“Herkes kadar eşit yaşamak istiyoruz”

“Herkes kadar eşit yaşamak istiyoruz”

“Herkes kadar eşit yaşamak istiyoruz”

“Herkes kadar eşit yaşamak istiyoruz”

“Herkes kadar eşit yaşamak istiyoruz”
04 Aralık 2010 - 09:32

Türkiye Sakatlar Derneği (TSD) Kırklareli Şube Başkanı İrfan Özeklioğlu,
3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında
şunları kaydetti:

HABER MERKEZİ

“Dünyanın dört bir yanında hakları için mücadele eden engellileri anmak ve kazanılmış haklarını toplum bilincine çıkarmak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 3 Aralık tarihini Dünya Engelliler Günü ilan etmiştir.
Türkiye başta Birleşmiş Millet Engelli Hakları Sözleşmesi olmak üzere engellilerin hak ve özgürlükleri düzenleyen birçok uluslararası hukuk belgesine taraf olmuştur. Son olarak Referandum sonucunda Anayasamızın 10. Maddesine engellilere yönelik pozitif ayrımcılık konusunda düzenleme de yapılmıştır.
Bütün bunlar bizler açısından sevindirici gelişmelerdir. Ancak bu sevincimizi doya doya yaşama olanağı hala ülkemizin engellilerine nasip olmamıştır. Özellikle Anayasa reformundan sonra engellilere yönelik düzenlemelerin haklarımızı koruyucu içerikte olmasını beklemekteydik. İktidar ise bu beklentimizi tam anlamıyla bir hayal kırıklığına dönüştüren uygulamalarla hepimizi şaşkına çevirmiştir.
Kısa bir süre önce Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan bir genelgede, geçmiş yıllara oranla daha da kısıtlayıcı düzenlemeler getirilmektedir. 2008 yılında çıkarılan genelgede tüm engellilere sağlık hizmetlerinde öncelik tanınırken, 2010 yılında "Pozitif Ayrımcılık" iddiası ile bu hal sadece ağır engellilerle sınırlanmıştır. Anayasa’nın 10. Maddesindeki değişikliğin bu şekilde yorumlanması bütün engellilerde sahip oldukları hakları da kaybedecekleri endişesine neden olmuştur.
Yine Sosyal Güvenlik Kurumu, trafik kazaları nedeniyle engelli olanların sağlık giderlerini ödeyemeyeceğine ilişkin bir yazı yayınlamış, binlerce engellinin tedavisi, yaşam kalitesi için gerekli tıbbi desteği yok eden bir gelişmeye yol açmıştır. Özellikle zihinsel engelli çocuklarımızın eğitimiyle ilgili müfredatta değişikliğe gidilmesi, iktidarın zihniyeti ile engellilerin ihtiyaçları ve beklentileri arasındaki uçurumu daha da derinleştirmiştir. Raporlarla ilgili yönetmeliğin meydana getirdiği hak kayıpları giderek büyük bir yaraya dönüşmektedir. Birçok engelli sırf bu yüzden eğitim, istihdam, evde bakım, engelli aylığı başta olmak üzere temel haklarını kullanamaz haldedir. Buna Maliye Bakanlığı Merkez Sağlık Kurulu'nun uygulamaları da eklendiğinde sorunlar içinden çıkılmaz bir hal almaktadır.
Referandum sırasında yeniden gündeme gelen seçme hakkımı kullanımının önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik hala bir gelişme sağlanmamıştır. Binaların, yol ve alanların erişilebilir olmaması engellilerin temel sorunlarının başında gelmektedir. Eski yapı, yol ve alanların erişilebilir hale getirilmesi için yasanın öngördüğü süre 2012 yılında dolacaktır. Ama bu konuda hiçbir gelişme gözlenmektedir.
Toplu ulaşım araçlarıyla ilgili olarak yerel yönetimlere tanıtan sürenin de sonuna gelinmek üzeredir. Birkaç büyük şehir belediyesinin dışında bu konuda çalışma yapan yerel yönetim bulunmamaktadır. Şehirlerarası ulaşım ise hiç gündeme gelmemektedir.
Bırakalım eskilerin dönüşümünü, yeni alınan araçlarda ile Yasanın emrettiği niteliklere uyulmayarak, belediyeler açık biçimde hukuk dışı işlemler yapmakta, onları denetlemekle görevli makamlar ise görmezden gelmektedir.
Yeni uygulamaya konulan "Aile Hekimliği", büyük ölçüde engelliler dikkate alınmadan tasarlanmıştır. Bu sistem tedavileri uzmanlık gerektiren engellilerin sağlık hizmetinden yararlanmasını kısıtladığı gibi, uzman olmayan hekimlerin yanlış tedavilerine, dolayısıyla engellerin telafisi mümkün olmayan mağduriyetlerine de kapıyı açık bırakmış durumdadır. Seçim öncesi olduğu için henüz Aile hekimliği uygulaması esnek bırakılmaktadır, ancak sonrasında bizleri ciddi sorunların beklediği ilgili mevzuatta çok açıktır.
Ayrımcılık ülkemizin her alanda yoğun yaşadığı bir sorun olmaya devam etmektedir. Engelliler hemen her konuda dışlanan, ayrı tutulan ve herkesin sahip olduğu hakları kullanamayan bir kesim olarak yaşama tutunma çabası içindedir. Bu sorunun önde gelen muhataplarında olan engellilerin hakları düzenlemesi hala mevcut değildir.
Bizler sorunlarımıza çözüm bulunacağına ilişkin umutlarımızın tükendiğini her geçen gün daha fazla hissetmekteyiz. Endişelerimiz giderek öfkeye dönüşmektedir Bu nedenle başta iktidar olmak üzere tüm siyasi partilerimize sesleniyoruz;
Onaylanmış uluslararası hukuk belgelerini temel alan ayrımcılık konusunda yeni bir yasa hemen çıkarılmalıdır.
Ulaşım araçları, kamuya açık tüm binalar, alanlar için bütün icracı bakanlıklar, yerel yönetimler bütçelerinde pay ayırmalı, uygulamaya dönük, stratejik planlar gibi, belgelerde bunlar belirtilmelidir. Erişilebilirlik konusundaki düzenlemeleri yerine getirmeyen kamu görevlileri, yerel yöneticiler hakkında (tazminat dahil) cezai hükümler ya ilgili yasaların içine ya da Türk Ceza Yasası'na konulmalıdır. Sağlık Kurulu Rapor yönetmeliği mutlaka değiştirilmeli ve Maliye Bakanlığı Merkez Sağlık Kurulu kaldırılarak vergi indirimi sağlık kurulu raporlarındaki oranlara göre verilmelidir. Zihinsel engellilerin beden sağlığının korunması için gerekli olan beden eğitimi dersleriyle ilgili düzenleme eski haline getirilmelidir. Trafik kazaları nedeniyle engelli olan vatandaşlarımızın sağlık ve yaşım kalitelerinin korunması için SGK'nun koyduğu ve yasayı yanlış yorumlayan uygulamasına son verilmelidir. Sağlık Uygulama Tebliği ile teşhis, tedavi, ameliyat, yatarak tedavi, engellilerin yaşamlarını sürdürmeleri için zorunlu olan ortez. protezlerden istenen katkı payları kaldırılmalı ve kaliteli ürünlerin alımına olanak sağlanmalıdır. Haziran ayında yapılacak genel seçimler öncesinde, seçme hakkımızı her hangi bir yönlendirme ve baskı altında kalmadan özgür irademizle kullanabilmemiz için oy pusulaları görme engellilerin de okuyabileceği formlarda düzenlenmelidir. Engellilere verilen aylık ve evde bakım destekleri mutlaka artırılmalı, evde bakım yardımı verilen ailelere psikolojik danışmanlık, geçici bakım yurdu desteği verilmeli. Büyük kısmı boş tutulan kamudaki engelli kadrolarının doldurulması için çalışmalar hızlandırılmalı, daha etkin, pratik, adil ve liyakate dayalı bir alım süreci uygulanmalıdır.
Türkiye Sakatlar Derneği yıllardır olduğu gibi kararlılıkla: Engellilerin kendi seçimlerini yapma özgürlükleri ve bağımsızlıklarını da kapsayacak şekilde, kişilerin insanlık onuru ve bireysel özerkliklerine saygı gösterilmesinin;
Ayrımcılık yapılmamasının; Engellilerin topluma tam ve etkin katılmasının, Farklılıklara saygı gösterilmesi ve engellilerin insan çeşitliliğinin ve insanlığın bir parçası olarak kabul edilmesinin. Erişilebilirliğin, fırsat eşitliğinin, kadm-erkek eşitliğinin sağlanmasının; Engelli çocukların gelişim kapasitesine ve kendi kimliklerini koruyabilme haklarına saygı duyulmasının takipçisi olacaktır.” (s)