Iğneadalı balıkçılarının işbirliği, civardaki doğanın kaderini değiştirdi

Iğneadalı balıkçılarının işbirliği, civardaki doğanın kaderini değiştirdi

Iğneadalı balıkçılarının işbirliği, civardaki doğanın kaderini değiştirdi

Iğneadalı balıkçılarının işbirliği, civardaki doğanın kaderini değiştirdi

Iğneadalı balıkçılarının işbirliği, civardaki doğanın kaderini değiştirdi
24 Aralık 2009 - 10:55

Iğneadalı balıkçılarının işbirliği, civardaki doğanın kaderini değiştirdi Ilimize bağlı Vize ilçesinde 2007 yılında yapımına başlanmış olan Traçim çimento fabrikasının, ürünlerini ihraç etmek amacıyla, Iğneada’ya yapılması planlanan liman nedeniyle harekete geçen balıkçılar, duruma onay veren ÇED raporunu Edirne Idare Mahkemesi’ne başvurarak iptal ettirdiler. Iptal kararıyla birlikte balıkçıların elele vererek yapmış olduğu bu girişim, Iğneda doğasına vurulacak büyük bir darbeyi de engellemiş oldu. Balıkçılar sanayi bölgesinden değil, yumuşak turzimden yana olduklarını belirttiler. Konuyla ilgili olarak bir açıklama yapan S.S. Limanköy Balıkçılar Kooperatifi, mahkeme sürecini ve ÇED raporundaki eksiklikleri dile getirdikleri açıklamasında şu cümlelere yer verdi: Iğneada Körfezi biyolojik açıdan ülkemizin en önemli balık yataklarını barındırmaktadır “Traçim çimento fabrikasının ürünlerini ihraç etmek ve kömür tozu ithal etmek üzere Iğneada Körfezi’nde 60 dönümlük dolgu alanı ve 700 m. boyunda kazıklı yükleme boşaltma iskelesi yapılacağının duyulması üstüne bölge balıkçıları olarak harekete geçtik. Sadece Iğneada balıkçıları için değil, balık mevsiminde tüm Karadeniz balıkçıları için de çok önemli bir avlanma bölgesi olan Iğneada Körfezi ve kıta sahanlığı, biyolojik açıdan ülkemizin en önemli balık yataklarını barındırmaktadır. Ayrıca bölge doğal güzellikleri ve değerleri açısından da son derece dikkat çekici bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir. Yapılması düşünülen liman inşaatı yöreyi, yılda 120 bin kamyonun çimento ve kömür tozu taşıyacağı bir sanayi bölgesine dönüştürecektir. Bu limanın, yılda en az 175 adet 3000-5000 tonluk geminin giriş çıkış yapacağı bir sanayi limanına dönüşmesi, hem doğayı hem de bu doğadan geçimini sağlayan ve olası yumuşak turizm gelişmesi içinde yeni geçim kaynakları bulacak insanları perişan edecek bir projeden öteye geçmeyecektir. Oysa Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2007 yılında Iğneada bölgesini turizm alanı olarak saptamış ve bu kararı Resmi Gazete’de yayımlamıştır. Işte bu gerçekler doğrultusunda hareket eden S.S. Limanköy Balıkçılar Kooperatifi, 2007 yılında Edirne Idare Mahkemesi’nde liman inşaatına karşı dava açmıştır. Çünkü sadece balıkçılığa vereceği zararlar açısından bile son derece basiretsizce hazırlanan liman inşaatı ÇED (Çevreye Etki Değerlendirme) raporu yanlışlarla doludur.” Açıklamanın devamında ÇED raporunun eksiklik ve yanlışları da şu maddelerle sıralandı: ÇED raporunda yanıltıcı bilgiler vardır “ÇED Raporu’nun denizle ilgili bölümünde, burada yaşadığı varsayılan ve zikredilen balıkların birçoğu Karadeniz’de bulunmamaktadır. Taşıma, yükleme ve boşaltma işlemleri sırasında hava kirliliği olmayacağı belirtilmiştir, ama detaylı bir hesaplama yapılmamıştır. Kıyı doldurmaları ekosistemlere büyük zarar veren işlemler olmasına karşılık raporda önemsenmemiştir. Deniz balıklarıyla ilgili değerlendirmeler yapılmamıştır. Oysa bölge birçok balık türünün beslenme ve üreme alanıdır. Deniz çayırları, uluslararası anlaşmalara göre korunması gereken deniz tabanındaki yaşama ortamlarının en önemlileri arasındadır. Körfezde varolan deniz çayırları (posidonia) liman inşaatından büyük ölçüde zarar görecektir. Deniz açısından bu son derece yetersiz kalan ÇED Raporu’nda, yapılacak dolgunun biyolojik çeşitliliğe etkisi yer almamaktadır. Karşı önlemlerin alınmasıyla bir tehlike olmayacağı varsayılan gemi kazaları ve olası petrol sızıntıları, aslında tüm limanlarda yaşanan ve deniz yaşamını olumsuz etkileyen sürekli bir tehdittir. Taşımacılığın başlamasıyla varolan karayolu trafiğinin % 38 düzeyinde artacağı, ağır taşıt sayısının ise bu günkünün 2,5 katına çıkacağı öngörülmüştür. Ancak rapordaki trafik tahminleri yanıltıcıdır ve oluşacak trafik baskısının çevre ve insanlara etkisi doğru biçimde incelenmemiştir. Muhtemel tepkileri önlemek için deniz dolgusunda kullanılacak malzeme ve ocaklar hakkında yanıltıcı bilgi verilmiştir. Limanın çevreye etkisi konusunda detaylı inceleme olmadığı gibi toz ve katı atık benzeri kirleticilerin denize ve sulak alanlardaki canlı yaşama muhtemel olumsuz etkileri gerçekçi ve bilimsel ölçüler doğrultusunda hesaplanmamıştır. Doğacak muhtemel sorunlara bilimsellikten uzak, temenni niteliğinde çözümler öngörülmüştür. Sonuç olarak rapor bilimsel hatalar ve eksiklerle doludur. Bu durum bilirkişi raporuyla tespit edildiğinden Edirne Idare mahkemesi 7 Aralık tarihinde, davacı S.S. Limanköy Balıkçılar Kooperatifi lehine karar vermiş ve ÇED Raporu’nu iptal etmiştir.” Kalkınma hedefi yumuşak turizm olarak belirtiliyor Mahkemenin iptal kararı ile birçok yönden olumsuz bir durumun önüne geçildiği kaydedilirken, bölgede yumuşak turizmle bir kalkınma modeline gidilmesi gerektiği vurgulandı. Buna yönelik olarakta şu açıklamalar yapıldı: “Yıldız Dağları’nın eteklerinde bulunan Iğneada Beldesi ve Milli Parkı, son yıllarda pek çok koruma ve kalkınma projesiyle mercek altına alınmıştır. Ayrıca uzun-temiz kumsalları, Avrupa’nın en büyük subasar ormanlarıyla da turistik açıdan giderek artan bir ilgi odağı haline dönüşmektedir. En önemlisi de Tuna Nehri’nden inen yatların önünden geçip gittiği iyi değerlendirilmemiş bir sahil beldesidir.” S.S.Limanköy Balıkçılar Kooperatifi, korunması ve kullanılmasına sahip çıktıkları limanlarının balıkçı barınağının yanısıra uluslararası denizcileri kabul edebilecek bir yat limanı bölümüyle geliştirilmesini, karadaki hizmet binalarının iyileştirilmesini ve böylece gerek Limanköy’ün, gerekse yörenin kalkınmasında örnek bir yumuşak turizm çalışmasının başlatılmasını yetkililerden istediklerini belirttiler.