“İnsanlarımız arılar kadar çalışkan olursa bu toprakların bereketi artacaktır”

“İnsanlarımız arılar kadar çalışkan olursa bu toprakların bereketi artacaktır”

“İnsanlarımız arılar kadar çalışkan olursa bu toprakların bereketi artacaktır”

“İnsanlarımız arılar kadar çalışkan olursa bu toprakların bereketi artacaktır”

“İnsanlarımız arılar kadar çalışkan olursa bu toprakların bereketi artacaktır”
07 Mart 2011 - 19:08

Arıcı yetirticileri ve arıcılığa daha yeni başlayanlara bilgi aktarmak adına yapılan Arıcılık Eğitim Semineri’nde konuşan Vali Öner, İnsanlarında arılar kadar çalışkan olduklarında bu toprakların bereketinin artacağını belirtti.


HABER MERKEZİ
Kırklareli Valiliği, Kırklareli İl Tarım Müdürlüğü, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi ve Kırklareli Arı Yetiştiricileri Birliği tarafından 5 Mart 2011 Cumartesi günü “Arıcılık Eğitim Semineri” düzenlendi. Saat 09.30’da başlayan, Kırklareli Ticaret Borsası Salonu’nda düzenlenen seminere Kırklareli Valisi Ali Haydar Öner, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Devrim Oskay, Kırklareli İl Tarım Müdürü Hasan Çebi, Kırklareli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Rıdvan Ulus ile çok sayıda davetli ve arı yetiştiricisi katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan seminerde ilk olarak açılış konuşmaları yapıldı. İlk konuşmayı Kırklareli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Rıdvan Ulus yaptı. Seminere katılarak sunum yapacak olan bilim adamlarına teşekkürlerini sunan Birlik Başkanı Ulus, birliğin 2002 yılında 65 üye ile kurulduğunu, 2011 yılı itibari ile 460 kayıtlı üye, 25 Bin 840 kovan ile hizmete devam etmekte olduğunu belirtti. Arcılığın son yıllarda ciddi mesafeler kat ettiğini belirten Birlik Başkanı Ulus, orman köylüsünün geçimine katkıda bulunduğunu, bu bölgelerde arıcılığın organik olmasına fayda sağladığını vurguladı. Kırklareli’nin %40’nın ormanlık arazi olduğunu belirten Birlik Başkanı Ulus, Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün arıcılığa katkı sağlaması için ormanlardaki boş alanlara binlerce Kızılcık, Yabani Elma, Kuş Burnu ve benzeri çeşitlilikte meyve türlerinin ekildiğini kaydetti. 2002 yılında başlayan Trakya Arısı’nın verim ve temizlik çalışmalarının devan ettiğini ifade eden Birlik Başkanı Ulus, konuşması sonunda tarım arazilerinde kullanılan bir litre boş böcek öldürücü ilaç kutusunun 40 ton suyu kirleştiğini belirtip, bu kutuların tarım arazi kenarlarına ve su kenarlarına atılmaması gerektiğini hatırlatarak konuşmasını bitirdi.
Konuşmaların devamında Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr. Devrim Oskay konuşmasını yapmak için kürsüye davet edildi. Kırklareli’nin Trakya Arı’sının korundu bir yer olduğunu belirten Yrd Doç Dr. Oskay; “Bu arı genetik olarak dünyanın hiçbir yerinde bulunmamaktadır. Bu gen kaynağımızı korumamız gerekiyor. Bu ölçüde ıslah çalışmaları yapmaya başladık. Bu çalışmaları geniş kapsamlı olarak yapılması için üreticilerin ve diğer birimlerin el ele vererek çalışması gerekiyor. Eğitim seminerimizin amacı Dünya’da ve Türkiye’de yüksek oranda koloni kayıpları yaşanması sebebi ile teknik bakımdan arıcılığın dikkatle izlenmesini öğrenmektir. Değerli hocalarımız bu konularda bizlere detaylı bilgiler verip bizleri aydınlatacaklar. Seminere verilen arada Banu Oskay’a ait resim sergisi açılışı olacak. Bununda ilginizi çekeceğini düşünüyorum.” dedi.
Seminer açılış konuşmalarının devamında Kırklareli İl Tarım Müdürü Hasan Çebi bir konuşma yaptı. Arıcılığın bal üretimi için hiçbir girdiğe ihtiyaç duymadan üretim yapılan tek sektör olduğunu ifade eden Müdür Çebi; “İlimiz sınırları içindeki yıldız dağları çok zengin ve dünyanın sayılı biyolojik çeşitliliğine sahiptir. Buradaki çiçekleri en iyi şekilde değerlendirerek insanların hizmetine değişik ürünler sunulabilir. İlimizde 40 Bin 682 Arı kolonisi, 32 Bin 818 fenni kovan, 7 Bin 864 tane geleneksel sepet vardır. İlimizde 549 Ton Bal, 150 Kg Polen, 17 Ton Bal Mumu üretimi yapılmaktadır. 2010 yılında arıcılığa desteklemeler yapıldı, ama arı ürünlerinde çeşitlilik yapılması gerekiyor. Bakanlık Kırklareli’nin de içinde bulunduğu 5 ilde geleneksel arıcılığı destekliyor. İlimiz bal üretimi sezonunda il sınırları dışından gelen 342 gezginci arıcının yaklaşık 52 Bin arı kovanının bal üretimine katkı sağlamaktadır. İlimizde yapılacak olan Trakya Arısı’nın temizliği ve yüksek bal verimi konularında ıslah edilip üreticilerimizin hizmetine sunulması Kırklareli arıcılığına önemli derecede katkı sağlayacaktır.” şeklinde konuşarak arıcılık eğitim seminerinin ülkeye ve Kırklareli’ne hayırlar getirmesini dileyip, hocalara şimdiden kendilerine verecekleri bilgileri için teşekkür etti.      
Açılış konuşmalarının son konuşmasını Kırklareli Valisi Ali Haydar Öner yaptı.
“Katılımcıların ayakta kalması bizi bir ölçüde üzüyor ama salonun dolu olması çok memnun edici.” Şeklinde konuşmasına başlayan Vali Öner, Kırklareli’de arıcılığa arzu edilen düzeyde ilgi duyulduğunun bu kalabalık katılım ile anlaşıldığını belirterek ilgilerden ayakta kalanlar için yardım istedi.
“Arı çok müstesna bir yaratık, Arı almadan verme özelliğine sahip, herkese kazandıran bir yaratık, hiç kimseden hiç bir şey istemiyor ama kendi yiyeceğini hazırlarken bütün kainata katkı sağlıyor. Tozlaşma yolu ile floranın yaygınlaşmasına bereketin artmasına katkıda bulunuyor.” şeklinde konuşan Vali Öner, arının kendi yiyeceğinden insanlara ikramda bulunduğunu, bunu yapmak için çok çalışarak üretimini sürdürebilmek için hayatını feda dahi ettiğini belirtti. Vali Öner Konuşmasının devamında şunları kaydetti; “Arı kolonisinin sürekliliği için erkek arıların hayatlarını feda ettikleri biliniyor. Güçlülerin yaşamını sürdürmesi ve nitelikli nesillerin devamı için arıya bir takım özellikler yüklenmiş, arılar çiftleşmeyi yeryüzünden metrelerce yüksekte yapıyor. Bu yüksekliye de ancak güçlü arılar ulaşabiliyor. Kraliçe arı bir yandan koloni varlığını arttırırken biryandan çok çalışıyor. Arı, kırın, bayırın çiçeğini Bal’a Polen’e Süt’e ve diğer arı ürünlerine dönüştüren bir varlıktır. Bunu nasıl başardığını insanoğlunun aklı ermiyor. Ama sonuç mükemmel, tüm bu mükemmelliklerin üzerine bazen insanoğlunun vahim yanlışları giriyor. Türkiye’de bir dönem arısız bal, sütsüz kaşar, etsiz sucuk üretildi. Bu kadar güzelliği, çirkinlik ve sahtekarlık nasıl katılır? En şerefli varlık bazen çok yanlış işler yapıyor. Kimi zaman kendisini yargının karşısında buluyor. Ama tanrının huzurunda olduğunu zaman zaman unutuyor. Bazen arıcılarımızda bu yanlışlığın içine giriyor. Çankırı Valiliğimde oranın bir kasabasında arısız bal üretiliyordu. Yurtdışına gönderdiğimiz ballar bazen geri dönüyor. Buradan geri dönen ballar, kime zarar veriyor. Arıcılığımıza zarar veriyor. Arı kolonileri ile birlikte şeker kamyonları da dolaşıyor. Helal kazanca haram katılıyor. Çoluk çocuğumuzun sofrasındaki rızka haram katmaya ne hakkımız var. Balın çok olması değil, kaliteli olması önemlidir. Çok üretilen balı kilosu 5 liradan satarsınız, fakat nitelikli balı 500 liradan satarsınız. İki büyük önderimiz var birisi Mustafa Kemal Atatürk, biriside Hz. Muhammet (S.A.V), her ikisi de “hakikati söylemekten korkmayın” diyor. Hakikat biraz çarpıcı ama söyleyeceğiz. Söylemekle yetinmeyi riayet edip uyacağız.”
Konuşmasında Kırklareli’de 40 Bin yerli arıcının bulunduğunu belirten Vali Öner, 7-8 bin geleneksel sepetin kalmış olmasının sevindirici olduğunu belirterek; “Tabi ürünü çoğaltıp inovasyon denen yeni teknikleri kullanmak lazım. Gelenekleri de korumak çok önemli sepet arısının da değeri ortadadır. Herkes satın aldığı balın hangi tür çiçekten derlendiğini bilmek istiyor. Arıcılarımızın bilinçli olarak arıcılık yapmaları halinde kendi kazançlarını çoğaltacakları, sofralarındaki helal rızkın bereketini arttıracakları muhakkaktır. Kırklareli bitki örtüsü buna imkan veriyor. Ayçiçeği balının kendine göre bir kalitesi var, ama kırk çiçekleri balının kalitesi daha yüksek. Arı hastalıkları ile savaşma artık eskiye göre bilim adamlarının öncülünde kolay bir biçimde yapılıyor. Arıcılığın iyi yanı küçük yaştan ileri yaşlara kadar kadın, erkek herkesin yapabilmesidir.” şeklinde konuştu.
Muğla Arısı, Hatay Arısı, Orta Anadolu Arısı ve Kafkas Arısını bildiğni, ama Trakya Arısı’na yabancı olduğunu belirten Vali Öner, Arıların kendi özelliklerini gen kaynaklarını koruyarak en iyi şekilde onlardan yararlanmanın çok önemli olduğun ifade ederek bu toplantıyı bu nedenle önemsediğini belirtti. Vali Öner bu toplantıyı düzenlemek için katkıda bulunanları kutlayarak şunları kaydetti; “Bu toplantıda görev alan hocalarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. İnsanlarımız arılar kadar çalışkan olursa bu toprakların bereketi artacaktır. İnsanlarımızın arılar kadar çalışkan, arılarımızın da bereketli olmasını diliyorum.”
“Türkiye’de çeşitli arı ırkları var. Farklı ırklar farklı hastalıklara karşı dirençli olabiliyorlar”
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Aykut Kence de seminerde, göçer arıcılık, bal arısı ırkları ve koloni kayıpları hakkında bilgi verdi.
Kence, 1994 yılından bu yana Kırklareli’ni gezerek arıların ırkları konusunda çalışmalar yaptığını ve bu çalışmalar sonucu ortaya çıkardığı Kırklareli arı ırkının bu gün koruma altına alındığını söyledi.
Amerika ve Türkiye’de 2007’de yaşanan büyük arı koloni kayıpları nedeniyle Avrupa’da ‘’Koloni Kayıpları Önleme Ağı’’ oluşturulduğunu ifade eden Kence, “Ülkemizde 2007 yılında alışılmadık düzeyde koloni kayıpları görülmüştür. Koloni kayıpları ABD ile eş zamanlı olarak görülmüştür. Bu kayıpların ekonomik etkisi büyüktür. Tozlaşma özelliği nedeniyle arıların verime katkıları büyüktür. Arılar giderse, koloni kayıpları yüksek olursa verimde düşük oluyor’’ dedi.
Görülen yüksek koloni kayıpları üzerine Avrupa’da koloni kayıplarını önemle grubu oluşturulduğunu anlatan Kence, söyle konuştu:
‘”Bu grubun amacı Avrupa’daki araştırmacılar arasında bir eş güdüm sağlayarak koloni kayıplarına neden olan faktörleri belirlemek. Türkiye’de çeşitli arı ırkları var. Farklı ırklar farklı hastalıklara karşı dirençli olabiliyorlar. Düşüncemiz bu tür dinç farklarını Türkiye’deki arı ırklarında bulunması sonucu genel arıcılığın sorunlarını çözebilecek genetik kaynakları elde edilebilecek olmasıdır. Türkiye’nin bal arısını temsil eden 5 bölgede görülen koloni kayıplarını belirlemek için anket çalışması düzenledik. Anket sonuçlarını analiz ettik.’’
Seminere verilen arada Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Devrim Oskay’ın eşi Banu Oskay’ın, ‘’Bal arıları ve Çiçekler’’ konulu resim sergisinin de açılışı yapıldı.
Yağlı boya, akrilik ve rölyef çalışmalarından oluşan 26 eseri 5 ayda hazırladığını ifade eden Oskay, Bilimle sanatı sergisinde buluşturduğunu söyledi.
Gerçekleşen seminerde Namık Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd, Doç. Dr, Yahya Tuncay Tuna tarafından Trakya Bölgesi Bal Ansında (A. mellifera L) Geometrik Morfometrîk Çalışmalar sunumu, Ahi Evran Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Rahşan İvrin Tunca tarafından Dünyada ve Türkiye'de Analık Ürünlerinin İstatistiksel Değerlendirilmesi sunumu, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meral Kence tarafından Biyoloji Bölümü Bal Ansı Genetiği sunumu, Namık Kemal Üniversiyesi, Ziraat Fakültesi’nden Nihan Babacan ve Merve Oğuz tarafından Arı Dünyası Öğrenci Topluluğu Balın Özellikleri ve Kullanımı sunumu, Mustafa Kemal Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Mustafa Muz tarafından Sağlıklı Arıcılık sunumu, Namık Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Devrim Oskay tarafından Trakya Arısının Performans, Hastalık ve Zararlılara Dirençlilik Özelliklerinin Islah Yöntemleri Kullanılarak Geliştirilmesi sunumu ile Namık Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi (Emekli) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu tarafından Arı Ölümlerinin Nedenleri ve Önleme Yolları sunumu yapıldı. (cs)