Özkan Başaran













Yerel seçimler yaklaşıyor. Aday olmak isteyenler hummalı bir çalışma içinde.


Onbinlerin yaşadığı bir kentte, politika konuşanların sayısı Beş yüzü geçmez.


Kendisi işin içinde olduğu için, halkın da akşam yatıp seçim sabah kalkıp seçimle ilgilendiğini düşünenler yanıldıklarını kabullenemezler.


Çünkü girdikleri ortamda insanların dikkatlerinin üzerlerinde olduğunu sanırlar. 


Görmek istedikleri gibi görmeye, duymak istedikleri gibi duymaya meyilli oldukları için gerçekleri söyleyenlere gönül koyarlar.


İnsan psikolojisi kendinden yanadır. Kendini sorgularken adil davranamaz. 


Yaradılışın verdiği duygusal akımlar insanoğlunu hep kendisinin doğru düşündüğüne ve hep kendisinin haklı olduğuna inandırır.


Yaptığı yanlışlar varsa bile kendi içindeki mahkemede  o suçları eriterek yok sayar  meşrulaştırma yoluna gider.


Örneğin küçük bir hırsızlık yapan biri, büyük hırsızlıklar yapanı kendi içindeki yargıya örnek verir. 


“Deveyi hamuduyla götüreni kimse görmüyor, benim çaldığım bir yumurta mı hırsızlık sayılır? Şeklindeki yargılamayla kendi suçunu normal bir davranış kabul eder.


Böylece kendini sorgulayıp yargılarken adaletli davranamaz. Kendine torpil yapar. Gerçeklerden kaçmayı tercih eder.


Hayat kendi içinde akıp giderken, sıradan insanların kendi içindeki bu tür davranışları olduğu yerde kalır. O anda olan biten sadece oradakileri etkiler.


Ancak toplumsal görevlere talip olanların kendilerine kör olmaları bir kitleyi etkiler. Arkasında koşan insanları da yanıltır. Ve onların geleceğini de karartır.


Ekipleşmek zordur. Liderin kaybetmesi ekibinin de kaybetmesi demektir.


Durumunun farkında olmamak, siyasete soyunanların en büyük eksikliğidir.


Toplum nazarında karşılık bulamayanlara bu durumunu söylediğinizde, size öfkeyle bakar. Gönül koyar ve kasıtlı olduğunuzu düşünür.


Lider, Halkta karşılığı olmadığını anlasa bile, bunu kendine anlatmak istemez.


Kabahati karşıda aramayı alışkanlık haline getirenler, Aynaya bakmayı unuturlar. 


İşte tam da bu noktada kurmaylar çok önemlidir.


Lider siyasi bir yarışa çıktığında ekibi gerçekleri acımasızca söyleyenlerden oluşmalı. Onu olduğundan fazla göstermemeli. Lideri yanıltmamalı. 


Çünkü yarış kayıpla sonlandığında, liderin en çok kızacağı kişiler ona gerçekleri zamanında söylemeyen ekip arkadaşları olacaktır.


Siyaset zor zenaat.  


Bir defa yoldaşlarınızı seçerken çıkar düşünmeyenlere teklif götürmelisiniz.


Çekirdek kadronuzu oluştururken ise öylesine bir dikkatli davranmalısınız ki, size rotanızı şaşırtmasınlar.


Eğer ekip kurarken bir hata yaptıysanız, bunu farkettiğinizde derhal radikal değişiklikler gerekebilir. 


Zaman varken size görmek istemediğiniz gerçekleri söyleyenleri bulmalısınız.


Ekibinizden de halkta karşılığı olmayanları arındırmalısınız.


Eğer siz yanınızdakileri değiştirmesini bilmezseniz , halk sizi değiştirmesini bilir.