Lüleburgazlı olan ve Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi'nde Genel Cerrahi Öğretim Üyesi olan Doç. Dr. Ayhan Dinçkan, 3-9 Kasım tarihleri arasının Organ Nakli Haftası olduğunu belirterek açıklamalarda bulundu.







LÜLEBURGAZ 


  


ORGAN NAKLİ NEDİR?; 


Vücutta kalıcı hasar nedeni ile görevini yapamayan organ ve dokuların yerine genetik yapısı farklı bireylerden (canlı ya da kadavra vericiden)alınan aynı organ ve dokuların ameliyat ile nakil edilmesi olayıdır. VÜcutta Böbrek, karaciğer, pankreas, kalp-akciğer, ince barsak vb organların yanında kornea, deri, tendon, kemik gibi dokuların nakilleri yapılabilmektedir.


NEDEN ORGAN NAKLİ? 


Öncelikle hayat kurtaran ve yaşam süresini arttıran bir tedavidir. En çok nakli yapılan organ üzerinden örnek verirsek böbrek nakli olan hastanın tahmini yaşam süresi (sağlıklı bireylerle benzer biçimde) diyaliz gören hastanın tahmini yaşam süresinin iki katı kadardır. Bir başka çarpıcı örnekte akut karaciğer yetmezliği için verilebilir, bu tür hastalarda birkaç gün içinde karaciğer nakli yapılmaz ise hasta kaybedilir.


Organ naklinin sağladığı hayat konforu diğer replasman tedavilerine göre oldukça iyidir. Diyalize giren veya siroz tedavisi gören hastaların en başta doyasıya su içememek gibi en masum istekleri başta olmak üzere diğer devasa sıkıntılarını öncelikle hasta ve yakınları çok iyi bilir. Sürekli tedaviler günlerce sürer ve bitmek bilmez, ama bu arada hasta ve yakınlarının zorluklara dayanma direnci biter. Nakil olan hastalar aralıklı hastane kontrolleri ve günlük kullanmaları gereken ilaçları almak şartı ile sağlıklı bir bireyin yapması gereken günlük hayatın tüm faaliyetlerinde (işe girip-çalışma, beslenme, seyahat etme, üreme gibi) bulunabilirler.


Ülke ve birey ekonomisine çok büyük katkısı vardır. Yine böbrek naklinden örnek verirsek diyalizin bir hasta için 5 yıldaki ülke ekonomisine yükü, böbrek nakli yapılan hastanın tam iki katıdır.


ORGAN NAKLİ KİMLERDEN YAPILIR? 


Bu işin tüm dünyada kabul edilen organ kaynağı esasında beyin ölümü gerçekleşmiş (beyin ölümü geri dönüşü asla olmayan tıbben ölüm durumudur) ama hala hayati organları kısa süre işlev gören kadavralardır. Gelişmiş ülkelerde milyon nüfus başına 30-40 bağış yapılırken ülkemizde maalesef bu oran 8-10 kat daha azdır ve milyon nüfus başına 2-3 arasındadır. Yoğun bakımlarda yatan ve beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların aileleri tarafından organ nakli için bağışlanması konusunda tüm dünyada maalesef sınıfta kalmış bulunmaktayız. 2010 yılında Türkiye'de toplam 250 civarında bağış olmuştur ki bu oranın 1500-2000'lerde olması gerekirdi.


Organ nakli bekleyen hasta sayısının 70.000'i bulduğu ve kadavra organ bağışının çok çok az olduğu ülkemizde organ nakillerinin %70-80'i canlı vericilerden yapılmaktadır. Canlı verici olarak yasalarımız 18 yaşını doldurmuş, kendi özgür isteği ile bağışta bulunmak isteyen 4. Dereceye kadar olan akrabalardan nakillere izin vermektedir. Kan grubu uyan ve ciddi sağlık sorunu olmayan vericiler organ vericisi olarak detaylı incelemeye tabii tutulur. Tıbben engel olmayan canlı vericilerin organları nakil için değerlendirilebilir.


''Bir şey değişirse, her şey değişebilir'' mantığı ile baktığımızda 3-9 Kasım Organ Nakli Haftası’nı kutladığımız şu günlerde toplumumuzun bu konuda bilgilenmesi ve bilinçlenmesi amaçlanmıştır.


Akdeniz Üniversitesi Organ nakli konusunda her zaman ilklerin (1978'den beri) gerçekleştirildiği  ve şu anda ülkemizde her türlü organ naklinin yapıldığı önde gelen kamu kurumudur. Geçen yıl Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Türkiye'de bir ilk olarak organ nakli Enstitüsü'ne yükseltilmiş olup, şu anda her türlü organ nakli (Türkiye'nin ilk Çift kol nakli ve Dünya'nın ilk uterus nakli son yıllarda yapılanlar) faaliyetleri deneyimli ekiplerce enstitümüzde gerçekleştirilmektedir.