Kırklareli Tarım İl Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, hububatın en büyük zararlısı olan Süne ile Biyolojik Mücadele’nin başlatıldığı bildirildi.

* HABER MERKEZİ
Ülkemizde hububatın en büyük zararlısı olan Süne ile Biyolojik Mücadele Kırklareli’de başlatıldı. Geçmiş yıllarda uçak ile yapılan ilaçlamalar, çevre ve doğal denge açısından bazı önemli sorunların ortaya çıkmasına sebep olduğunu ve bu nedenle son yıllarda yer aletleri ile mücadeleye geçildiğini belirten Kırklareli Tarım İl Müdürü Erdinç Yazıcı şunları kaydetti:
“Ülkemizde hububatın en önemli zararlısı sünedir. Geçmiş yıllarda uçak ile yapılan ilaçlamalar, çevre ve doğal denge açısından bazı önemli sorunların ortaya çıkmasına sebep olmuş ve bu nedenle son yıllarda yer aletleri ile mücadeleye geçilmiştir. Ancak kimyasal mücadele ile sünenin doğal düşmanları da öldürülmekte bunun sonucunda süne lehine doğal denge bozulmakta ve her uygulama yılı geçtikçe ilaçlama alanı giderek artmaktadır. Ülkemizde bitkisel üretimde en kapsamlı kimyasal mücadele bu zararlı için uygulanmakta olup; bu mücadelenin parasal boyutu yanında yadsınamaz bir ekolojik bedeli de vardır. Amacımız süne ile mücadelede çevre dostu biyolojik mücadele yöntemlerini kullanarak doğada bir denge oluşturmak ve zaman içersinde kimyasal mücadeleyi azaltarak ortadan kaldırmak, tarladaki ürünümüzü koruduğumuz gibi aynı zamanda çevremizi, içtiğimiz suları, topraklarımızı, sağlığımızı ve geleceğimizi korumaktır.
* Biyolojik Mücadelenin Avantajları
- Biyolojik mücadele etmenlerinin, zirai mücadele ilaçlarında olduğu gibi insan ve çevre üzerinde olumsuz etkileri yoktur.
- Doğal dengeyi koruma esasına dayanır.
- Bu etmenler sorunları geçici olarak değil, kalıcı olarak çözer ve genellikle uzun vadede daha ekonomiktir.
- Düşük maliyetle yüksek oranda koruma imkânı sağlar.
- Biyolojik mücadele etmenleri sadece hedef alınan zararlıya etkili olurlar.
- Konukçularını arayabilme ve bulma yetenekleri vardır.
- Doğada çoğalabilme ve yayılabilme özelliğine sahiptir.
- Hedef zararlılarda dayanıklılık sorunu yoktur.
- Düşük konukçu popülâsyonlarında dahi varlıklarını sürdürebilirler.
* İnsektaryumda Yürütülen Çalışmalar:
Parazitoit üretim çalışmaları, kışlamış Nisan ayının ilk yarısında başlamakta, Mayıs ayının ortalarına kadar devam etmektedir. İnsektaryumda ergin sünelerin besinleri iki günde bir değiştirilmekte ve yumurtaları toplanmaktadır. Toplanan yumurtalar petrilere konarak embriyosu öldürülmek üzere derin dondurucuya konmaktadır. -21 C'de (4) saat bekletilerek embriyosu öldürülen süne yumurtaları, beşerli paketler halinde kartonlara yapıştırılmakta ve cam tüplere yerleştirilerek parazitlenmeye hazır hale getirilmektedir. Tüplere yerleştirilmiş yumurtalara iki dişi bir erkek gelecek şekilde parazitoit konulmakta ve inkubatöre yerleştirilmektedir. İnkubatörde 26-28 °C de 10-11 gün bekletilen parazitlenmiş yumurtalar salım kutularına (çantacıklara) konularak araziye salım için hazır hale gelmektedir.
2009 yılında 1.500.000 adet süne yumurta parazitoidi üretilmiş olup 300 bin adeti Edirne’ye gönderilmiş ve 1 milyon 200 bini Kırklareli’de doğaya salınmıştır.
2010 yılında Edirne’ye 300 bin, Tekirdağ’a 200 bin, İstanbul’a 100 bin adet parazitoit gönderilmiş olup 700 bin adedinin Kırklareli il merkezinde salımı yapılmıştır.
18 Mayıs 2010 tarihinden itibaren İl Tarım Müdürlüğünce Süne’de yumurta parazitlenme sürveyine başlanmış olup, salımı yapılan parazitoitlerin etkinliği ve doğal parazitlenmeler tespit edilmektedir. Yumurta sürveyinden sonra, nimf sürveyi yapılarak, yoğunluğuna göre ilaçlı mücadele yapılacak yerler tespit edilecektir.” (s)