“Özür dileriz Özgecan”

“Özür dileriz Özgecan”

“Özür dileriz Özgecan”

“Özür dileriz Özgecan”

“Özür dileriz Özgecan”
17 Şubat 2015 - 08:21

Kırklareli Barosu, Mersin Tarsus’ta Hunharca yakılarak Katledilen 20 yaşındaki Üniversite Öğrencisi Özgecan için basın açıklaması düzenledi.




HABER MERKEZİ


Kırklareli Barosu, Mersin Tarsus’ta Hunharca yakılarak Katledilen 20 yaşındaki Üniversite Öğrencisi Özgecan için basın açıklaması düzenledi. Basın açıklaması 16 Şubat 2015 Pazartesi günü saat 16.00’da Kırklareli Adliye Sarayı önünde gerçekleşti. Özgecan’ın Katillerinin en ağır ceza almasını sağlayacaklarını peşini bırakmayacaklarını dile getirdiler.


Kırklareli Baro Başkanı Av. Harun Saygılı Basın açıklaması öncesinde konuştu. Av. Saygılı, konuşmasında; “Kadına şiddetin her türlüsüne karşıyız. Özgecan’a yapılan bu olay bizi çok üzdü. Kadına şiddetin derhal durdurulmasını ve sorumluların en kısa zamanda en ağır cezalar almasını istiyoruz. Bu konuda görevli makamları ivedi şekilde göreve davet ediyor, bu olayı ve benzeri olayların tekrarlanmamasını diliyorum” dedi.


Baro Başkan’ından sonra basın açıklamasına geçildi. Basın Açıklamasını, Kırklareli Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Nilgün Ülgen yaptı. Ülgen Açıklamasında şunları kaydetti;


“20 yaşında canımız Özgecan’ımız hunharca katledildi. Tek suçu kadın olmaktı, tek suçu insanca yaşamak istemesi ve okuluna gitmesiydi. Okulu bitirince yardımcı olmak istediği kişiler bunu ona çok gördüler. Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin sebep ve sonuçlarını yıllardır defalarca dile getirdik. Kadınlarla erkekler arası fiili eşitsizlik ve her türlü ayrımcılığın bir sonucu olan erkek şiddetine karşı acil olarak önlem alması gerektiğini belirttik. Ancak önümüze çıkan acı gerçek Medeni kanunun kabulü ile önemli haklar kazandığımız 17 Şubat 1926'dan buyana gerçek sorunun çözümünün toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına karşı bakış açısının değiştirilmesi gerekliliği ve bu konuda bir arpa boyu yol alamamış olmamız. Aile içinde kadın ve erkeğe biçilmiş kalıplarla ve kadını birey olarak görmeyen anlayışla yetişen çocuklar, yaşamı boyunca şiddet uygulamaya eğilimli olmaktadırlar. Bu kısır döngüyü durdurmak için şiddetle mücadelede kararlı bir devlet politikasına ihtiyaç vardır.


Kadın cinayetlerindeki ve kadına yönelik şiddetteki korkunç artış; bir kişinin annesinin bile diz kapağından dahi tahrik olabileceğini utanmadan söyleyen; hamilelerin sokağa çıkmasının edepsizlik olduğunu ileri süren; 6 yaşındaki kız çocuğuyla evlenmek mümkündür diyen zihniyetin; kadın üzerinden yürütülen yanlış politikaların sonucudur. Bu olaylar azımsanamaz, küçümsenemez, münferit kabul edilemez. Kadın önce insandır, kadınların dolmuşa bindiğinde şoförün kapıyı kapatıp, gaza basarak ıssız bir yere götüreceği korkusuna kapılmadan, bu korku yüzünden tek kalmamak için son inenle birlikte inmek zorunda kalmadan, ıssız bir sokakta iki adımda bir arkasına tedirginlikle bakmadan, arkasından gelen kişinin adımlarının temposuna kulak kesilmeden, yanından geçen birinin kendisine taciz edebileceği endişesi olmadan, evde, sokakta, işyerinde güvenle yaşayabilmesini istiyoruz. Bunun için devletimiz çağdaş bir sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirmeli, bu konuda gerekli olan hassasiyeti göstererek; eğitim çalışmaları ve yasal düzenlemeleri yapmalıdır. Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın sona erdirilmesi için; Devletin kadınlara yönelik her türlü şiddet eylemini açık bir şekilde kınamasını, Aile içi şiddeti ve genel olarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti önlemek için kampanyalar, ana-baba eğitim programları başlatılmasını, Evde, sokakta, işyerinde yaşanan kadına yönelik şiddetin sorumlularının yargılanmasını ve caydırıcı yasal tedbirler alınmasını, Toplumun en savunmasız kesimi olan kadın ve çocukların yaşam hakkına yönelen suçlarda ceza indirimi uygulanmamasını istiyoruz. 


* “Özür dileriz Özgecan!”


Senin ve senin gibi pek çok kadının hayatta kalmasını sağlayamadığımız, hak ettiğiniz gibi özgür ve güven içinde yaşatamadığımız için özür dileriz Özgecan. En azından Yargılama sürecinde davaya müdahil olup, sanıkların en ağır şekilde cezalandırılması için elimizden geleni yapacağız. Başka Özgecanlar güvende yaşasın ve canından olmasın diye, "Kadının İnsan Hakları" (Yaşama- Okuma-Çalışma-Meslek edinme vb.) mücadelemiz kadın cinayetleri ve şiddet son bulana kadar devam edecektir. Biz susmayacağız söz veriyoruz.” (Selçuk Vurucu)