Çidem; “Doğada ki dengeyi korumak biyolojik mücadele ile mümkün”

Çidem; “Doğada ki dengeyi korumak biyolojik mücadele ile mümkün”

Çidem; “Doğada ki dengeyi korumak biyolojik mücadele ile mümkün”

Çidem; “Doğada ki dengeyi korumak biyolojik mücadele ile mümkün”

Çidem; “Doğada ki dengeyi korumak biyolojik mücadele ile mümkün”
19 Ağustos 2014 - 07:21

Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (DAYKO) Kırklareli İl Temsilcisi Göksal Çidem, doğadaki dengeyi korumanın ancak yapılacak olan biyolojik mücadele ile mümkün olabileceğini belirterek şunları kaydederek şunları söyledi.




HABER MERKEZİ


Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (DAYKO) Kırklareli İl Temsilcisi Göksal Çidem, doğadaki dengeyi korumanın ancak yapılacak olan biyolojik mücadele ile mümkün olabileceğini belirterek şunları kaydederek şunları söyledi.


“Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından Yozgat Üretme Çiftliği'nde üretilen bin adet Keklik "2014 Yılı Doğaya Keklik ve Sülün Yerleştirme Eylem Programı" kapsamında Kırklareli’nin Kofçaz İlçesi’ne bağlı Kocayazı Köyü’nde doğaya salındı. Amaç bölgedeki Keklik Popülasyonu’nu arttırarak Kene ile mücadele etmek. Çünkü; basında yer alan haberlere göre merkeze bağlı Düzorman Köyü’nde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı’ndan ölüm yaşandı. Biyolojik mücadele de keklikler oldukça önemli bir yere sahip.  Keklikler yılda 1 milyon Süne ve Kene yiyor.


* “Doğadaki dengeyi korumak biyolojik mücadele ile mümkün” 


Kofçaz Kocayazı Köyü bölgesinde doğaya bırakılan ve 3 yıl avlanması yasak olan Kekliklerin korunması nasıl yapılacak? Bölgede RES yapımı başlamak üzere. Ancak ruhsat alanı içerisinde 3 yıl mutlak korunması gereken, biyolojik mücadele için doğaya bırakılan keklikler var. 7/24 Koruma yapılacağını duyuran kurumlar, ihbar ve bilgilendirme için iletişim bilgilerini bir an önce kamuoyu ile paylaşmalı, köylerde afiş ve broşürler ile duyurmalıdırlar.  “Saldım çayıra, mevlam kayıra” olmamalı. Veya 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu’nun 28. maddesi kapsamında belirlenen tazminat bedelleri de çözüm olmayacaktır. Etkin adli ve idari tedbirler uygulanarak, yöre insanının bilgilendirilerek, destek alınarak ekolojik dengenin bozulmasını önlemek esas olmalıdır.    


Aynı bölgede Kekliklerin yanı sıra koruma altında bulunan Avrupa kırmızı orman Karıncası yuvaları mevcut. Trakya Üniversitesi ve TÜBİTAK tarafından yürütülen proje kapsamında çalışmalar devam etmektedir. Keklikler kadar önemli olan bu karıncalar, Bir karınca kolonisinde ortalama 300 bin adet karınca yaşar. Ortalama 300 bin karınca bulunan bir kolonide Karıncaların bir yılda topladıkları bu besinin % 60’ını zararlı orman böcekleri teşkil etmektedir. Tek bir orman karıncası yuvasındaki bireyler 1 yılda 20 bin kadar böcek yerler. Bunların büyük bir çoğunluğu tırtıl, çekirge ve kenelerden oluşmaktadır. 


Şu anda bölgede 10 Adet RES faaliyette. 100’den fazlası içinde ÇED süreci devam ediyor. AB’nin Bulgaristan-Türkiye Sınır ötesi İsbirliği Programı kapsamında desteklenen, Yıldız Dağlarında uygulanan “TR 06 02 16 Yıldız Dağlarında Biyolojik Çesitliliğin Korunması ve Sürdürülebilir Geliştirilmesi Projesi 2009’da tamamlanmış olup, sonucunda raporlar hazırlanmıştır. Ancak Hazırlanan ÇED Proje Dosyaları’nda belirtilen kaynaklarda 2 yıl süren proje sonucunda hazırlanan kaynaklar değerlendirme aşamasında dikkate alınmadığı ortadadır.


Nitekim Final Avifauna tr Raporu’nda; Palaearktik bölgenin ana kuş darboğazlarından birinin üstünde yer aldığı, bu nedenle, bölgede rüzgâr santralleri inşa edilmesi tüm biyocoğrafya bölgesindeki avifaunayı çok ciddi olarak etkileyeceği olumsuz sonuçlar doğuracağı, Yıldız Dağları’nın kuş göç yolları açısından stratejik konumu göz önüne alınarak bölgede rüzgâr santrali kurulumundan kaçınılması gerektiği raporlarda yer almıştır. 


Bilimsel raporlarda yer alan verilere bakıldığında, kuşlar RESNlerden olumsuz etkileniyor, hatta ölüyor. RES Sahası’na biyolojik mücadele için, 1000 adet keklik bırakırken RES’ler için olur ve onay veren kurumlar kararlarını yeniden gözden geçirmelidir. 


Sonuç olarak kenesiz bir dünya olmayacağına göre kenelerle mesafeli, ekolojik dengeyi koruyarak, biyolojik yararlıları koruyup çoğaltarak, zararlılar ile biyolojik mücadele yapmalıyız. Yoksa her şeyi kimyasal zehirle yok etmeye çalışırsak, sonuçta kendimizi de zehirlediğimizi bilmeliyiz.  


Ekolojik dengenin bozulması, doğal varlıkların ve yaşam alanlarının kar etmek hırsıyla yok edilmesiyle canlı yaşam yok oluyor. İntihar ediyoruz. İflasa giden bir süreç yaşıyoruz. Doğal varlıkları, günlük çıkarlar uğruna yok ederek kendi ellerimizle sonumuzu hazırlıyoruz.” (Savaş Eskici)