Çılgın Türk Hollanda’da evini Çanakkale Müzesi yaptı

Çılgın Türk Hollanda’da evini Çanakkale Müzesi yaptı

Çılgın Türk Hollanda’da evini Çanakkale Müzesi yaptı

Çılgın Türk Hollanda’da evini Çanakkale Müzesi yaptı

Çılgın Türk Hollanda’da evini Çanakkale Müzesi yaptı
05 Şubat 2015 - 08:21

* Türker; “Çanakkale Belediyesi ve Valiliği  bana 10 yıldır maddiyatı bırakın, manevi destek bile olmadı. Avrupa’da ülkemin gönüllü tanıtımını yapmak istiyorum. Ülkesini, milletini, bayrağını seven bir Türk bu işe gönüllü talip oluyor kimse destek vermediği gibi neredeyse engellemeye çalışıyorlar. Bu nasıl Türk’lük? Nasıl vatan sevgisidir? Benim yaptığım işleri Kültür Bakanlığının yapması gerekir.







HABER MERKEZİ


Hollanda da yaşayan ve yıllarca özellikle engellilere yaptığı yardımlardan dolayı herkesin gönlünü fetheden Bülent Türker, Hollanda’da 27 yıl değişik bankalarda yöneticilik ve banka müdürlüğü yaptı.


Aslen Kırklareli Vizeli  olan hemşerimiz Bülent Türker 2 yıldır Türkiye’deki uğraşları ve başvurmadığı kapı


bırakmamasına rağmen hiç  kimseden bir destek  bulamayınca yıllarca dünyanın her yerinden satın aldığı Çanakkale ve Atatürk’le ilgili orjinal obje ve belgeleri  Hollanda’da kendi malı olan müstakil 300 metrekare iki katlı bahçeli evinde Şubat ayı sonunda  Çanakkale 100 yıl Barış müzesi olarak açmak için çalışmalara başladı. 


Tamamen kendi imkanları ile bu işe girişen Bülent Türker Çanakkale Valiliğine Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılı münasebetiyle hazırladığı projeyi sunmuş ama yüzüne bakan olmamış. Kültür Bakanlığı da Türker’in yüzüne bakmayanlardan. Manevi olarak da olsa kimsenin ilgilenmediği, yüzüne bakmadığı Bülent Türker, Hollanda’da Türk’ün adını duyurmak için bir servet harcamış. Atatürk’ün silahından, Çanakkale zaferinde kullanılan malzemelere kadar müzayedelere katılmış ve parasına acımadan sırf bir sevda uğruna evlerin alamayacağı eşyaları satın almış. Bülent Türker’in elinde bir tek parçası yüz binlerce avro yapan tarih var.  


Bülent Türker gazetemize bir açıklama yaparak konu ile ilgili sitemini şöyle dile getirdi;


“Birçok yere müracaat ettim.  Rottedam’da bir binanın bir yıllık kirasını verin ben tüm donanımını yapacağım, gönüllüleri ve müzenin hayata geçmesinde çalışanları bulacağım. Elimde bulunan 500’den fazla obje fotoğraf ve  malzemeyi tüm Avrupa’daki 5 milyon Türk’e ücretsiz sunacağım, tanıtacağım dememe rağmen hep olumsuz cevap aldım. Benim bu işte bir lira menfaatim yok. Kendi paramla satın aldığım ve büyük bir servet eden eserleri Türk olanla da, olmayanla da paylaşmak, Avrupa’da ülkemin gönüllü tanıtımını yapmak istiyorum. Benim yaptığım işleri Kültür Bakanlığının yapması gerekir. Kültür Bakanlığı ülkemizin tanıtımı için bunu yaptığında belki de milyon dolarlık bütçe ayırmak zorunda kalır. Ülkesini, milletini, bayrağını seven bir Türk bu işe gönüllü talip oluyor kimse destek vermediği gibi neredeyse engellemeye çalışıyorlar. Bu nasıl Türk’lük? Nasıl vatan sevgisidir?


Çanakkale Belediyesi ve Valiliği  bana 10 yıldır maddiyatı bırakın, manevi destek bile olmadılar. Hollanda’dan şahsi tanıtımlarımla on binlerce insanın Çanakkale’ye gitmesini sağladım. 8 yıldır Avrupa’daki festivallere tamamen kendi imkânımla gezici müze açtım. Açtığım gezici müzeyi ziyarete her festivalde 100 binden fazla ziyaretçi geldi. Ziyaretçilere yüz binlerce Kınalı Hasan, Seyit Onbaşı, İstiklal Marşı gibi poster ve broşürleri ücretsiz dağıttım.  Çanakkale ve Atatürk ile ilgili yayınlanmış 7 kitabım var. 


Çanakkale Kahramanları 50 baskı yaptı. Bu bir rekordur. Bu kitaplardan en az 50 binini ücretsiz dağıttım.  . 


Hollanda’da evimi müze haline getirdim. Kendime yatmaya yer bırakmadım. Müzemde Çanakkale savaşında kullanılan Türk bayrağı, Türk komutanının şehit olduktan sonra İngiltere’ye giden Altın köstekli saati, Fransız ve İngiliz komutanların savaşta kullandığı dürbünler Fransız komutanın piposu, savaşta kullanılan kılıç ve süngüler, Tabancalar, mermiler. Savaş sırasında çıkan Fransız dergileri ve gazeteleri,


Savaşı gün gün anlatan Osmanlı’ca günlüklerden tutunda, savaşta giyilen elbise, bot ve savaşta kullanılan özel eşyalar,   kullandıklara ilaç kutularına, Türk komutanlarımızın kılıçlarına,  askerlerin üzerinden çıkan kuranı kerim, hiç bir yerde rastlanamayan o günlerde çekilmiş binlerce fotoğraf. Elimdeki 500 aşkın eşyadan müzeye ancak bir kısmını koyabileceğim. Çünkü bu kadar malzemeyi evime sığdırmam 


aldırmam mümkün değil. 


Evimin Bahçesine kazan koyup, savaşta yenen bulgur pilavı ve  kuru üzüm hoşafı yaptıracağım. Gelen ziyaretçilere şekersiz üzüm hoşafı ve bulgur pilavı ikram edeceğim.  Birde siyah ekmek ile ayran. Savaşta nelerin çekildiğinin hatırlanmasını istiyorum. Ecdadımız yarı aç, yarı tok nasıl savaştı ve bize bu vatanı emanet etti. Bunlar hatırlanmalı ve unutulmamalıdır. Bu vatan bize milli piyangodan çıkmadı. Her karışının bedeli kanla ödendi.  


Ben bu malzemelere 20 yıldır büyük bir servet harcadım ve karşılığında hiçbir şey beklemedim Devletimiz ama bu kadar ilgisiz olmasın. Yurt dışındaki gurbetçilerimizi her zaman olduğu gibi yine sahipsiz bırakmalarına kızıyorum.


Çanakkale’nin 100yıl anma ve kutlamalarının sadece havai fişek ve bir iki küçük etkinlikle sona ermesine gönlüm razı değil. Kültür Bakanlığımız bu konuda lütfen duyarlı olsun, benim gibi gönül verenlere de maddi olmuyorlar bari manevi destek versin.”