Lüleburgaz da hale bak

Lüleburgaz da hale bak

Lüleburgaz da hale bak

Lüleburgaz da hale bak

Lüleburgaz da hale bak
11 Aralık 2010 - 09:13

HAYATIN İÇİNDEN

Şenol Goncagül

Kim ne derse desin, Lüleburgaz da bir Emin Halebak gerçeği var.
Sürekli değişen politik dengeleri bir yana bırakırsak, m2’ye 3.5 tane Milletvekili Adayı’nın düştüğü Lüleburgaz da, Emin Halebak kartını masada bulundurmadan atılacak adımların, CHP’nin hedeflediği rotada kaymaları gündeme getirebileceği açık ve net.
Emin Halebak’ın, listede bulunmaması veya bağımsız veya başka bir partiden adaylık düşünmesi, CHP açısından hangi oranlarda, nasıl sonuçlar doğurur, bunun hesaplanması lazımdır.
Kurultay’dan sonra da, bazı şeylerin netleşeceğini beklemek safdillik olur.
Ama en azından bazı işaretleri beraberinde getirmesi olasıdır.
Emin Halebak’ın, CHP’den sıralamada yer bulmasının imkansız gibi göründüğünü söyleyeli daha en fazla 1 ay kadar oldu.
Gündemlerle, politik arenanın galiplerinin saat başı değiştiği bir ülkede, kuvvetli esen rüzgarların, yerel bazda da önemli şekillenmeleri yapacağını söylemek kolaydır.
Emin Halebak; donanımlı, deneyimli, hemen hemen her alanda bilgi ve altyapı sahibi bir yönetici ve insan. Buraya kadar kimsenin diyeceği bir şey yok sanıyorum.
Kendi şahsıma, TBMM’de de, önemli yararları ve katkıları yapacağına inanırım.
Buraya kadar tamam…
Emin Halebak’ın hiç mi eksi veya negatif yönü yok?!
Olmaz mı?
Çok fazla dostluğum veya hukukumun olmamasına rağmen, o birkaç kerelik görüşme veya eksik aksak hukukta dahi, zor bir insan olduğunu anlamak kolay oldu!
Her şeyi iyi bilebilirsiniz ama karşınızdakileri hiçbir şey bilmez yerine koymanız veya görmeniz, insanları rencide eder. Yanlış veya eksik dahi olsalar, en azından bırakın da, bildiklerini veya düşündüklerini söylesinler. Söylemelerine fırsat tanıyacak kadar sabırlı olun. Kimseyi azarlamayın veya değersiz gibi görmeyin, ya da o algıyı edindirmeyin. Bunu yapmakta ısrarcı olur, öyle olmasanız bile, öyle görünmenizi sorgulamaz, iletişiminizi düzgün bir hale getirmezseniz, o insanlar için bulunduğunuz makam her ne olursa olsun hiç kimse olursunuz!
Politika aynı zamanda bir iletişim sanatıdır da. İnsanlara ulaşma, onların seviyelerine inebilme veya çıkabilme olgusunu içerir.
Mesela; günümüzde küçük beldelerin bile basınına verdiği önem ve değer ortadayken, 100 binin üzerinde nüfusa sahip bir belediyede, basın ve halkla ilişkiler biriminin bulunmayışı yanlıştır. Olanların da, belediyenin dergisini çıkarmak üzere bulunuşu, “Benim basına filan ihtiyacım yok. Kendi anlatımımı kendim yaparım” şeklinde de algılanır. Bunu bizzat ifade ettiğimde aldığım; “Sizin işinizi ben mi yapayım? Bekleyin belediyenin önünde, haberlerinizi takip edin” şeklinde aldığım bir cevap olmuştu. Bunu, her şeyi iyi bilen ve öyle de görünen birinin söylediğini düşününce de, söylendiği gibi Halebak’ın iletişimde hangi noktada bulunduğunu anladım.
Ha, bu da bir bakış acısı ve hayat felsefesidir!
Binlerce belediye, basını ile iyi bir iletişim içinde bulunmayı düşünerek, hata yapıyordur da, bizim başkan bunun doğrusunun, bu şekilde olduğunu anlamıştır.
Saygı duyarım.
Memleketteki tüm gazeteler ve gazetecilerde bir yanlışlık veya seviyesizlik sezmiştir de, kimseyi ziyaret etmiyor, davet etmiyor, iletişim kurmak istemiyordur!
Gazete veya gazetelerle ilişkilerinde, bazı kriterler belirliyordur da,  kendisine ziyarete gidenlere dahi  iade-i ziyarete lüzum görmüyordur.
“Bana kaç adım atarsanız, size o kadar adım atarım” atasözünün gerçekliğine ve gerekliliğine inanmıyordur!
Başa dönecek olursak; Emin Halebak’ın, kendinin de dile getirdiği gibi, artık Belediye Başkanlığı dönemini noktaladığına inanıyorum.
TBMM’deki ceylan derisi koltuklardan birine oturma şansı da, flu olmakla birlikte, bir hayli zorlu görünüyor.
Tüm bunların yanı sıra da, belki de Trakya’nın değil, memleketin en bilgili ve tecrübeli Belediye Başkanları’ndan birisi olduğuna inanıyorum.
Başkanın, benim gibi şeker hastalığından da kaynaklanan aşırı sinirlilik, stres ve sağlığında dıştan da hissedilen sıkıntıları var.
Milletvekili olursa daha mı büyük bir strese girer? Yoksa politikayı noktalayıp, sağlığına ve geri kalan hayatına daha mı huzurlu devam eder? Bunun kararını, kendisi kadar,  parti yetkilileri ve oyunu kullanacak olan biz seçmenleri karar vereceğiz.
Kimse için hatıra binaen konuşmayı sevmediğim için, aklımdakini aktarmamdan dolayı başta Başkanım olmak üzere, kimse gücenmesin.
Arkadan konuşmayı veya hatır için yalakalık yapmayı beceremediğim için de üzgünüm.
Bakalım, yarın neleri beraberinde getirecek? ..