Memur-Sen Kırklareli İl Temsilciliği’nde yapılan İl Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda tüm sendika şube ve temsilcilerinin mutabakatı ile Memur-Sen Kırklareli İl Temsilciliği’ne Selahattin Karanfiler seçildi.




HABER MERKEZİ 


Memur-Sen Genel Merkezinin il temsilciliğine Yetki Belgesi ile görevlendirilen Selahattin Karanfiler görevine başladı.


Karanfiler İl Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda yaptığı konuşmasında bu güne kadar Memur-Sen İl Temsilciliği’nde emeği ve hizmeti geçen eski başkanlardan Mehmet As ve Bilal Yeşen’e teşekkür ederek; 


“Teşkilatlarda esas olan devamlılıktır. Bu hizmeti daha önce başarı ile yürüten arkadaşlarımızın bıraktığı yerden çalışmalara devam edeceğiz. Sivil Toplum Örgütleri toplumun bilinçlenmesi, ülkenin sosyal, ekonomik ve hukuk alanında çözümler üretmesi için motor görevi yapan gönüllüler hareketidir. Özellikle Memur Sen ülke sorunlarına fren değil motor olmak için gayret etmektedir. Sendikacılık sokaklarda yürümek, slogan atmak değil ülke sorunlarına çözüm projeleri hazırlamaktır. Bizim takip edeceğimiz çizgi bu olacaktır” dedi.


Selahattin Karanfiler İl Başkanlar Kurulu Toplantısında Memur –Sen İl Temsilciliği Yönetimi seçimlerinde Sosyal İşlerden Sorumlu Yardımcılığa Eğitim Bir-Sen Başkanı Ramazan Çetin, Mali İşlerden Sorumlu Yardımcılığa Toç-Bir-Sen Şube Başkanı Nail Süngü’nün oy birliği ile seçildiklerini ifade etti. Karanfiler yardımcılıklara seçilenleri tebrik ederek başarılar dileyerek;.


“Memur-Sen 515 bin 413 üyesiyle ülkemizin en büyük konfederasyonudur.11 hizmet kolunun 7 sinde yetkili sendikadır. İnşallah diğer hizmet kollarında da yetkili sendika olmak için bütün gayretlerimiz devam edecektir. Sorunlara çözüm üreten, talepleri kazanıma dönüştüren, özgürleşme ve sivilleşmeye katkı sunan, vesayetçi zihniyete karşı duran, sendikacılığa yeni boyut getiren ve ‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir’ diyen Memur-Sen, her alanda sorumluluk aldı, başarılı işler yaparak, beklenen başarılara imza attı. Millet iradesinin ıskalanmasını, milletimizin desteğiyle ve ‘Ortak Akıl’la engelledik. Mitingler ve yardım kampanyalarıyla, tüm ezilen dünya insanlarına destek vererek, yanında yer aldık. Düzenlediği ‘Uluslararası Demokrasi Kongresi’yle, demokratikleşme çabalarına hem hız, hem yön verdik. Kamu görevlilerinin yıllardır beklediği toplu sözleşme hakkının, Anayasa Değişikliği Paketi’nde yer almasını sağladık. Bir daha kurulmayacak şekilde Toplu Görüşme Masası’nı kapattık” dedi.


Memur-Sen’in bir daha kapanmayacak şekilde Toplu Sözleşme Masası’nın kurulmasını sağlayarak Toplu Sözleşmenin merkezi olduğunu savunan Selahattin Karanfiler;


“Demokratikleşmenin, özgürleşmenin ve sivilleşmenin önünü açtık. 2010 toplu görüşmelerinin sonunda, toplu görüşmeye yakışan bir finalle, 9 yıllık toplu görüşme döneminin en kazançlı ve en kapsamlı mutabakat metnini tek başına imzaladık. Bu mutabakat metniyle 2011 yılında kamu görevlilerinin maaşlarına, hedef enflasyonun oldukça üzerinde artış yapılmasını sağladık. Ek ödemede 80 TL’lik artış yapılmasını sağladık. Böylece ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesini adına yakışır bir şekilde uygulattık. Oransal artıştan kaynaklanacak artış dışında aile yardımına 40 TL ilave artış yapılmasını sağladık. 2010 toplu görüşmelerinde, aile yardımının sözleşmeli personele de ödenmesi kazanımını elde ettik. Böylece, eşi çalışmayan sözleşmeli personelin aylık gelirinde; 1 Ocak 2011 tarihi esas alındığında 112,94 TL’lik bir artış elde edildi. Sendika üyesi olan kamu görevlilerine, üç ayda bir 45 TL toplu sözleşme primi ödenmesini sağladık. 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin eki I Sayılı Cetvel kapsamındaki yöneticilerin ek tazminat oranını yüzde 200’e çıkartarak, ücret bakımından yaşadıkları mağduriyete son verdik. Engelli kamu görevlileri ile doğum yapan memurları, nöbet görevi ve gece vardiyasından kurtardık. Engelli kamu görevlileri için çalışma saat ve süreleri ile dinlenme zamanlarının farklı belirlenmesini sağladık. Süt izni, analık, doğum ve mazeret izin sürelerinin arttırılmasını sağlayarak, Süt izni süresini 1,5 saatten 3 saate, eşi doğum yapan memurun izin süresini 3 günden 10 güne çıkardık. Hastaya refakat eden kamu görevlilerine ücretli izin imkanı getirdik. Bütün disiplin cezalarına karşı yargı yoluna başvurma hakkını elde ettik” şeklinde konuştu.


Memur-Sen’in sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi yönündeki talep ve girişimlerinin sonuç verdiğini açıklayan Karanfiler şunları söyledi: 


“16-17 Nisan 2011 tarihlerinde gerçekleştirilen Memur-Sen’in 4. Olağan Genel Kurulu’na katılan Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözleşmeli kamu çalışanlarını kadrolu hale getirmek için bir çalışma başlattıklarını söyleyerek, Genel Kurul’da Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’nun açılış konuşmasındaki sözleşmeli kamu çalışanlarının kadroya geçirilmesi talebine hemen cevap vermiş oldu. Bu söz alma neticesi 4B ve 4924 pozisyonunda çalışan 192 bin sözleşmeli personelin kadroya alınmasına ilişkin kanun hükmünde kararname yayımlanarak yürürlüğe girdi. Memur-Sen’in bağımsız bir sendikadır. Bağımsızız ama emekten, ekmekten, adaletten, özgürlüklerden ve demokrasiden yana da tarafız. Memur-Sen, bu milletin ihtiyaçları ve temel değerleri doğrultusunda sendikacılık yapıyor. Her platformda sesimizin çıkması ve çözümümüzün olması gerekir. Bu sesin gür ve etkili çıkması için ter akıtmak gerekir. Ter akıtmak zorundayız.


Kamu görevlilerinin ve milletimizin sözcüsü Memur-Sen Konfederasyonu olarak, daha mutlu, daha huzurlu ve daha özgür insanların yaşadığı, bölgesinde lider ve dünyada söz sahibi bir Türkiye idealine sahibiz. Bu ideali gerçeğe dönüştürmek için, öncelikle ve mutlaka yeni bir Anayasa yazmalıyız. 12 Eylül Referandumuyla başlayan ileri demokrasi yolculuğumuzu, yeni Anayasayla tamamlamalıyız. Yeni Anayasa’da, kamu görevlilerine grev hakkı vererek sendikal haklardaki eksikliği gidermeli, siyaset hakkı vererek demokrasimize kalite kazandırmalıyız.”


Yapılan çalışmalar elde edilen kazanımlar tabiî ki yeterli değildir.Proje hazırlayarak ülkenin ekonomisine katkı sağlayacak çalışmalar yaparak hep birlikte tüm diğer sendikalarla birlikte ülkemize yardımcı olmaya çalışmalıyız..Ortak aklı,ortak davranışı kullanmalıyız.Sivil toplum örgütlerini sorun oluşturan merkezler değil çözüm ve proje  üreterek sosyal,ekonomik ve hukuki haklar elde edilen mekanizmalar haline getirmeliyiz.


Birileri bizim adımıza çalışsın, ekonomiyi güçlendirsin bizde hiçbir çalışma yapmadan haklarımızı alalım. Haklar, kazanımlar ancak üreterek, çalışarak, katkı sunarak elde edilir. Yeni dönemin ilimize ülkemize ve konfederasyonumuza hayırlı olmasını diler hepinize saygılar sunarım.” (s)