Ne bereketli OY muş be yav

Ne bereketli OY muş be yav

Ne bereketli OY muş be yav

Ne bereketli OY muş be yav

Ne bereketli OY muş be yav
04 Şubat 2010 - 09:20


 


Bir belediye başkanının ziyaretine gitmiştim.
Başkanın içeride önemli bir görüşmesi vardı ve bekliyordum.
Bekleyenlerle sohbetteydik.
O esnada, ilçedeki Roman vatandaşlardan birisi geldi özel kaleme.
30 yaşlarında bir hanımdı.
Sekretere bir şey sormadan daha, yüklendi başkanın makam odasının kapısına.
Sekreter durdurdu güç bela.
“Buyurun” dedi kadına.
Kadın:
“Ben birkaç gün evvel gelmiştim. … fabrikasına beni işe aldırması için başkana ricada bulunmuştum. Sizden herhangi bir dönüş olmadı. Ben neden hala işe başlamıyorum?”
Sekreteri ter bastı!
Ben çağırdım kadını ve sordum:
“Ne işiydi bu? Başkanın kendi fabrikasında mı işe alacaklardı seni?”
“Yok ya!” dedi. Şurada yeni açılan bir fabrika var ya. Oraya girmek istiyorum ben. Eee, Belediye Başkanı değil mi? Arayıp, talimat versin de, alsınlar işe beni” dedi.
“O fabrika, başkanın değilse, belediyeye mi ait?” dedim.
“Yooo!” dedi.
“Pekiyi ama, başkan nasıl olur da, başkasına ait bir fabrikaya girmen için fabrika sahiplerine talimat verebilir? Benim işyerime aldırmak için zorlamaya kalksaydı, ben de karşı çıkardım mesela” dedim.
Hiddetlendi!
“Alkışları alırken, oyları kaparken, bizden iyisi yoktu ya! Kendileri başkan oldular. Biz aç mı oturalım? Yedirmem onlara o pirzolaları!” diye çıkıştı, bağırarak!
O esnada da, makam odasının kapısından başkan görünmüştü.
“Ne var?” dedi kadına bakarak.
Kadın:”Bir hafta oldu, beni bir yere işe sokturamadın. Bunun için mi oy verdik biz sana başkanım? Böyle olacağını bileydik, katiyen vermezdik oylarımızı sana!” dedi.
Başkan:”Siz bana, iş bulmam için mi oy verdiniz? Kente getireceğim hizmetlere inandığınız için mi? Ben kimseden, iş bulmak üzere oy istemedim…” dedi.
Belediye başkanının tüm nezihliğine rağmen, söylenerek çıkıp, uzaklaşmıştı kadın…
Orada, başkanı bekleyenlerden birisi girdi söze:
“Sabah ta iktidar partisinin ilçe başkanının yanındaydı bu. Ona da aynı şeyleri söylüyordu. Ona da, kendisine oy verirken, iş bulma umutlarından dolayı oy verdiğini söylemişti. Amma bereketli oyu varmış kadının! Helal olsun!...” diyordu.
Belediye başkanı, dertliydi! İki elini yana doğru açarak, boynunu büktü ve “Napalım? Böyle işte!” dercesine sessizce dert yandı.
Başkanın içeri girmesinden sonra da, sekreter hanım ekledi:
“Her biri üniversite mezunu olan yüzlerce genç, iş umudu için belediyeye akın ediyor. Başkanım, elinden geldiğince insanlara iş bulabilmek için, aşındırmadık kapı bırakmıyor…”
İşsizlere iş bulmak üzere kolları sıvayan belediye başkanları, tüm bunlardan zaman bulup ta, kentlerine hizmet vermeye de gayret etmek durumundalar.
Kimseye yaranamayacaklarını bile bile üstelik…