“Milletlerin Kesişme Noktası: İdil-Ural Çalıştayı” konulu panel yapıldı

“Milletlerin Kesişme Noktası: İdil-Ural Çalıştayı” konulu panel yapıldı

“Milletlerin Kesişme Noktası: İdil-Ural Çalıştayı” konulu panel yapıldı

“Milletlerin Kesişme Noktası: İdil-Ural Çalıştayı” konulu panel yapıldı

“Milletlerin Kesişme Noktası: İdil-Ural Çalıştayı” konulu panel yapıldı
14 Nisan 2014 - 11:29 - Güncelleme: 14 Nisan 2014 - 15:55

Devlet; “Hakas ve Altaylar ana dillerini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya”



HABER MERKEZİ
Kırklareli Üniversitesi (KLÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Bülent Bayram tarafından yürütülen TÜBİTAK Projesi Kapsamında “Milletlerin Kesişme Noktası: İdil-Ural Çalıştayı” konulu panel düzendi. Paneller 12-13 Nisan 2014 tarihleri arasında Kırklareli Üniversitesi Kültür Merkezi Alt Salonu’nda gerçekleştirildi. Yapılan Panele Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç’ta katıldı.
* Bayram; “Bu toplantıyı Kırklareli’de düzenlemekten gurur duyuyoruz”
“Milletlerin Kesişme Noktası: İdil-Ural Çalıştayı” konulu Panelin açılış konuşmasını yapan
Doç. Dr. Bülent Bayram, ikinci toplantının Kırklareli’de düzenlemekten mutluluk duyduklarını belirterek şunları kaydetti;
“Bu çalıştayın 2013 yılında başlattığımız ve yaklaşık iki buçuk yıl sürecek olan "Rusya'nın Etnik Kimlikler Oluşturma ve Misyonerlik Faaliyetlerinde Folklor ve Folklor Araştırmaları: Çuvaşlar Örneği" başlıklı TÜBİTAK projesi kapsamında düzenlediğimizi bildirmek isterim. Elbette bildirilerle zaman zaman açacağımız bir soruyu ben burada sormak istiyorum. Neden milliyetlerin kesişme noktası İdil-Ural? Çünkü 21. yüzyılın ilk çeyreğinde 20'nin üzerinde yazı dili, geniş coğrafyası, bağımsız devletleri, özerk bölgeleri, kimlikleri ve hakları hiçbir şekilde tanınmamış ve tanımlanmamış grupları ile belki de halen anlaşılamamış bir Türk Dünyası kavramının anlaşılabilir kılınabilmesi için cevaplanması gereken sorular ve çözümlenmesi gereken sorunlar yumağıdır İdil-Ural. Günümüzde Türk (Tatar, Başkurt, Çuvaş), Fin-Ugor (Mari, Udmurt, Mordvin), Rus gibi farklı etnik grupların, Hıristiyan, Müslüman, Pagan Dinleri’nin bir arada yaşadığı bu coğrafyayı anlamadan Sibirya'yı, Türkistan'ı, Kafkasya'yı ve bu coğrafyaların büyük bir bölümünü hâkimiyeti altında tutan Rusyayı anlamak mümkün değildir. İdil-Ural elbette özellikle de Orta-İdil Ortodoks misyonerliğin, milliyetler imal etme mekanizmasının yüzlerce yıllık projelerinin hazırlandığı bir atölyedir. İşte bu çalıştay süresince hocalarımızın kıymetli bildirileri ve en az onlar kadar kıymetli olacağını düşündüğüm tartışmalar ile bir bu sistemi bilimsel ölçütler çerçevesinde, duygusallığa yer bırakmadan daha anlaşılabilir bir hale getirmeye çalışacağız.
İdil-Ural bölgesi konusunda felsefe, tarih, dinler tarihi, edebiyat, folklor, dil alanlarında çalışan uzmanların bir araya gelmiş olmasını fırsat bilerek çalıştay süresince hocalarımızın dikkatini geleceğe dönük bazı projelerimize çekmek istiyoruz. Batı'da örneklerini gördüğümüz bölgesel çalışmaların, bu çalışmaları yapan kurumların, süreli yayınların maalesef ülkemizde yeteri kadar organize olduğunu söylemek mümkündür.”
* Aykaç; “İnsanı tanımak o kadar kolay bir şey değil”
Milletlerin Kesişme Noktası: İdil-Ural Çalıştayı” konulu panel bir konuşma yapan Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç, böyle bir panelin Kırklareli’de yapılmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek şunları kaydetti;
“Sadece bu alanda çalışmış insanların söz söyleye bileceği kadar daraltılmış bir konuda bir Çalıştay amacıyla burada toplanmış bulunuyoruz. Bu alanın emektarları, çok iyi çalışanları, yıllarını bu alana vermiş çok değerli hocalarımız var, Akademisyenlerimiz var. Tarih içindeki insanların, insanlığın, Milletlerin yolculuğu var. Sağlıklı bir değerlendirme yapmak için ortalama 100 yıl dikkate almak gerekir insanların milletlerin tarihi ile değerlendirmede bulunmak için. İnsanoğlu biliyoruzki yanı başımızda, çok yakınımızda bildiğimiz, çok yakın tanıdığımızı zannettiğimiz insanoğlunun bile çok değişik durumlar karşısında davranış, tarzı, tepkileri, davranış tavırları, düşünce ve hissiyatı farklı olabilmekte. İnsanı tanımak o kadar kolay bir şey değil.”
* Panelin Açılış Bildirisini Prof. Dr. Nadir Devlet yaptı
“Milletlerin Kesişme Noktası: İdil-Ural Çalıştayı” konulu panelde konuşmaların ardından “1995’ten Bugüne İdil-Ural” açılış bildirisini Prof. Dr. Nadir Devlet yaptı. Devlet açılış bildirisinde şunları kaydetti:
“1995'te bölgedeki üç özerk Türkî cumhuriyete bilimsel bir ekspedisyon düzenlemiştik. Neredeyse 20 yıl sonra bu cumhuriyetlerin siyasi, ekonomik ve kültürel konumları tartışılacaktır. 1917 Devrimi sonrası demografik özelliklerine dikkat edilmeden yeni Sovyet rejimi tarafından kurulan bu cumhuriyetler bu politika neticesinde birbirine düşürülmüştür. Son 20 yılda, yani Sovyet rejiminin yıkılmasından sonra da bu cumhuriyetlerin demografik, ekonomik, siyasi ve kültürel sorunları devam etmektedir. Yeni Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ülkedeki azınlıkları asimile politikasına güç vermeye başlamıştır. Her üç cumhuriyetin, Rusya Federasyonu’ndaki bütün azınlıkların genel olarak karşılaştıkları sorunların dışında, kendi tarihi ve coğrafi şartları dolayısıyla özel sorunları vardır. Uzun yıllardan beri iki Türkî kavim arasında ciddi sürtüşmeler olmaktadır. Dolayısıyla Başkurtlar Tatarlarla ilgili sorunlarını Ruslara dayanarak çözme yolunu aramaktadırlar. Gerek Bolşeviklerin gerek şimdiki yönetimin politikaları başarılı olmuş ve buradaki Türkîler birbiri ile diyalog kuramamışlar veya kurmamışlardır. Bu üçü ve ayrıca komşularındaki diğer Özerk Fin Cumhuriyetleri ile birlik sağlanabilseydi Moskova karşısında daha güçlü konumda olunabilirdi. Ancak böyle bir şey ancak hayallerde olabilecektir. Kısacası genel olarak Rusya'daki azınlıkların, özel olarak İdil-Ural Bölgesi’ndeki gayrı Rus halkların yok olmamaları için Rusya'nın daha liberal sisteme geçmesi gerekmektedir. Böyle bir değişim ise yakın gelecekte gözükmemektedir. Şu anda Sibirya’daki iki Türkî halk Hakas ve Altaylar ana dillerini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadırlar.”
Açış bildirisinin okunmasının ardın panelin oturumlarına geçildi.
* 1. Oturum
1. Oturumun Başkanlığını Prof Dr. Durmuş Arık yaptı.
Prof Dr. Abdullah Gündoğdu, “Rusya’da Devrim Sürecinde İdil-Ural Türklerinde Kimlik Anlayışı”. Doç. Dr. İbrahim Maraş,  “İdil-Ural’da Kimlik Tartışmaları Ceditçi ve Kadimci Gelenekte Millet ve Milliyet Anlayışı.” Yrd. Doç. Dr. Selçuk Türkyılmaz “Usul-ı Cedid Eğitimin İdil-Ural Türklerinde Milli Bilince Katkısı” ile 1. Oturumu tartışmalarla sona erdi.
* 2. Oturum
2. Oturumun Başkanlığını Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu yaptı.
Doç. Dr. İsmail Türkoğlu “İdil-Ural Tatarlarının İstanbul’daki Neşriyat Faaliyetleri”
Yrd. Doç. Dr. Alper Alp “20. Yüzyıl Başında İdil-Ural Bölgesinde Tatarların Kültürel Nüfusu” Yrd. Doç. Dr. Hasan Demiroğlu “Ülfet Gazetesi’nin İdil-Ural Türkleirindeki Kültürel Gelişmelere Katkısı 1905-1907” Dr. Yılmaz Özkaya  “Tercüman Gazetesi Çerçevesinde İsmail Gaspıralı ve Tatar Aydınları Arasındaki Milli Kimlik Tartışmaları”  ile 2. Oturum Tartışmalarla sona erdi
* 3. Oturum
3. Oturumun Başkanlığını: Doç. Dr. İbrahim Maraş yaptı
Prof. Dr. Durmuş Anık “İdil-Ural’da Din-Kimlik İlişkisi; Çuvaşlar ve Tatarlar Örneği
Doç. Dr. İlyas Topsakal “20. Yüzyıl Başında Rusya’nın Doğusunda Misyoner Kaynaklara Göre Öğretmen ve Toplum Algısı” Doç Dr. Saime Selenga Gökgöz “İdil-Ural’da Bir Rus Ortodusk Misyonerin Dini Tercümeye Yaklaşımı” Dr. Sinan Güzel  “Cuvaş Türklerin Kimlik İnşasında İvan Yakavleviç Yakanlev Etkisi” ile 3. Oturum tartışmalarla sona erdi. (Kadir Sinici)