ORTAK AKIL - Önce Demokrasi, Sonra Cumhuriyet

ORTAK AKIL - Önce Demokrasi, Sonra Cumhuriyet

ORTAK AKIL - Önce Demokrasi, Sonra Cumhuriyet

ORTAK AKIL - Önce Demokrasi, Sonra Cumhuriyet

28 Ekim 2013 - 10:38

Özkan Başaran
















Cumhuriyetimizin 90. Yılı’nı yarın törenlerle kutlayacağız. 


29 Ekim 1923’te kurulan Cumhuriyetimiz, istenilen Demokrasi düzeyine ulaşamadı.


Demokrasi, bedel ödenerek kazanılan yönetim biçimidir.


Her Cumhuriyet, Demokrasi ile yönetilmez.


Örneğin İran’da Cumhuriyet var. Demokrasi var mı?


Çin’de de Cumhuriyet var. Demokrasi var mı? 


Daha birçok örnek verebiliriz.


Bazı Ülkeler ise Krallıklar var. Ancak oralarda ise Demokrasi çok gelişmiş durumda.


Örneğin, İngiltere’ye, Birleşik Krakllık deniyor. Ancak, Kraliçe sembolik.


İngiltere Parlementer sistemle yönetiliyor. 


Belçika, Hollanda ve Japonya’da Krallar ve Kraliçeler var. 


Ama hepsi sembolik. Hepsinde de Gelişmiş Demokrasiler var.


Adı Cumhuriyet olan Ülkelerde Otoriter rejimler uygulanırken, Adı Krallık diye geçen Ülkelerde ise, Demokrasi çok ilerlemiş durumda.


Demek ki, Cumhuriyetlerin içi Demokrasi ile doldurulmaz ise, içi boş anlamsız bir isim olacaktır.


Cumhuriyet Rejimine Övgü düzerken bu gerçeklerin üstünü örtemeyiz.


Çöken İmparatorluğun bakiyesine kurduğumuz Türkiye Cumhuriyetimizi, ancak İleri Demokrasiye ulaştırdığımız zaman övgüler yerini bulabilecektir.


Bu bağlamda akla gelen tüm soru işaretlerini gidermediğimiz sürece, “Önce Cumhuriyet” değil, “Önce Demokrasi” demek durumundayız.


Demokrasisiz Cumhuriyetlerin Diktatörlüklerle yönetildiğini görmezden mi geleceğiz?


Cumhuriyet Halkın kendi seçtikleriyle kendini yönetmesi anlamına geliyorsa, Demokrasi tarihimizi çok iyi incelememiz gerekecektir.


Darbelerle kesintiye uğrayan Demokrasimizin sağlıklı bir süreç geçirdiğini söyleyebilir miyiz?


27 Mayıs Cuntasıyla başlayan Darbeler dönemi, Cumhuriyetimizin Demokrasisine sürülen kara lekeler değil midir?


Darbelerin Anası 27 Mayıs Cuntası’nın Milli Bayram olarak kutlanması da, ayrı bir garabet.


Askeri Vesayet ile yönetilen bir Ülkede, Darbelerle kesintiye uğrayan bir Demokraside,  Cumhuriyetimiz yara almış olmuyor mu?


Sandık Demokrasisi ile avutulduğumuz uzun yıllar boyunca seçilenler, Hükümet oldular ama İktidar olamadılar.


Halkına güvenmeyen bir rejim, Demokrasi’ye sıcak bakar mı?


“Halka rağmen, Kendi iktidarlarını korumak için darbelerle kesintiye uğratılan Demokrasimize ne kadar bedel ödedik?


27 Mayıs Cuntası’ndan sonra %50 Halk desteğini almış, Başbakan ve Bakanların asıldığı ülkem insanının suskunluğu ondan sonra gelen darbelerin yolunu açan en önemli etken değil midir?


Kendi seçtikleri ipe giderken tepki göstermeyen bir toplumun fertleri değil miyiz? 


Demokrasi bedel ister.


Biz toplum olarak Demokrasi için bedel ödedik mi?


Demokrasisi ilerlemiş toplumlar, çok ağar bedeller ödeyerek Özgürlük alanlarını açmışlardır.


Egemen güçler durduk yere, İktidarlarını vermezler.


Haklar kanırta kanırta alınır. 


Eğitimli toplumlar Demokrasi’yi kazanmak için çok ağar bedeller ödediler.


Biz ise, bedel ödemeden bahşedilen Demokrasi’yi elimizden aldıktan sonra kılımızı bile kıpırdatmadık.


Çünkü 1945’lerde Çok partili sisteme geçerken toplumumuz bedel ödememişti.


Birileri vermişti.


Onun için, 1961 Cuntasıyla Demokrasiyi elimizden aldıkları zaman da sessiz kaldık. 


Arkasından, 1971 Muhtırası ve 1980 Cuntası geldi. 


Sonra, her 10 yılda bir Balans ayarı yapıldı. 


Sonra da 28 Şubat Post Modern Darbesi. 


Demokrasiye bedel ödenmediği için, Darbeler Zinciri Cumhuriyetimizi yaraladı durdu.


Bununla da kalmadı. Geçtiğimiz 10 yılı çeşitli Darbe Girişimleriyle geçirdiğimiz de ortaya çıktı.


Şu sıralar, 12 Eylül 1980 Darbesi yarılanıyor. Son 10 yılda yapılmak istenen Darbeler ortaya çıktı ve onlar da yargılanıyor. Bazı davalar sonuçlandı. Yargıtay da onadı. “Darbe girişimi yoktu” diyemeyiz.


Bundan sonra Darbe girişiminde bulunmak çok zor.


Cumhuriyetimizin istenilen Demokrasi düzeyine ulaşması için, Darbe girişimlerinin finans ayağı ve medya ayağının da yargılanması gerekecektir.


İşte o zaman Ülkemiz Darbeler tarihi kapanacaktır. Siyasi Hükümetlerimiz Gerçek İktidar olacaklar ve Cumhuriyetimiz İleri Demokrasi’ye kavuşacaktır.


Demokrasiyle taçlandırdığımız Cumhuriyet Bayramları da, çok daha anlamlı ve daha coşkulu kutlanacaktır.


Demokrasinin kurumlaştığı Bayramlarının özlemiyle, tüm okuyucularımın Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.