Karanfiler; “Bir talebimiz daha yerine getirildi”

Karanfiler; “Bir talebimiz daha yerine getirildi”

Karanfiler; “Bir talebimiz daha yerine getirildi”

Karanfiler; “Bir talebimiz daha yerine getirildi”

Karanfiler; “Bir talebimiz daha yerine getirildi”
28 Kasım 2014 - 08:21


Memur Sen ve Eğitim-Bir-Sen Kırklareli Başkanı Selahattin Karanfiler önemli açıklamalarda bulundu. Eğitimde ve çalışanlara yönelik sorunlar olduğunu bunların çözülmesi gerektiğini ifade ederek şunları kaydetti:





HABER MERKEZİ


Memur Sen ve Eğitim-Bir-Sen Kırklareli Başkanı Selahattin Karanfiler önemli açıklamalarda bulundu. Eğitimde ve çalışanlara yönelik sorunlar olduğunu bunların çözülmesi gerektiğini ifade ederek şunları kaydetti:


“Eğitim-Bir-Sen olarak, Milli Eğitim Bakanlığı’na ve Maliye Bakanlığı’na birer yazı göndererek, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında isteğe bağlı destek kurslarının cazip hale getirilmesini istemiş ve panolarımıza “Destek Kursu Ücretleri %100 Artırılsın” afişi asmıştık. Dershanelerin kapanma süreciyle birlikte örgün ve yaygın eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrenci ve kursiyerlere yönelik açılan isteğe bağlı destekleme ve yetiştirme kurslarında görev alacak öğretmenler, kurs ücretlerinin oldukça düşük olması nedeniyle rağbet göstermemiş ve buna bağlı olarak okullarda sıkıntılar yaşanmaya başlamıştı. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ‘Ders ve Konferans Ücretleri’ başlıklı 176. maddesine, “Bu Kanunun 89 uncu maddesine göre kendilerine ders görevi verilenlere, ders saati başına gündüz öğretimi için 140, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında yarıyıl ve yaz tatillerinde, cumartesi ve pazar günleri ile saat 18.00'den sonra başlayan öğretim faaliyetleri için 150 gösterge rakamının bu Kanuna göre belirlenen aylık katsayısı ile çarpımından oluşan miktar üzerinden ek ders ücreti ödenir. Bu ücretler, özel eğitime muhtaç öğrencilerin eğitim ve öğretim gördüğü kurumlarda görevli öğretmen ve yöneticiler ile bu öğrencilere yönelik olarak açılan özel sınıf öğretmenlerine ve cezaevlerinde görevli öğretmenlere % 25 fazlasıyla ödenir” kısmından sonrasına “örgün ve yaygın eğitimi destekleme ve yetiştirme kurslarında görevli öğretmenlere %100 fazlasıyla ödenir” şeklinde ek yapılmasını teklif etmiştik. Başbakan Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Öğretmenler Günü nedeniyle 81 ilden gelen öğretmenlere yaptığı hitapta, “Ocak ayında emekli olacak öğretmenlerimizin durumlarını da göz önüne alarak 15 bin öğretmen kadrosunu açacağız” müjdesiyle birlikte, “hafta sonu tedarik kurslarındaki ek ders ücretlerini de iki misline çıkardık” diyerek talebimizin yerine getirildiğinin müjdesini de vermiştir.”


* “Ek Gösterge 3600 olmalı” 


“Öğretmeni seviyoruz” diyen geçmiş iktidarların, hiçbir zaman öğretmene hak ettiği değeri vermediğini vurgulayan Karanfiler şunları söyledi; “Astsubay kardeşlerimize 3600 gösterge verildi. Hak ediyorlar. Ama bu ülkenin geleceğini inşa eden öğretmenlerin de göstergesinin 3000 değil, 3600 olması lazım. Son bir buçuk, iki yıllık TEOG ve benzeri uygulamalarla okulun, öğretmenin merkeze konulmaya başladığını görüyoruz. Biz öğretmenlerin bir gün değil, her gün hatırlanmasını istiyoruz. Öğretmenlerin sorunlarını konuşalım; ama bu sözde değil özde olsun. Öğretmenler günü darbeci zihniyetle anılan bir gün olmaktan çıkarılsın, öğretmenlerin mali ve sosyal hakları güzel ahlaklı insan yetiştirmeyi teşvik edecek düzey ve şartlarda olması sağlansın.” 


* “Öğretmen açığı giderilmeli”


Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Ocak Ayı’nda 15 bin öğretmen alacağız” sözünü hatırlatan Karanfiler; “Öğretmenler Günü’nde verilmiş bir müjde, bu konuda Sayın Başbakana teşekkür ediyorum. Ama 110 bin öğretmen açığı var, 47 bin öğretmen asgari ücretle çalıştırılıyor ve bunların pedagojik formasyonunun olup olmaması bile önemli değil. Çünkü ‘bari ders boş geçmesin’ mantığıyla yapılıyor. Ankara’nın Haymanası’ndan Giresun’un Alucrası’na, Doğu ve Güneydoğu’nun yüzde 99 yerine, kalkınmada öncelikli yerlerde mahrumiyetler var. Buralarda öğretmenleri çalıştırmak için teşvike ihtiyaç var. Teorik olarak haklısınız deniliyor ama uygulamada bunun karşılığı olmuyor. Öğretmenin hâlâ şiddete uğradığı ve iki çocuğuna bakamayan, bakmakta sıkıntı çeken veli gerçeğinin olduğu bir yerde, ortalama 40 çocuğa, kendi çocuğuna bakamayanların çocuğuna bile bakan öğretmenlerimiz saygınlık açısından hak ettiği değeri görmüyor. Bu bakıştaki yanlışlığın, eksikliğin şiddete dönüşmesi gibi bir durum da var. Öğretmenlerimiz şiddet korkusuyla karşı karşıya. Bunun aşılması için toplumun her kesimine, devletin her ferdine görev düşüyor. Ayrıca eş tayinlerinin öğretmenlikte, memuriyette bir kriteri var ama eşi kamuda çalışmayan, başka kurumlarda, özelde çalışanlar için bunu 3 yıla çıkaralım mı yaklaşımları var.


 * “Nöbet ücreti getirilmeli”


Nöbet ücreti konusunda da öğretmenlerin sıkıntılar yaşadığının altını çizen Karanfiler şöyle devam etti:


“Doktor, mühendis mesai tutup ücretini alırken, öğretmenler ücretini alamıyor. Nöbet görevi başlı başına bir sorumluluktur. Ders yoğunluğu içerisinde ayrıca bir nöbet görevi doğal olarak bunun ücretle değerlendirilmesi gerekir. Son toplu sözleşmede nöbet ücretleri masaya getirilmiş ancak Maliye Bakanlığı sıcak bakmamıştı. Bu konu gündemimizde çözülünceye kadar mücadelemiz sürecektir.


* “Okullarda yardımcı hizmetli sorunları giderilmeli”


Yeni Türkiye’nin ve Yeni Bir Medeniyetin inşasını oluşturacak nesillerin yetiştirildiği okullarımızın en önemli sorunlarından biri de yardımcı hizmetler eksikliğidir. Bazı okullarımızda hiç yardımcı hizmetli yokken, bazılarında yetersiz buda okulun eğitim öğretimini ve çalışanları olumsuz olarak etkilemektedir. Bakanlığımız bu sorunu çözmelidir. İnsan kaynaklarına çok önem veren bakanlığımız bu konuyu ıskalamamalıdır. Bakanlığımız okullarımıza öğrenci başına 50.00 tl ödenek göndererek yerinde birçok sorun çözülebilir. Okullarımızın temizliği, çocuklarımızın sağlıklı ve temiz ortamlarda eğitim öğretim yapabilmeleri için bu soruna derhal el atılmalıdır.”


* “Eğitim konusu hayati öneme sahip, ihmal edilemez”


Türkiye’nin demokratikleşmeyle birlikte en önemli konulardan birinin de eğitim olduğuna dikkat çeken Selahattin Karanfiler; “Eğitim sisteminde öğretmen lokomotiftir, öncüdür. Öğretmenin geçim sıkıntısı çekmediği, verdiği dersin karşılığını hem ücret hem maaş olarak aldığı bir sistem olmalı. Diğer mesleklerle kıyaslandığında, sayısının çokluğuyla devre dışı kalan değil, yaptığı işle anılan bir karede olması gerektiği anlayışını önemsiyorum. İstihdam politikalarımız sorunlu. Doktor ihtiyacınız çok, bir tek bekleyen doktor yok. Öğretmen ihtiyacınız 100 bin, 300 binin üzerinde atama bekleyen var; iktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunu gençlerin zaten yaşadığı dramdan 10 belgesel hazırlanır. Mili Eğitim Bakanı’nın ifade ettiği 110 bin öğretmen açığı var. 15 binin bugün müjdesi verildi, geriye kaldı 95 bin ne olacak. Öğretmenlik bu ülkenin geleceğini yeniden inşa eden bir meslek olarak algılanıp, 2015 içerisinde bu 95 binin de atanması gerekiyor. Bu ihtiyaç karşılanmadığı takdirde gelecek açısından Türkiye’nin çok daha büyük faturalar ödemek zorunda kalacağı bir tablo var” diye konuştu.


* “Gençlik tehditlerle karşı karşıya”


 Gençliğin önünde duran ciddi toplumsal sorunların olduğunu kaydeden Karanfiler, sorunların aşılması için değerler eğitimine önem verilmesi gerektiğini dile getirerek; “Öğrencilerin önüne konulan sistemde daha çok test çözebilenin değerli olduğu anlayışı var. Alkol, uyuşturucu, satanizm, misyonerlik bunun yanına bir de bugün sentetik uyuşturucu diye bonzai belası çıktı ve bu hiçbir dünya görüşüne bakmaksızın bütün çocuklarımızı tehdit ediyor. Onun için eğitim sistemimizde, kariyerin önüne ahlak eğitimini, değerli olmayı koyamadığımız sürece sıkıntı var demektir. Bu boyutuyla eğitim felsefesini, sosyolojisini, eğitimde sanat anlayışını, sadece testle öğrencinin akademik bilgisini ölçerken onun sportif, sanatsal, doğuştan gelen kabiliyetlerini ölçmeye yönelik arayışlarımızın, çabalarımızın olmayışı da tek düze bir gençlik yetiştirme gibi yine bize maliyetli bir tablo çıkaracak diye düşünüyorum” dedi. (Savaş Eskici)