“Türkiye’nin Acil Barışa İhtiyacı var”

“Türkiye’nin Acil Barışa İhtiyacı var”

“Türkiye’nin Acil Barışa İhtiyacı var”

“Türkiye’nin Acil Barışa İhtiyacı var”

“Türkiye’nin Acil Barışa İhtiyacı var”
24 Ekim 2011 - 08:07

Eğitim-Sen Kırklareli Şube Başkanı Seyfi Meriç; “Yoksul halk çocuklarının ister terör, ister başka bir nedenle öldürülmesi kimseyi haklı göstermez” dedi.HABER MERKEZİHakkari’nin Çukurca ilçesinde teröristlerce düzenlenen saldırı Eğitim-Sen Kırklareli Şubesi tarafından protesto edildi.Eğitim-Sen Kırklareli Şubesi Başkanı Seyfi Meriç öncülüğünde sendika üyeleri, Kültür Anıt Parkta toplanarak, yitirdiğimiz 24 Şehidimiz için haykırdı.“Artık yeter çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz. Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere, böylesi dönemlerde daha sorumlu davranması gereken siyasilerin attıkları savaş çığlıkları, tüm ülke için daha fazla ölüm, daha fazla acı ve gözyaşından başka bir anlam taşımamaktadır” diyen Meriç, eğitim-sen olarak duydukları acıyı dile getirdi.Meriç, acıların yoksul halkın kapısını çaldığını belirterek, acının düştüğü yeri yaktığını söyledi. Emekçi ve yoksul halk çocuklarının ister terör, ister başka bir nedenle olsun ölmesini haklı bulmadıklarını söyleyerek şunları kaydetti;“Artık Yeter! Çocuklarımızın Ölmesini İstemiyoruz! Türkiye’nin Acil Barışa İhtiyacı var!Yıllardır süren çatışmalar sonucunda her gün gençlerimiz hayatlarını kaybetmeye devam ediyor. Son olarak bugün sabah saatlerinde Hakkâri Çukurca’da meydana gelen çatışma sonucunda 24 askerin yaşamını yitirmesi ve 18 askerin yaralanması hepimizi üzüntüye boğmuştur. Eğitim-Sen Kırklareli Şubesi olarak öncelikle şehitlerimizin ailelerine başsağlığı ve geride kalanlara sabır diliyoruz.Son günlerde yoğunlaşan çatışmalarda yaşananlar, otuz yıldır Türkiye'nin kanayan yarası olan Kürt sorununda siyasi iktidarların bütün söylediklerinin bir anlamı olmadığını göstermiştir. Son dönemde özellikle Başbakan ve kimi hükümet yetkilileri tarafından daha fazla kan ve gözyaşı dökmekten başka bir anlamı olmayan açıklamalar yapılması, savaş dilinin barış dilinden daha baskın hale gelmesinin bedelini, bu ülkenin daha hayatının baharında olan gençleri yaşamları ile ödemektedir.Hakkari'de son olarak yaşanan terör saldırıları sonucu gencecik askerlerin öldürülmesi, bugüne kadar yaşadığımız acıları daha da derinleştirmiş, Türkiye'nin dört bir yanındaki ocaklara düşen ateş hepimizin yüreklerini dağlamıştır. Yaşamlarının baharında olan, aileleri yoksulluğun pençesinde ayakta kalma savaşı veren gençlerimiz, yine arkalarında gözü yaşlı analar, eşler ve çocuklar bırakmıştır. Yaşanan acılara artık yeter denilmeli, yıllardır akan kan ve gözyaşları artık dinmelidir. Yoksul emekçi halkımız ve onların çocukları daha ne kadar bedel ödeyecektir.AKP hükümeti bir taraftan tüm halkın barış ve akan kanın durması yönündeki taleplerini görmezden gelirken, yaşanan ölümleri arttırmak, savaşı büyütmek için elinden geleni yapmaktadır. Cumhurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere, böylesi dönemlerde daha sorumlu davranması gereken siyasilerin attıkları savaş çığlıkları, tüm ülke için daha fazla ölüm, daha fazla acı ve gözyaşından başka bir anlam taşımamaktadır. Ancak nedense acılar hep yoksul halkın kapısını çalmakta, ateş sadece düştüğü yeri yakmaktadır.Türkiye'nin yıllardır yaşadığı bu acıları yaşamasının öncelikli sorumlusu olan siyasilerin daha fazla savaş ve şiddet çığlıkları karşısında "artık kimse ölmesin" talebinin daha yüksek sesle dillendirilmesinin ve barışı savunmak için somut adımlar atılmasının zamanı gelmiştir. Yaşanan acılara son verilmesi için, gençlerimizin hayatının baharında ölmesine daha fazla seyirci kalamayız, kalmamalıyız. Türkiye'nin bugün için en acil ihtiyacı daha fazla kan ve gözyaşı dökülmesi değil, acil olarak barışın tesis edilmesidir.PKK tarafında kaçırılan öğretmenlerle ilgili basın açıklamamızda da söz ettiğimiz gibi insan yaşamından daha önemli ne olabilir ki? Hiç bir gerekçe insan yaşamını sonlandırma hakkını kimseye vermez. Ve hiçbir neden emekçi, yoksul halk çocuklarının ister terör, ister başka nedenle olsun ölmesini haklı göstermeyeceği gibi, buna göz yumulmasını da haklı gösteremez. Zira terör nereden gelirse gelsin, hangi gerekçeye dayandırılırsa dayandırılsın, hep günahsız insanları hedef almaktadır. İşte tam da bu nedenle terör, bir insanlık suçudur.Yıllardır toplumun vicdanında ve hafızasında silinmesi zor, derin izler bırakan bu acıların artık son bulmasını istiyoruz. Türkiye bugüne kadar savaşın bedelini en ağır şekilde ödemiştir. Türkiye'de yaşayan farklı milliyetlerden halklar yıllardır barışa büyük bir özlem duymakta, acılara ve akan kana son verilmesi için artık somut adımların atılmasını beklemektedir. Bugün savaş çığırtkanlığı yapanlar, yaşanan savaş ortamından ekonomik ve siyasi rant elde etmek isteyenlerden başkası değildir. İntikam çığlıklarının, savaşların ve bombaların sorunları çözmek yerine daha da derinleştirdiği ve çözümsüzlüğü dayattığını bugüne kadar yaşanan deneyimler üzerinden görmek mümkündür.Biz Eğitim-Sen olarak son dönemde yaşanan acı gelişmelerden duyduğumuz üzüntü ve endişeyi dile getiriyor, uzun süredir devam eden çatışmalarda yaşamlarını kaybeden gençlerimizin ailelerine bir kez daha başsağlığı diliyoruz.Savaşın değil, demokratik, barışçıl çözüm yollarının gündem olması için herkesin sağduyulu olması gereken bir dönemden geçiyoruz. Özellikle siyasilerin toplumda karşılıklı kin, nefret ve düşmanlık duygularını pekiştirecek açıklamalar yapmak yerine, barış ve kardeşlik duygularının güçlendirilmesi için somut adımlar atmalarını bekliyor, artık çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz.” (ue)