşkıyalar Nerede?”, “Gün Gelecek Devran Dönecek, Eşkıyalar Yargıya Hesap Verecek” şeklindeki sloganlar ile Cumhuriyet Caddesi ve Fevzi Çakmak Caddesi üzerinden Vilayet Meydanı’na yürüyen Basın Mensupları burada Saygı Duruşu’nda bulunarak İstiklal Marşı’nı okudular.


Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından tüm Basın Mensupları adına Metin Karakuş yaptığı açıklamasında şunları kaydetti:


“Değerli meslektaşlarım; Bugün burada, mesleklerini icra etmekten başkaca gayretleri bulunmayan iki kardeşimizin saldırıya uğramalarını protesto etmek ve yapılan bu tür davranışların hiçbir fayda sağlamayacağının bilinmesini bildirmek üzere toplandık. Şiddet ve benzer yöntemlerle toplumun haber alma özgürlüğünü sağlayan habercilere karşı engellemelerde bulunulması, haberciden ziyade, habercinin hitap ettiği topluma karşı yapılan bir saygısızlıktır. Bugüne kadar, bu türden davranışların kimseye zarardan başka bir şey kazandırmadığı gibi, bundan sonra da sağlamayacağı açıktır. Gazeteci olarak bizler; hiç kimsenin hasımı, rakibi veya düşmanı değiliz. Gazeteciye saldırıda bulunmak ta, olsa olsa, ortaya çıkması istenmeyen gizli veya yasadışı şeylerin herkes tarafından bilinip, görülmesini engellemek üzere yapılan bir eylemdir. Böyle bir durumda da gazeteci, o konunun üzerine çok daha titizlikle ve sonuç alana kadar gider. İki meslektaşımıza karşı yapılan bu çirkin ve çağdışı davranışı kabul etmemiz mümkün değildir! Saldırıya uğrayan meslektaşlarımızın hangi sebepten dolayı engellenmek istediklerinin altında yatan asıl gerçekleri de, hep birlikte araştıracak ve mutlaka ortaya çıkaracağız. Kültür Kenti Kırklareli’de, bir daha bu türden çağdışı davranışları görmek istemediğimizi belirtiyor, saldırıya uğrayan meslektaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz.


Kamuoyunun, bu ve benzeti olaylara duyarsız kalmayacağımızı bilmesini, toplum barışının bozulmaması için de, bir daha benzer olayların yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz. Basının hür ve gür sesini susturmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. İyi haberlerde buluşmak dileği ile.”


ZORTUL Medya Gurup A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni Şenol Goncagül’de yaptığı açıklamasında şunları kaydetti:


“Biz burada aslında neden toplandık biliyor musunuz?! Sadece, saldırıya uğramış iki meslektaşımıza sahip çıkmak adına değil bu! Horlanmaya, basite alınmaya, yok sayılmaya ve tabiri caiz ise; gözden aşağı görülüp, sindirilmeye çalışılan bir mesleğe ve camiaya sahip çıkmaya geldik… Eğer, biz bugün yapmaz isek; yarın suçlunun, saklayacak şeyi olanın, hukuksuzların ve kaba kuvvetin basına karşı takınacağı silah ve yöntem, saldırı ve şiddet olacaktır! Eğer, biz bugün burada birbirimize yeterince sahip çıkamazsak; saldırıyı ve şiddeti yol ve yöntem olarak görenlerin sayıları ve cüretleri giderek artacak, cesaret bulacaklar ve bizler kamu adına yaptığımız görevi yapamaz hale geleceğiz. Birileri ellerini ovuşturarak, gizli gizli sırıtacaklar ve kanunsuzluğun ve adaletsizliğin gücünün, hakkın ve hukukun gücüne galip geldiğine inanacak ve inandıracaklardır. Bugün bizim sesimiz burada ne denli gür ve güçlü çıkarsa, bu ülke o oranda daha yaşanır olacak ve bu ülke haksızlıklara karşı çok daha inançlı şekilde dik duracaktır. Bunu da bir birleşme, güç birliği yapma ve birbirimize sahip çıkma günü olmasından dolayı fırsat ve milat kabul ediyor, bi daha olmasın diyorum.  Camiamıza, topluma, haber alma özgürlüğü sekteye uğratılmak istenen halkımıza geçmiş olsun diyor ve saygılar sunuyorum.”


Konuşmaların ardından Basın Mensupları kendilerine yakışır bir biçimde attıkları sloganların ardından olaysız bir şekilde dağılarak, kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirmek üzere işlerinin başına döndüler. (Savaş Eskici-Kadir Sinici-Selçuk Vurucu)