Lütfen Türk Bayrağı’nı yakmayın

Lütfen Türk Bayrağı’nı yakmayın

Lütfen Türk Bayrağı’nı yakmayın

Lütfen Türk Bayrağı’nı yakmayın

Lütfen Türk Bayrağı’nı yakmayın
08 Aralık 2011 - 08:46





HÜR DÜŞÜNCE











Oktay Ceylan








18 Kasım 2011 tarihli “Sanihlenmezlik” adlı makalemde;


- Türk Bayrağı’nın milli bir alamet olduğunu.


- Devletimizin bağımsızlığını ve şerefini temsil ettiğini.


- Devletimizin gücünü gösterdiğini.


- Vatan, ulus, kardeşlik, özgürlük, namus, şeref, bağımsızlık uğruna şehitler verdiğimiz ve vereceğimiz her şeyimiz olduğunu.


- Bayrağımıza aciz bir şekilde hakaretler savurulamayacağını.


- Suriye’ye değil de Devlet Başkanı’na –ayar- mutlaka çekileceğini.


- Türk Bayrağı’na yapılan saldırının mutlaka hesabının sorulacağını.


- T.C. Devleti’nin güçlü olduğunu, belirtmiştim.


Türk Bayrağı’nın Suriye’de yakılmasından 16 saat sonra Şam’dan en yetkili ağızdan ürkek bir ses geldi;


“Türk Bayrağı’nı yakmayın. Çünkü Türk halkı ona çok değer veriyor”


Gönül isterdi ki en azından İktidarı, Muhalefeti İle Partiler, Sendikalar, Odalar, Birlik ve Dernek Yönetim Kurulları’ndan alınan kararlarla sözlü ya da yazılı tepki göstererek; 


“Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal. Kahraman ırkıma bir gül ne bu şiddet bu celal” İstiklal Marşımızın mısraları ile gönüllere su serpselerdi.


Fakat, görünen o ki “sahipsizlenmek”te ısrar etmektedirler. 


Hazreti Mevlana’nın bir sözünü hatırlatmak isterim sizlere; “akıl afetlerden ders alır”. Bu konuda sessiz kalmak da bir afetti.


Kırklareli halkının kıymetli oylarıyla o koltuklara gelmiş olabilirsiniz. 


O koltuklarda; “ay-yıldızlı” bayrağımın gölgesinde oturuyorsunuz.


Serhad şehrimizde haksızlıklar yaşanıyorsa seviyesizlikler diz boyuysa güçlü olanın tokmağı ses getiriyorsa birilerinin bir şeyler söylemesi gerekir. Başarılı olanı alkışlamak ne kadar doğruysa, yanlışları görmemezlikten gelmek bir o kadar yanlıştır.