Hiçbir işe yaramayan bina

Hiçbir işe yaramayan bina

Hiçbir işe yaramayan bina

Hiçbir işe yaramayan bina

Hiçbir işe yaramayan bina
01 Ekim 2010 - 09:07


 


Geçtiğimiz günlerde mahalli bir gazetemizde, Dereköy yolu üzerinde, bir Alman derneğinin hibesi ile Esnaf Odası yöneticilerinin denetiminde 7-8 senedir “Hiç Bir İşe Yaramayan Bina”nın satılacağını okudum.
Duyumlarıma göre binanın oraya konduruluşu bir maceraydı. Ben bu konuya girmek istemiyorum.
Hiçbir işe yaramayan bina uzun bir süre kendi kaderine terk edildi. Hal böyle olunca yapımı trilyonları (milyonları) bulan bina tamir üzerine tamir gördü. Bakımsızlıktan sonra, Yüksek Okul’a devredildi. Bu süre zarfındada hatırı bilinir bir derecede masraf yapıldı bu hiçbir işe yaramayan binaya.
Fakat müteahhitlerimizin işine yaradı tabiî ki.
Merakımı bağışlasın yetkililer;
Ticaret serbesttir kanunların el verdiği sürece. Yapımında ve tamiratında eski bir Belediye Başkanımıza bu sureler içinde “İş” verildi mi? Verildiyse ne kadar ücret ödendi? Yaptığı iş baz alınarak.
Bu soruyu şunun için soruyorum.
15 Kasım 2007 tarihli HİCRAN adlı makalemde; “Büyümüş de küçülmüş, kendinden emin, siyasetçi, bilim adamı, işveren, Kırklareli’ni kurtaracağım edalarıyla nereden elde ettiği belli olmayan projeler ile ortaya çıkar.
Sonunda kendini kurtarır. Vatandaşta hala kurtulmayı bekler.
Ben bir sefer aldattığımda suç benim, ikinci sefer aldattığımda suç Vatandaş’ın olur” diye kaleme almıştım. Makalelerimin doğruluk derecesinin en üst seviyeye çıktığını ispatlamak için eski tarihli yazımdan bir bölümünü bu konuyla birleştirdim.
Şimdi sıkı durun;
Hiçbir işe yaramayan milyarlar yiyip bitiren binadan Yüksek Okul çıktıktan sonra “Saldım çayıra, Mevlâm kayıra” oluyor. Yani korumasız bırakılıyor 3 ay kadar.
Bu süre zarfında, hiçbir işe yaramayan bina kişi veya kişilerce içine sanki “Tüsünami” girmiş gibi kırılıyor, dökülüyor, milyarlık zarar veriliyor. İçler acısı duruma getiriliyor.
Ha, bu arada hiçbir işe yaramayan binanın satışının durdurulduğu duyumunu alıyorum.
Ama yetkililer hemen tedbir alıyor. Oraya bekçi koyuyor “Zararın neresinden dönersem kârdır” diyor. Böylece hiçbir işe yaramayan binaya kimse giremez oluyor.
Bu işte daha çok su götürecek oluyor.
Kırklareli aziz halkıma verilen bu zararların takipçisi olacağım.