“Üniversite, adı olan bir üniversite haline gelebilir”

“Üniversite, adı olan bir üniversite haline gelebilir”

“Üniversite, adı olan bir üniversite haline gelebilir”

“Üniversite, adı olan bir üniversite haline gelebilir”

“Üniversite, adı olan bir üniversite haline gelebilir”
15 Mayıs 2010 - 09:41

 Kırklareli Valiliği ve Kırklareli Üniversitesi tarafından organize edilen “Kırklareli Söyleşileri”nin 5’ncisi Kırklareli Üniversitesi (KLÜ) Rektörlüğü Kültür Merkezi Salonu’nda Prof. Dr. İsmail Kara’nın ‘Şehir ve Üniversite’ konulu paneli ile gerçekleşti.

*HABER MERKEZİ
Kırklareli Valiliği ve Kırklareli Üniversitesi (KLÜ) tarafından yürütülen “Kırklareli Söyleşileri”nin 5’ncisi 13 Mayıs 2010 Perşembe günü saat 16.30’da Kırklareli Üniversitesi (KLÜ) Rektörlüğü Kültür Merkezi Salonu’nda gerçekleştirildi. “Şehir ve Üniversite” konusunda Prof. Dr. İsmail Kara’nın verdiği panele; Kırklareli Valisi Cengiz Aydoğdu, Belediye Başkanı Av. Cavit Çağlayan, Cumhuriyet Başsavcısı Bülent Bingöl, Vali Yardımcısı İsmail Hakkı Çınarsoy, Alay Komutanı  Jandarma Albay Mehmet Yiğit, İl Emniyet Müdürü Mehmet Behzat Canbazoğlu, kamu kurum ve kuruluş müdürleri, Üniversite Akademik Personeli, Üniversite Öğretim Görevlileri Öğrencileri, Kırklareli Merkez İlçe Lise Okul Müdürleri ve Öğrencileri katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Kırklareli Üniversitesi (KLÜ) Rektörü Prf. Dr. Mustafa Aykaç;
“ Kırklareli söyleşilerinin 5. sinde birlikte olmayı umuyoruz hepinize hoş geldiniz diyorum. Bir şehirde yeni gelişmeler, yeni bazı anıların katılması, o şehrin geleceğe farklılıklarla gelişerek, serpilip büyümesi ebette çok yönlü faaliyetler, gelişmeler ve çok yönlü gayretlerle mümkün olmaktadır. Bu faaliyetler değişik sevilerde, değişik alanlarda bir birini etkileyerek, şehirde bir alan bütünlüğü, bir gelişme trendi ortaya koymaktadır.
Kırklareli çok çeşitli yerlerde, yakın illerde ve beldelerde hatta sınır komşumuz başta Türkmenistan olmak üzere ülkelerde ekonomik  sosyal ve kültürleri açısından onlarla karşılıklı etkileşimi sürdüren bir beldemiz ve bir ilimizdir. Bu gelişmelere paralel olarak 2007 yılında kurulan ve benimde göreve başladığım 2008 yılı Eylül ayından itibaren üniversitemizde bu faaliyetleri bu etkileşimi arttıran bir unsur olarak Kırklareli ilimizin her şekilde insanıyla buluşmakta ve bunları hep birlikte Kırklareli halkı ve yöneticileri bir tarafta ilimizin geleceğe  daha iyi hazırlanması, daha dikkatli gelişimi meydana getirmek gayesiyle faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Üniversite kendi çapında bir takım faaliyetleri yürütmenin yanı sıra halkla bütünleşmek, etkileşimi en yüksek seviyeye çıkartmak gayesiyle de çeşitli faaliyetler gerçekleştirmektedir. Bu faaliyetlerin en önemlisi ve bu gün 5.’sini gerçekleştirdiğimiz Kırklareli Söyleşileri, bunların en başta gelen faaliyetlerinden birisidir. Bugün 5.’sine ulaştığımız bu söyleşinin ilk 4.’ünde biz yoğun bir katılımı burada birlikte yaşadık ve gördük. Gerçekten üniversitenin geleceği bakımından, ilimizin geleceği bakımından çeşitli konuları burada özellikle değerli konuşmacılarımızın görüşlerini dinlemek suretiyle sonrada değerli dinleyicilerimizin görüşlerini almak suretiyle bir fikir hanesi oluşturmaya çalıştık. Bir görüşler bütünü meydana getirmeye, etkileşimi yaşatmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla bu ve benzeri diğer faaliyetler ilimizde gerek üniversite üyesinde, gerekse diğer faaliyette ilimizin her yönden daha iyi bir geleceğe nasıl hazırlanabilir konusunda ve ilimizde olan herkesin bu gelişmeye nasıl katkıda bulunabileceği konusunda önemli bir fırsattır diye düşünüyoruz. İşte bu çerçevede gerçekleştirdiğimiz Kırklareli Söyleşilerini 5.’sinde çok değerli öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Kara bugün bizlerledir ve teşrif etmiştir. Prof. Dr. İsmail Kara bizim tarihimizden, günümüze ve geleceğimize tarihi zenginliğimizi, bilgilerimizi bugünkü nesillere aktarmaya çalışan kalemiyle, yazılarıyla ve bu anlamadaki faaliyetleriyle kendini bu alana vermiş çok önemli katkılar yapmış bir bilim adamıdır. Oysa üniversitemiz açısında fikirlerini bizimle paylaşması müstesna bir yere sahiptir” dedi.
* “Önümüzdeki yıl yeni bir konu belirleyeceğiz”
Kırklareli Valisi Cengiz Aydoğdu Kırklareli Söyleşilerinin 5. ve sonuncu olduğunu belirterek yaptığı açıklamasında şunları kaydetti;
“Sevgili konuklar Kırklareli söyleşilerinin 5. ve soncusudur. Zamanı adlandırırken, ölçerken zannediyorum pek çoğunuz için öyledir. Hayatı zamanlandırmada okulun önemi olduğu için belki hayatımızda hep öğretim yılını esas alıyorum. Mesela benim için yılbaşı Eylül’dür, okulların başladığı yıl. Yılsonu da Mayıs, Haziran’dır. Bu aradaki yaz ayları da bir sonraki yıla hazırlık gibidir. Bu açıdan üniversite ve şehir konusunu bitiriyoruz. Önümüzdeki yılın başında hatırlatmak halinde üniversite ve şehir konusunda büyük bir sempozyum işleyeceğiz ve 2011 yılı için yeni bir konu tespit edeceğiz. Yılsonuna kadar Allah nasip ederse onu işleyeceğiz. Milletler büyük evlatlarıyla donup kalırlar. Bazen nefesleri tutulur derin bir oh çekerler. Onlar çok büyük evlatlarıdır. Fatih öyle biridir, Alparslan öyle biridir, Mustafa Kemal öyle biridir. Bunun yanında milletler sanatıyla, edebiyatıyla, üniversitesiyle, okuluyla nefes alıp verirler, milletlerin solungaçlarıdır. Burada da bir şekilde biz Kırklareli’ni hayata katmaya, Kırklareli’deki hayata üniversiteyi katmaya, üniversitenin de Kırklareli bünyesinde, bedeninde, akciğerinde nefes alıp vermesini sağlamaya, Kırklareli’mizi temizleyecek solungaç vazifesi görmeye yarayacak Üniversite. Aynı zamanda üniversiteyi de yaşatacak can suyunun da Kırklareli tarafından üniversiteye verilmesine maksadım bu konu üzerine düşülmekti. Kısmen de olsa sağladık sanıyorum. Bu 5 söyleşiye de katıldığınızdan dolayı hepinize çok teşekkür ediyorum” dedi.
Prof. Dr. İsmail Kara Batı üniversitelerinin tarihleriyle üniversite olduklarını belirterek;
“Sanıyorum Türkiye’de çok az şehir, üniversitesi kurulduktan hemen sonra şehir ve üniversite arasında kuvvetli bir ilişki kurma konusunda bu tür seminerler ve toplantılar düzenlemiştir ve doğrusu bu güne kadar ben hiç duymadım. Bu bakımdan, niyeti artık gerçekleşmiş bir niyettir diyebiliriz. Konuşmamın başında hem tebrik etmek isterim hem de, beni de davet ettikleri için teşekkür etmek isterim. İnşallah önümüzdeki yıllarda Kırklareli’de üniversite ve şehir ilişkisi birbirine uyumlu olacak. İlim dediğimiz şey bir günde ortaya çıkmaz. İlim alanı aslında ne kadar geriye döndürülebilirse o kadar ileriye gitmeye müsaade bulabiliyor. Bir başka şekilde söylersek ilim alanıına aslında fikir ve sanat alanını da katabiliriz. Geleceği kurma, yönlendirmek kapasitesi amaçlı geçmişe doğru gidebilme kapasitesini gösterir. Bu bakımdan batı üniversiteleri aslında tarihleriyle üniversitedirler.
“Ne demek tarihleriyle”
Burada sadece tarih dediğimiz kuruluş dendiği zaman kuruluşunun asırlar öncesini kastetmeyiz. Aynı zamanda burada hocalık yapmış olan insanlar, üretilmiş olan eserler ve burada tartışılmış olan fikirler ve insanlığa yaptığı katkılarla bu konular üniversite adı olan, bir üniversite haline gelebilir. Türk üniversiteleri ilim tarihiyle irtibatlarının daha kuvvetli bir şekilde kurmak ve geliştirmek mecburiyeti vardır.  Bunu yeteri kadar yaptığımız söylenemez. Çok kısa olarak Osmanlı sınıfının, Osmanlı Ulemasının konumu hakkında birkaç tespit yapmak istiyorum. Osmanlı Uleması İslam tarihinde ilk defa ortaya çıkan ulema sınıfı değildir. Kendisinden uzun bir İslam ilmiye yeteneğini temaruz etmiştir. Fakat bununla beraber Selçuklu, Osmanlı ilmiye sınıfının kendisine mahsus özellikleri vardır. Bu özelliklerden bir kısmı tarihin o anıyla alakalıdır. Tarihin o anından kastettiğim şey aslında bir taraftan haçlı seferleri, bir taraftan da Mool istilasının ortaya çıkarttığı problemleri çözmek mecburiyetinde oluşumun tarihidir. Yani Müslüman Türklerin Moğol istilası ve Haçlı Seferleri sonrasında İslam dünyasının ihtiyaç duyduğu siyası birlik, ilmi ve kültürel birlik arayışı konusunda İslam tarihinde çok önemli, tarihimiz açısından da çok önemli tabi. İslam tarihinde de çok önemli fonksiyonları vardır. Bu bakımdan Osmanlı ilmiye sınıfı, bu tarihi zaruretlere, tarihi meclisinden istediğine cevap verme istikametinde çaba gösterir.  Fakat bunun kadar önemli ve bizim açımızdan da altının vurgulanması gereken ikinci bir husus var. Oda Türklerin Anadolu’da İslam dışına aşan bir tarihleri yoktur. Bu coğrafyayı yeni bir dine, yeni bir kültüre açan Müslüman Türkler olmuştur. Şimdi bu hadise aslında o dönemde Anadolu’daki medeniyetleri, ilim havzalarını kültür ve sanat havzalarını hesaba kattığımız zaman bunun çok büyük bir başarı olduğunu söylememiz lazım” dedi.
5.’si yapılan Kırklareli Söyleşinin akabinde Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç panel konuşmacısı Prof Dr. İsmail Kara’ya plaket takdim etti. (ue)