Bulgaristan'da Devlet Televizyonu BNT'deki Türkçe haber programı için referanduma gidilmesiyle ilgili tartışmalar sürerken, daha önce referandum önerisini destekleyeceğini açıklayan Başbakan Boyko Borisov, bu kararından vazgeçtiğinin sinyalini verdi.

Borisov, "Darik" adlı özel radyo kanalına yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Georgi Pırvanov'un "Başbakana tuzak kurdular" şeklindeki yorumuna katıldığını belirtti.


"Cumhurbaşkanı haklı. Referandum konusunda tuzağa düştüğümü kabul ediyorum" diyen Borisov, BNT'nin Türkçe haber programının sadece Türklerin yoğunlukta yaşadığı bölgelerde yayımlanması yönünde çalışmalar yapabileceğini söyledi.


-"KOMİK DURUMA DÜŞERİZ";
 
Bakanı Rumyana Jeleva da referandumla ilgili görüşlerini açıklarken, "azınlıkla ilgili bir konunun çoğunluğa sorulmasının anlamsız olacağını" söyledi. Jeleva, "Sonucu önceden belli bir konuda referandum yaparsak komik duruma düşeriz" diye konuştu.


Bulgaristan'ın önünde çok daha ciddi sorunların olduğunu kaydeden Jeleva, "Basit ve anlamsız işler için enerjimizi harcayamayız" yorumunu yaptı.


Irkçı ve aşırı milliyetçi ATAKA partisi, BNT'de 2000 yılından beri hafta içi her gün 10 dakika süreyle Bulgarca alt yazı ile yayımlanan Türkçe haber programının yasaklanması için uzun süredir kampanya yürütüyor.


ATAKA, son olarak Türkçe haber programının kaldırılıp kaldırılmaması konusunda referanduma gidilmesi önerisini getirmiş ve konuyu parlamentoya taşıyabilmek için Başbakan Boyko Borisov'dan destek sözü almayı başarmıştı.


-TÜRKİYE VE AB'DEN TEPKİ-


Borisov'un referanduma destek vereceğini açıklaması ise Türkiye ve Avrupa Birliğinden tepkilerin gelmesine yol açmıştı.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Borisov'u telefonla arayarak "Konunun çoğulcu demokrasi kuralları ile temel hak ve özgürlükler çerçevesinde diyalog yoluyla çözüme kavuşturulması yolunda Bulgaristan hükümetinden gerekli çabayı göstermesini" istemişti.


Avrupa Parlamentosu liberaller gurubun başkanı Guy Verhofstadt da Borisov'un aşırı sağcı ATAKA partisinin getirdiği teklifi desteklemesinin Bulgaristan'ın azınlık haklarının korunması taahhüdünü sorgulamaya açtığını belirtmiş ve referandumun Bulgaristan'ı Avrupa değerleriyle karşı karşıya getireceği uyarısında bulunmuştu.
Verhofstadt, "Türkçe programlara son verilmesi Bulgar toplumunda gerilimi artıracak ve ülkenin itibarına darbe vuracaktır. Referandumun gerçekleştirilmesi durumunda AB'nin 'etnik ve dil temelli ayrımcılık yapılamaz' ilkesine de ters düşülecektir" açıklamasını yapmıştı.